Kavur nedir, Kavur ne demek

Teknik terim anlamı:

Gâvur, kâfir.

Kavur ile ilgili Cümleler

  • Ali kendi kahve çekirdeklerini kavurur.
  • “Dışarıda ortalığı kasıp kavuran bir ayaz vardı.”
  • “Karaköy civarını kasıp kavuran iki serseri çocuğu enselerinden yakalayıp huzuruna getirmiştim.”
  • Kavurga ye.
  • Kavurga, hedik, çivil marmelatı, tandır ekmeği, firik ve kebap gibi yiyeceklere bayılırım.
  • “Derhâl asabi, ince, deli sesi çınlamaya başlar, etrafı kasıp kavurur ve kıyametleri koparırdı.”
  • Kavurga bir Türk yiyeceğidir.
  • Kavurup kasıp sırra kadem de basabilirim.
  • O, kahve çekirdeklerini kavuruyor.

Kavur ile ilgili Atasözü veya Deyim

akşamdan kavur, sabaha savur : kazandığını günü gününe harcayan tutumsuz kimselerin durumunu anlatmak için kullanılan bir söz söylediği sözü tutmayan kişiler için kullanılan bir söz.

kasıp kavurmak : baskı yaparak veya kıyıcı davranışlarla bir topluluğu ezmek, zulmetmek çok zarar vermek, mahvetmek çok etkilemek, hüküm sürmek.

Kavur tanımı, anlamı

Kara kavurma : Kuşbaşı doğranarak kendi yağıyla kavrulmuş et

Kavurcah : Mısır, kestane patlatmaya yarayan tava.

Kavurçak : Bebek.

Kavurga etmek : Kavurmak.

Kavurgalı : Kırıkkale ilinde, Keskin ilçesinde, merkez bucağına bağlı bir yerleşim birimi. Van ilinde, Başkale ilçesi, merkez bucağına bağlı bir yerleşim bölgesi. Yozgat ili, merkez ilçesi, merkez nahiyesine bağlı bir yer.

 

Kavurgeç : Mısır, kestane patlatmaya yarayan tava.

Kavurğa : Ateşte kavrulmuş tahıl.

Kavurka : Ateşte kavrulmuş tahıl. [Bakınız: kavurga].

Kavurma herlesi : Kavrulmuş unla yapılan çorba.

Kavurmaçukuru : Erzurum şehrinde, Çiftlik nahiyesine bağlı bir yerleşim yeri.

Kavurmaküpü : Diyarbakır şehrinde, Ergani ilçesi, merkez nahiyesine bağlı bir yerleşim bölgesi.

Kavurmalık : Kavurma yapmaya elverişli (yiyecek). Kavurma için ayrılmış.

Kavurmuk : Balgam.

Kavursağ : Yünlü kumaşların yanarken çıkardığı koku.

Kavurt : Heybetli, gösterişli, cesur, yiğit, kahraman.

Kavurtbey : Heybetli, gösterişli, cesur, yiğit, kahraman bey.

Kavurthan : Heybetli, gösterişli, cesur, yiğit, kahraman hükümdar.

Kavurtlak : Düz yüzeydeki yuvarlak çıkıntılar.

Kavuruge : Ateşte kavrulmuş tahıl.

Kavurga : Buğday, mısır vb. tahılların kuru yemiş gibi yenilmek için ateşte kavrulmuşu.

Kavurma : Kavurmak işi. Kendi yağıyla pişirilip kavrulduktan sonra yenen veya dondurulup saklanan et. Kavrulmuş olan.

Kavurmacı : Kavurma yapan veya satan kimse.

Kavurmaç : Kavrulmuş buğday.

Kavurmak : Bir şeyi bir kabın içinde kendisinden başka bir malzeme koymadan pişirmek. Çok üzmek, yakmak, mahvetmek. Rüzgâr, soğuk, sıcak vb. kurutmak, yakmak.

Kavurmalı : İçinde kavurma bulunan.

Kavurtma : Kavurtmak işi.

Kavurtmak : Kavurma işini yaptırmak.

Kavuruş : Kavurma işi.

Sac kavurması : Orta yağlı ve küçük doğranmış koyun etinin ağır ateşte pişirilip soğan, domates, yeşilbiber, dereotu eklenmesiyle hazırlanan karışımın tekrar kısık ateşte pişirilmesiyle yapılmış olan bir yemek türü.

Diğer dillerde Kavun sineği anlamı nedir?

İngilizce'de Kavun sineği ne demek ? : melon fly