Shove

Shove nedir English: Ali angrily shoved Mary away. Turkish: Ali öfkeyle Mary'yi itti. English: Ali clenched the shovel. Turkish: Ali küreği tuttu. English: Ali gave Mary a little shove. Turkish: Ali Mary'yi biraz itti. ...

Shove over nedir English: Shove over. Turkish: Öteye it. : İttirmek. Over : Aşkın. Bitmiş. Devirmek. Üstüne. Sona ermiş. Yukarıya. Fazladan. Üzerine. Üzerinden. Yukarıda. [#Shove around : Şamar oğlanına çevirmek. İtip kakmak. Shove of...

Shoved nedir English: Ali shoved Mary against the wall. Turkish: Ali Mary'yi duvara doğru itti. English: Ali angrily shoved Mary away. Turkish: Ali öfkeyle Mary'yi itti. English: Ali shoved his sunglasses to the top of his he...

Shovel in nedir : Kürek dolusu. Kürek. Kürekle boşaltmak. Bir kürek dolusu miktar. Kürekle temizlemek. Kürekle atmak. Küremek. Faraş. Kürümek. In : İktidardaki. De. Gelmiş olan. İçine. Mevsimi gelmiş. İçinde. İçeri doğru yönelen. Olarak. ...

Shovel up nedir : [#Kürekle boşaltmak. [#Kürümek. Kürek dolusu. Kürekle atmak. Küremek. Kürekle temizlemek. Bir kürek dolusu miktar. Shovel in : Parayı bulmak. Büyük para kazanmak. Yolunu bulmak. Avanta kazanmak. [#Shovel loader : Kürekti...

Shoveler nedir : Tatlı suda yaşayan bir tür ördek. Kaşıkçın. Kürekleyen. Kaşıkgaga. Kürekle atan kimse. Kürekle kazan veya birşeyleri kürekle atan kimse. Genişgagalı ördek. Uzun geniş gagası olan ve kuzey yarıkürede yaşayan tatlısu ördeğ...

Shovelful nedir : Kürek dolusu. Shovel in : Büyük para kazanmak. Avanta kazanmak. Parayı bulmak. Yolunu bulmak. [#Shovel loader : Kürekli yükleyici. Kürekti yükleyici. Shovel up : [#Digging shovel : Kazı küreği. Mechanical shovel : Mekani...

Shovelhead nedir in : Yolunu bulmak. Parayı bulmak. Avanta kazanmak. Büyük para kazanmak. Shovel loader : Kürekli yükleyici. Kürekti yükleyici. up : Küremek. Digging shovel : Kazı küreği. shovel : Mekanik kürek. Shovelers : Kaşıkçın. Tatlı...

Shovelled nedir : Genişgagalı ördek. Kaşıkçın. Kürekle atan. Kaşıkgaga. Uzun geniş gagası olan ve kuzey yarıkürede yaşayan tatlısu ördeği. Tatlı suda yaşayan bir tür ördek. Kürekleyen. Kürekle atan kimse. Kürekçi. Kürekle kazan veya birşe...

Shove around nedir : İttirmek. Around : Her yanına. Aşağı yukarı. Sularında. Arkaya. Çevrede. Ortalıkta. Buralarda. Civarda. Etrafına. Yakınlarda. [#Shove off : Defolup gitmek. Avara etmek. İtilerek açılmak. Avarya etmek. Gitmek. Kıyıdan ite...

Shove off nedir English: Shove off! I'm busy! Turkish: Defol git! Meşgulüm! English: I think it's time for me to shove off. Turkish: Sanırım gitmemin zamanıdır. English: OK, Tom, let's shove off. Turkish: Pekala, Tom, deniz...

Shove upward nedir : İttirmek. Upward : Daha fazla. Yukarı. Yukarı doğru. Yukarıya doğru. Yukarıya doğru giden. Yukarıya dönük. Yükselen. Artan. İtibaren. Yukarıya. [#Shove around : Şamar oğlanına çevirmek. İtip kakmak. Shove off : Gitmek. A...

Shovel nedir English: How much did you have to pay Tom to get him to shovel the snow off your roof? Turkish: Tom'a çatındaki karı temizletmek için ne kadar ödemek zorunda kaldın? English: It'll take some time to shovel all the sno...

Shovel loader nedir : Faraş. Kürekle temizlemek. Küreklemek. Kürekle boşaltmak. Küremek. Bir kürek dolusu miktar. Kürümek. Kürek. Kürekle atmak. Loader : Loder. Doldurucu. Yükleyici. Yağcı. Yükleyici programı. Liman işçisi. Besleyici. Pohpohc...

Shoveled nedir English: I shoveled snow all morning. Turkish: Bütün sabah kar küredim. : Kaşıkgaga. Genişgagalı ördek. Kürekle atan. Tatlı suda yaşayan bir tür ördek. Kaşık gaga ördeği. Kürekle kazan veya birşeyleri kürekle atan kim...

Shovelers nedir : Tatlı suda yaşayan bir tür ördek. Kaşıkçın. Kürekle atan kimse. Kuşlar (aves) sınıfının, kazlar (anseriformes) takımının, ördekgiller (anatidae) familyasından, 48 cm kadar uzunlukta, siyah, beyaz ve kahverengi karışık tü...

Shovelfuls nedir : Kürek dolusu. Shovel in : Büyük para kazanmak. Avanta kazanmak. Parayı bulmak. Yolunu bulmak. [#Shovel loader : Kürekti yükleyici. Kürekli yükleyici. Shovel up : [#Digging shovel : Kazı küreği. Mechanical shovel : Mekani...

Shoveling nedir English: They were shoveling the snow away. Turkish: Karı kürekle atıyorlardı. English: I spent all day shoveling snow. Turkish: Bütün günümü kar küremekle geçirdim. English: Ali is shoveling snow. Turkish: ...

Shoveller nedir : Kürekle boşaltmak. Kürekle atılmış. Kürenmiş. Kürümek. Kürekle atmak. Shovelling : Kürekle atmak. Kürekle boşaltma. Kürümek. Kürekle atma. Küreme. Kürekle boşaltmak. [#Shovelling machine : Küreme makinesi. Shovel in : Yo...