Flic

Flic nedir English: This fluorescent lamp is starting to flicker. We'll have to replace it. Turkish: Bu floresan lamba titreşmeye başlıyor. Onu değiştirmemiz gerekecek. English: The candle's flame is flickering in the soft breez...

Flick knife nedir : Film. Hafifçe vurmak. Fiske. Kamçı ve benzerini şaklatmak. Fiske atmak. Çırpınmak. Seğirmek. Hafif vuruş. Vurmak. Parmak şıklatmak. Knife : Tığ. Yumuşak maddeleri kesmekte kullanılan aygıt. Bıçaklamak. [#Çakı. Bıçakla ke...

Flicked nedir English: Ali flicked off the TV. Turkish: Ali TV'yi kapattı. English: She flicked her hair over her shoulder. Turkish: Saçını omzuna attı. : Sönüp yanmak. Titreşmek. Titreşme. Titrek ışık veya alev. Gözlenen (alg...

Flicker effect nedir : Alazlanmak. Işık titremesi. Çırpınmak. Oynamak. Titreme. Titreşmek. Titrek ışık veya alev. Sönüp yanmak. Oynamak (ışık veya gölge). Titreyerek yanmak (ateş). Effect : Sonuç vermek. Elde edilen bulgunun ortaya çıkardığı y...

Flicker of hope nedir : Titreyerek yanmak (ateş). Titreşme. Titremek. Gözlenen (algılanan) değişme frekansı, saniyede birkaç devir (birkaç hertz) ile "görüntü erime frekansı" arasında parıltı ya da renkte olan çalkantı, titreme izlenimi. bk. gö...

Flickered nedir effect : Kırpışma olayı. Kırpışma etkisi. Flicker free : Göz kırpıştırmayan. Kırpışmasız. of hope : Ümit ışığı. Flicker photometer : Kırpışmalı ışıkölçer. Bir görsel ışıkölçer. bu ışıkölçerde ışık, ölçüştürülecek kaynaklar...

Flickering lights nedir : Titreşen. Titrek. Kırpışma. Titreme. Lights : Gözler. Işıklar. Açık renkler. Fener. Işık. Hayvan akciğeri. Manca. Yönetmenin, sahnenin ya da salonun aydınlatılması için verdiği buyruk. [#Flickeringly : Hafifçe ışık verer...

Flickermouse nedir Flickermouse kelimesinin İngilizce - İngilizce çevirisi (English to English) : [bkz: Flittermouse]. Avrupa'ya özgü küçük yarasa. (zooloji) flittermouse....

Flicking nedir knife : Sapındaki bir düğmeye basılmak suretiyle açılan yay mekanizmalı cep bıçağı. (ingiliz ingilizcesi) sustalı. Sustalı bıçak. Sustalı çakı. Flick through : Gözden geçirmek. Bir dergiye vb gözatmak. Sayfaları birer bire...

Flick nedir English: The candle's flame is flickering in the soft breeze. Turkish: Mumun alevi hafif rüzgarda titriyor. English: What's your favorite chick flick? Turkish: En sevdiğin aşk filmi hangisidir? English: Ali flick...

Flick dağlayıcısı nedir Flick dağlayıcısı; Metalürji alanında kullanılan bir terimdir. Metalürji'deki terim anlamı: Düralümin türü alaşımların dağlanmasında kullanılan bir dağlayıcı. Düralümin : Bileşiminde az olarak magnezyum, mangan ve silisyu...

Flick through nedir : Vurmak. Fiske vurmak. Kamçı ve benzerini şaklatmak. Hafifçe vurmak. Fiske. Çırpınmak. Seğirmek. Fiske atmak. Çabuk bir sallama hareketi. Film. Through : Bir uçtan bir uca. Nedeniyle. Baştan başa. Arasından. Sürmek. Üzeri...

Flicker nedir English: The candle's flame is flickering in the soft breeze. Turkish: Mumun alevi hafif rüzgarda titriyor. English: This fluorescent lamp is starting to flicker. We'll have to replace it. Turkish: Bu floresan la...

Flicker free nedir : Titremek. Alazlanmak. Titreşme. Alevlenmek. Titrek ışıltı. Oynamak. Hızla ve sessizce önünden geçmek. Titreme. Gözlenen (algılanan) değişme frekansı, saniyede birkaç devir (birkaç hertz) ile "görüntü erime frekansı" aras...

Flicker photometer nedir : Titreyerek yanmak (ateş). Alevlenmek. Gözlenen (algılanan) değişme frekansı, saniyede birkaç devir (birkaç hertz) ile "görüntü erime frekansı" arasında parıltı ya da renkte olan çalkantı, titreme izlenimi. bk. görüntü er...

Flickering nedir English: The candle's flame is flickering in the soft breeze. Turkish: Mumun alevi hafif rüzgarda titriyor. lights : Yanıp sönen ışıklar. Titreşen ışıklar. Yanıp sönen ışık. Flickeringly : Hafifçe ışık vererek. Düzens...

Flickeringly nedir lights : Titreşen ışıklar. Yanıp sönen ışık. Yanıp sönen ışıklar. Flickering : Titreme. Titreşen. Titrek. Kırpışma. Sözcükler, direkt olarak Flickeringly ile ilgili eş anlamlı kelimeler olmayabilir. Kelime anlamı benzer ol...

Flickers nedir effect : Kırpışma olayı. Kırpışma etkisi. Flicker free : Göz kırpıştırmayan. Kırpışmasız. of hope : Ümit ışığı. Flicker photometer : Titremeli ışıkölçer. Kırpışmalı ışıkölçer. Bir görsel ışıkölçer. bu ışıkölçerde ışık, ölç...

Flicks nedir : Seks filmi. Flick knife : Sustalı bıçak. Sapındaki bir düğmeye basılmak suretiyle açılan yay mekanizmalı cep bıçağı. Sustalı çakı. (ingiliz ingilizcesi) sustalı. [#Flick through : Sayfaları birer birer çevirmek. Göz atma...