Pursers türkçesi Pursers nedir

  • Kamarot.
  • Muhasebeci (gemi, uçak).
  • Gemi malzeme sorumlusu.
  • Gemi katibi.
  • Gemi muhasebecisi.
  • Gemi veya uçaklarda yolcuların rahatı ve durumlarıyla ilgilenen kimse.
  • Gemi donatım görevlisi.
  • Kabin amiri.
  • Gemi teşrifatçısı.

Pursers ingilizcede ne demek, Pursers nerede nasıl kullanılır?

Purser : Gemi malzeme sorumlusu. Gemi donatım görevlisi. Kabin amiri. Kamarot. Muhasebeci (gemi, uçak). Gemi veya uçaklarda yolcuların rahatı ve durumlarıyla ilgilenen kimse. Gemi muhasebecisi. Gemi katibi. Gemi teşrifatçısı.

Purse seine : Denizlerde pelajik bölgede bulunan balık sürülerinin etrafını çeviren ve daha sonra altındaki mapalar içerisinden geçen istinga halatıyla da ağı alttan kapamak suretiyle torba oluşturarak av yapan endüstriyel av aleti. Çevirme ağları. Gırgır ağı. Balıkların etrafını çevirmek ve bunları ağ içerisinde hapsetmek suretiyle yakalanmalarını sağlayan, balıkların etrafını çevirmek ve bunları ağ içerisinde hapsetmek suretiyle yakalanmalarını sağlayan istihsal vasıtasını, pelajik balık sürülerinin önce çevrelerinin sarılması, sonra da ağın altının kapatılması suretiyle kaçmalarını önleyerek avlanmayı gerçekleştiren ağlar.

Purse snatcher : Kapkaççı.

Purse string suture : Tütün kesesi ağzı dikişi. Özellikle rektum prolapsuslarında organın tekrar dışarıya çıkmaması amacıyla ipek iplik veya katgütle belirli aralıklarla dairesel olarak uygulanan dikiş.

 

Purse strings : Kese bağları.

Public purse : Devlet hazinesi.

Make up a purse for : Para biriktirmek (için). Parası biriktirmek.

Tight purse : Cimri.

Have a well lined purse : Çok paraya sahip olmak. Zengin olmak. Bol paraya sahip olmak.

Coin purse : Bozuk para çantası.

İngilizce Pursers Türkçe anlamı, Pursers eş anlamlısı

Sözcükler, direkt olarak Pursers ile ilgili eş anlamlı kelimeler olmayabilir. Kelime anlamı benzer olan sözcükler olabilirler.

Stewardesses : Erkek hostes. Kahya. Bulaşıkçı (otel). Yarış organizatörü.

Stewards : Hizmet sunan kişi. Kahya. İdare memuru. Erkek hostes. Kilerci. Kahyalık yapmak. Başgarson. Bulaşıkçı (otel). Yarış organizatörü. Uçak hostesi.

Evening bag : Gece çantası.

Etui : Okuma gözlüğü kabı. Küçük makyaj çantası. (fransızca) küçük kadın çantası veya para kesesi. Kutu. Kılıf.

Reticule : Retikül. Kılağ. Ağsı objektif. El çantası. Dürbün ağı. Dürbün iç taksimatı. Kadın çantası. Tel çapraz. Polenin ekzin tabakasında muri ve luminanın oluşturduğu ağsı yapı.

Cabin steward : Kabin görevlisi. Bir gemide kamaraları temizlemekten sorumlu çalışan veya işçi.

Cabin boy : Muço. Miço.

Steward : Erkek hostes. Kahya. Bulaşıkçı (otel). Mal iyesi adına ve sayışımına işlemlerde bulunan kişi. Başgarson. Vekilharçlık yapmak. Kahyalık yapmak. Alışveriş yetkilisi. Gemi garsonu.

Clutch : Yakalama. Motorla itici tekerlekleri birbirine bağlayıp ayırabilen dingil bağlantı aygıtı. Sıkıca tutmak. El çantası. Yakalamaya çalışmak. Kapmak. Tutmak. Debriyaj. Boşa alma.

Clutch bag : El çantası. Sapsız el çantası.

Pursers synonyms : bounty hunter, stewardess, shipping clerk, handbag, follower, shoulder bag, chaser, clasp, container, pocketbook, bag, purser, stewarded.