Drink türkçesi Drink nedir

Drink ile ilgili cümleler

English: A drink never hurt anybody.
Turkish: Bir içki hiç kimseye zarar vermez.

English: "My father doesn't drink alcohol." "Mine doesn't either."
Turkish: "Babam alkol kullanmaz." "Benimki de."

English: Ali advised Mary not to drink too much.
Turkish: Ali Mary'ye çok fazla içmemesini tavsiye etti.

English: A lot of people drink coffee black with sugar.
Turkish: Bir sürü insan şekerli koyu kahve içer.

English: Ali and Mary both drink too much coffee.
Turkish: Ali ve Mary her ikisi de çok fazla kahve içerler.

Drink ingilizcede ne demek, Drink nerede nasıl kullanılır?

Drink a lot : Çok içmek.

Drink a toast : Kadeh kaldırmak.

Drink a toast to : -nın şerefine içmek. Bir kimsenin veya şeyin onuruna içmek. -a içmek.

Drink away : İçkiye harcamak. İçerek unutmaya çalışmak. İçkiyle dağıtmak.

Drink deeply : Çok içmek.

Drink heavily : Çok içmek. Kafayı çekmek.

Drink in : Tadını çıkarmak. Doya doya seyretmek. Büyük bir zevkle seyretmek. Yutmak. Emmek. Büyük bir zevkle yapmak. Büyük bir zevkle dinlemek.

Drink offering : İçki akıtma. İçki dökme. İçki teklif etme. İçki sunma.

Drink on the house : Avantadan içmek. Müesseseden içmek. Şirketten içmek. Beleş içmek. Bedava içmek.

 

Drink hard : Sarhoşluk derecesine kadar içmek.

İngilizce Drink Türkçe anlamı, Drink eş anlamlısı

Sözcükler, direkt olarak Drink ile ilgili eş anlamlı kelimeler olmayabilir. Kelime anlamı benzer olan sözcükler olabilirler.

Whisky on the rocks : Buzlu viski.

Toast : Kızartmak. Kutlama. Sağlığına içmek. Kadeh kaldırmak. Yanmak. Sağlığına içme. Kızarmış ekmek (dilim halinde). Tost yapmak. Kızarmak.

Ingest : Yemek. İçine çekmek. Mideye indirmek.

Enjoins : Engellemek. Empoze etmek. Yasaklamak. Emretmek. İstemek. Mahkeme emriyle men etmek. Menetmek. Takyit etmek. Tembih etmek.

Serving : Hizmet etme. Dış örtü. Servis. Servis atma. Hizmet eden. Tabak. Porsiyon. Dış örtü kablo.

Absorbs : Tüm dikkatini almak (iş veya sorun). Anlamak. Kendine katmak. Karşılamak (masrafı). İşgal etmek. Çekmek. Almak (dikkati veya enerjiyi veya zamanı veya parayı). Kavramak. Özümsemek.

Imbibes : İçine çekmek. Kafa çekmek. Kapmak. Massetmek. Özümsemek. Öğrenmek. Soğurmak.

Posset : Tedavi amacıyla kullanılan şarap veya bira ile kestirilmiş baharatlı sıcak süt. Orta çağda tedavi için kullanılan şarap veya bira ile kestirilmiş baharatlı sıcak süt.

Bring to an end : Neticelendirmek. Son vermek. Nokta koymak. Sonuçlamak. Sonuçlandırmak. Sona erdirmek.

Drink synonyms : syllabub, pour down, whiskey on the rocks, ice cream float, drain the cup, swill down, drank, indulges, buy into, hooch, adsorb, drink to, sundowner, alcohol, guggle, libation, pledges, nightcap, hooches, sip, imbibed, toasting, alcohols, carouses, gurgle, arrange, toasts, pledging, arrest, pledge, chaser, float, guzzle.

 

Drink zıt anlamlı kelimeler, Drink kelime anlamı

Abstain : Perhiz yapmak. İçki içmemek. Çekimser olmak. Sakınmak. Geri durmak. Uzak durmak. İçkiden uzak durmak. Çekinmek. Perhiz etmek. Kaçınmak.

Drink ingilizce tanımı, definition of Drink

Drink kelimesinin İngilizce - İngilizce çevirisi (English to English) : As, to drink milk or water. As, to drink from a spring. To receive, as a fluid, into the stomach. To receive or partake of, as if in satisfaction of thirst. To imbibe. To swallow (a liquid). To swallow anything liquid, for quenching thirst or other purpose. Liquid to be swallowed. To imbibe. Any fluid to be taken into the stomach for quenching thirst or for other purposes, as water, coffee, or decoctions.