Mercy türkçesi Mercy nedir

Mercy ile ilgili cümleler

English: Don't expect any mercy from me.
Turkish: Benden hiç merhamet beklemeyin.

English: He who does not have mercy with Man, God shall not have mercy upon him.
Turkish: İnsana merhameti olmayana Tanrı merhamet etmez.

English: Have mercy on me!
Turkish: Bana acıyın!

English: Farmers are always at the mercy of the weather.
Turkish: Çiftçiler her zaman iklimin insafına kalmıştır.

English: Justice without mercy is cruelty; mercy without justice is the mother of dissolution.
Turkish: Merhametsiz adalet zulümdür, adaletsiz merhamet yok olmanın anasıdır.

Mercy ingilizcede ne demek, Mercy nerede nasıl kullanılır?

Mercy killing : Ötanazi. Çaresiz durumdaki hastayı öldürme.

Mercy seat : Kefaret örtüsü.

At the mercy of : Merhametinde. -nin elinde. Birinin merhametine kalmış. -nin vicdanına kalmış. -nın vicdanına kalmış. Elinde. Kudreti dahilinde.

Be at the mercy of : -in insafına kalmış olmak. İnsafında olmak. İnsafına kalmak. Ocağına düşmek.

Have mercy on : Üzülmek. Hoşgörülü olmak. Acıma veya merhamet göstermek. Şefkat duymak.

Mercantile : Ticari. Tecim ile bağımlı, tecime ilişkin işlemler. Ticaret. Tecimsel. Ticaretle ilgili. Esnafça. Ticarete ait.

 

Throw oneself on the mercy of : -'dan merhamet istemek. Kendini -'nun merhametine atmak. -'dan acıma aramak.

Beg for mercy : Acıma dilemek. İnsaf dilemek. Merhamet dilemek.

Gate of mercy : Merhamet kapısı. Kudüs'ün etrafındaki duvarların doğu kısmında bulunan ve kapatılmış olan kapı.

Show mercy : Merhamet etmek. İnsafa gelmek.

İngilizce Mercy Türkçe anlamı, Mercy eş anlamlısı

Sözcükler, direkt olarak Mercy ile ilgili eş anlamlı kelimeler olmayabilir. Kelime anlamı benzer olan sözcükler olabilirler.

Pities : Merhamet etmek. Yazık. Şefkat. Acımak. Acınacak şey.

Beaucoups : Pek çok (argo terim). (fransızca) bolluk. Çok. Çokluk.

Benedictions : Kilise törenlerinin sonunda okunan bereket duası. Hayırdua. Hayır duası. Takdis. Kutsama duası. Nimet. Kutsama.

Conscience : Duyum, heyecan, düşünme ya da başka bir ruh etkinliğiyle nitelenen durum, ben'in kendi etkinlik ve duygulanmalarını sezebilmesi. geniş anlamda zihin. bir topluluktaki ruhsal etkinliğin ya da ruhsal durumların tümü. Vicdanlılık. Ahlaki duygu. Bilinç. Vicdan. Adalet hissi. İnanç. Bulunç.

Commiserations : Derdine ortak olma. Acısını paylaşma. Derdini paylaşma. Teselli.

Fertility : Belli bir nüfusta belli bir zaman süresi içinde gerçekleşen canlı doğumların sayısı ya da oranı. Birim zamanda meydana getirilen yavru sayısı ile ölçülen, bir bireyin ya da populasyonun üreme kapasitesi. fertilite. Doğurganlık. Üretkenlik. Balıklarda dişi ve erkek bireylerin döl verebilme yeteneği, fertilite. Artağanlık. Fertilite. Biyoloji, sosyoloji, veterinerlik alanlarında kullanılır. Verimlilik. Belli bir çoğanın doğumlar yoluyla artış eğilimi.

 

Condescension : Tenezzül. Lütfetme. Lütüfkarlık. Yukardan alma.

Pardon : Bağışlamak. Hayatını bağışlamak. Mazur görmek. Bağışlama. Geçirmek. Affetme. Özür. Geçirim.

Reasonableness : Akla yatkınlık. Makul olma. Uygunluk. Kabul edilebilirlik. Makulluk. İnsaflılık. Mantıklılık.

Graciousness : Cana yakınlık. Zarafet. Sıcakkanlılık. Nezaket.

Mercy synonyms : re sentencing, free pardon, dispensation, benisons, cornucopias, clemencies, blessing, fairness, kindness, amnestied, feeling sorry, mercies, mercifulness, mildness, have a heart, humaneness, oh, dismissal, gracing, pity, fruitfulness, fertilities, ruths, amnestying, favour, benignities, clemency, copiousness, agape, dismissals, compassion, beneficence, complaisance.

Mercy zıt anlamlı kelimeler, Mercy kelime anlamı

Inhumaneness : Zalimlik.

Mercilessness : Merhametsizlik. Acımasızlık. İnsafsızlık.

Mercy ingilizce tanımı, definition of Mercy

Mercy kelimesinin İngilizce - İngilizce çevirisi (English to English) : Clemency. Compassionate treatment of an offender or adversary. Forbearance to inflict harm under circumstances of provocation, when one has the power to inflict it.