Flick türkçesi Flick nedir
- Kamçı ve benzerini şaklatmak.
- Hafifçe vurmak.
- Vurmak.
- Çırpınmak.
- Fiske atmak.
- Film.
- Fiske.
- Ani hareket.
- Seğirmek.
- Hafif vuruş.
- Çabuk bir sallama hareketi.
- Parmak şıklatmak.
- Fiske vurmak.
Flick ile ilgili cümleler
English: The candle's flame is flickering in the soft breeze.
Turkish: Mumun alevi hafif rüzgarda titriyor.
English: What's your favorite chick flick?
Turkish: En sevdiğin aşk filmi hangisidir?
English: Ali flicked off the TV.
Turkish: Ali TV'yi kapattı.
English: She flicked her hair over her shoulder.
Turkish: Saçını omzuna attı.
English: This fluorescent lamp is starting to flicker. We'll have to replace it.
Turkish: Bu floresan lamba titreşmeye başlıyor. Onu değiştirmemiz gerekecek.
Flick ingilizcede ne demek, Flick nerede nasıl kullanılır?
Flick knife : Sustalı çakı. Sapındaki bir düğmeye basılmak suretiyle açılan yay mekanizmalı cep bıçağı. Sustalı bıçak. (ingiliz ingilizcesi) sustalı.
Flick through : Bir dergiye vb gözatmak. Gözden geçirmek. Sayfaları birer birer çevirmek. Göz atmak.
Skin flick : Porno film.
Flicked : Fiske vurmak. Fiskelenmiş. Fiske atmak. Hafifçe vurmak.
Flicker : Gözlenen (algılanan) değişme frekansı, saniyede birkaç devir (birkaç hertz) ile "görüntü erime frekansı" arasında parıltı ya da renkte olan çalkantı, titreme izlenimi. bk. görüntü erime frekansı, dalgalılık, düzensiz çalkantı. Titreme. Çırpınmak. Alevlenmek. Hızla ve sessizce önünden geçmek. Titreşme. Titremek. Alazlanmak. Oynamak (ışık veya gölge). Işık titremesi.
Flickered : Çırpınmak. Oynamak. Alazlanmak. Titreme. Titrek ışık veya alev. Titreyerek yanmak (ateş). Alevlenmek. Titreşmek. Titremek. Hızla ve sessizce önünden geçmek.
Flickers : Alevlenmek. Titreşmek. Çırpınmak. Titreme. Titremek. Titreyerek yanmak (ateş). Alazlanmak. Titrek ışık veya alev. Oynamak (ışık veya gölge). Hızla ve sessizce önünden geçmek.
Flicker free : Göz kırpıştırmayan. Kırpışmasız.
Flicker photometer : Kırpışmalı ışıkölçer. Bir görsel ışıkölçer. bu ışıkölçerde ışık, ölçüştürülecek kaynakların bir birinden bir öbüründen, art arda değişerek aydınlatılan aynı ve tek bir alan parçasından yansıyarak göze gelir. kırpışmalı ışıkölçerde değişme hızı (frekansı), renklerin erime (birbiri içinde eriyip karışma) frekansından yüksek, ama parıltıların erime frekansından alçak olmak üzere, uygun bir biçimde seçilmelidir, bk. görüntü erime frekansı, eşitlik ışıkölçeri. Titremeli ışıkölçer.
Flicker effect : Kırpışma olayı. Kırpışma etkisi.
İngilizce Flick Türkçe anlamı, Flick eş anlamlısı
Sözcükler, direkt olarak Flick ile ilgili eş anlamlı kelimeler olmayabilir. Kelime anlamı benzer olan sözcükler olabilirler.
Impinging : Tecavüz etmek. Çarpmak. El uzatmak. Etkilemek.
Dabbed : Kurulamak. Hafifçe dokunmak. Hafif kompres. Hafifçe sürmek. Klişe yapmak. Usta. Tıklamak. Hafif hafif vurmak. Dokunmak.
Batter : Vuruş yapan oyuncu. Pasta hamuru. Dövmek. Hor kullanmak. Yağ ve un karışımı hamur. Hasara uğramak. Güm güm vurmak. Yumruklamak. Paçavraya çevirmek.
Contact : İle temasa geçmek. İrtibat. Bağ. Konuşmak. İki ayrı kültürel çevreye ilişkin halkbilim ürün ve olaylarının canlı ya da cansız taşıyıcılar yardımıyla karşı karşıya gelmeleri, bk. değini kuramı. Temas faktörü. Faktör xıı. Bağlantı kurulan kimse. Ayrı ayrı katmanlanmış durumda bulunan katmanları yanyana getirme. Bir ya da birçok elektrik çevrimini bütünlemek için düzenlenmiş özel ulama yeri.
Snick : Çentmek. Kesmek. Çentik. Kesik. Hafifçe dokunmak.
Flitters : Dekorasyon için kullanılan metal parça. Uçup giden kimse veya şey. Kanat çırpma hareketi.
Twitch : Aniden çekmek. Aniden kıpırdatmak. Kapıp çekmek. Küçük müdahalelerde, atların sakin durmasını sağlamak için hayvanın üst dudağı veya kulağına uygulanan bir ağaç sapının ucuna geçirilmiş halka biçiminde ve bir ipten ibaret aygıt. halka daraltılıp veya gevşetilmekle hayvanın az veya çok ağrı duyması sağlanır. Seğirmek (göz vb). Birdenbire kapıp çekmek. Kapmak. Kıpırtı. Asılmak.
Rapping : Tokmaklama. Tıklatmak. Kamalama. Şiddetle eleştirmek. Tıklama. Mahkum etmek. Çalmak (kapı). Tutuklamak.
Bang : Güm diye çarpmak. Yatmak. Küt diye çarpmak. Gürültülü bir şekilde vurmak. Hızla çarpmak. Güm diye çarpmak (argo terim). Gürültü yapmak. Çarpma sesi. Küt diye çarpmak (argo terim).
Cine : Sinema. Sine.
Flick synonyms : impulse, smidgeons, force, flickers, flickered, flicking, roll tk, movie, fillips, birches, yerk, flitted, flicked, filliping, fillip, finisher, boff, flit, rapped, work, raps, twitched, rap, flips, finishers, vellicating, twitches, beats, push, fliting, birched, flicker, filliped.
Flick zıt anlamlı kelimeler, Flick kelime anlamı
Pull : Çekiş. Gelmek. Kürek çekmek. Çekmek. Doldurmak. Yolmak. Fırt. Çevirmek (iş). Çekme. Toplamak.
Stand still : Hareketsiz durmak. Kımıldamadan durmak. Hareket etmemek. Hareketsiz kalmak. Kımıldamamak. Kıpırdamamak.
Flick ingilizce tanımı, definition of Flick
Flick kelimesinin İngilizce - İngilizce çevirisi (English to English) : A flirt. To flirt. A flitch. To flap. To whip lightly or with a quick jerk. A light quick stroke or blow, esp. with something pliant. To throw, snap, or toss with a jerk. Also, the sound made by such a blow. To flick the dirt from boots. As, a flick of bacon. As, to flick a whiplash. As, to flick a horse.
Bu kısımda Flick kelimesinin türkçesi nedir? ingilizcede Flick ne demek? gibi ya da benzeri soruları üye olmadan pratik olarak hemen sorabilir, daha sonra kısaca ingilizce Flick anlamı, açılımı ya da türkçe kelime anlamı hakkında bilgiler verebilir veya dilerseniz Flick ile ilgili cümleler sözler yazılar ile ingilizce türkçe çeviri sözlük anlamları paylaşabilir, diğer web sitelerinden de birçok kaynaklar sunabilirsiniz. Spam veya çok kısa yazılan mesajlar yayınlanmayacaktır.