Incarnating türkçesi Incarnating nedir

Incarnating ingilizcede ne demek, Incarnating nerede nasıl kullanılır?

Reincarnating : Reenkarnasyon geçirmek. Yeni bedene girmek. Öldükten sonra yeni bir bedende diriltmek. Tekrar dünyaya getirmek. Yeni bedene sokmak (ruhu). Yeniden hayat vermek.

Incarnation : Canlı simge. Tecessüm. Tecessüd. Cisimleşim. Cisimleşme. Canlanma. Somut örnek. Canlı örnek. Vücut bulma.

Incarnations : Vücut bulma. Cisimleşme. Canlı örnek. Tecessüd. Tecessüm. Cisimleşim. Canlanma.

Be the incarnation of : -nın cismi olmak. -nın cisimleşmesi olmak. -nın vücut bulmuş hali olmak.

Reincarnation : Yeniden yaşama dönme. Ruh göçü. Ruh göçümü. Ruhun bir bedenden diğerine geçmesi. Başka bir bedende dirilme. Tenasüh. Reenkarnasyon. Ruhun başka vücutla yeniden dünyaya gelmesi. Reankarnasyon.

Reincarnations : Yeniden yaşama dönme. Ruhun başka vücutla yeniden dünyaya gelmesi. Ruhun bir bedenden diğerine geçmesi. Başka bir bedende dirilme. Ruh göçü. Reankarnasyon. Tenasüh. Ruh göçümü. Reenkarnasyon.

Evil incarnate : İnsan şekline bürünmüş kötülük. Cisimlenmiş şeytan. İnsan şekline girmiş kötülük.

 

Incarnated : Somutlaştırılmış. Cisimlendirilmiş. Somutlaştırmak. Cisimlendirmek.

Happiness incarnate : İnsan şeklindeki mutluluk. Mutluluk enkarne. Mutluluğun ta kendisi.

Incarnates : Cisimlenmiş. Canlandırmak. İnsan şekline girmiş. Somutlaştırmak. Cisimlendirmek. Enkarne olmak. Vücut bulmuş. İnsan şeklinde olan. Vücut kazandırmak. Mücessem.

İngilizce Incarnating Türkçe anlamı, Incarnating eş anlamlısı

Sözcükler, direkt olarak Incarnating ile ilgili eş anlamlı kelimeler olmayabilir. Kelime anlamı benzer olan sözcükler olabilirler.

Concretize : Kesinleştirmek. Somutlaşmak. Belirginleştirmek.

Animates : Hayat bulmak. Hareketlendirmek. Neşelendirmek. Hayat vermek. Canlılık kazandırmak. Can vermek. Anime etmek. Yaşam bulmak. Diriltmek.

Brisk : Sert (hava). Canlanmak. Çevik. Faal. Enerjik. İstenilen hızda hareket eden. Çabuk ve aktif. Hareketli. Canlı.

Concretes : Betonla kaplamak. Katılaşmak. Beton betonlamak. Betonlamak. Beton. Donmak. Somut varlık. Somut. Katılaştırmak.

Creed : İnanma. Bir dinin temel ilkelerini içeren ifade. İman. Öğreti. Birinin veya bir grubun felsefesini yansıtan ilkeler. Mezhep. Amentü. Akide. İtikat. İnanç.

Embodiment : Somut örnek. Cisim haline gelme. Şekil alma. Şekillenme. Ta kendisi. Bir şeyin somut hali. Somutlaşma. Tecessüm. Düzenleme. Cisimleşme.

Deification : Göz kamaştırıcı, fantaziye dayalı oyunların sonundaki en parlak kesim. Yüceltme. Tanrılaştırma. Tapınma. Tapma.

Instantiating : Örnek ile desteklemek. Kanıt göstermek. Kanıt sunmak. Değerleri olan bazı değişkenleri yerine koyarak daha spesifik bir şekilde tanımlı bir nesne üretmek (bilgisayar programlaması). Savunulan savı örnek vererek desteklemek. Kanıt göstererek bir iddiada bulunmak. Delil göstererek bir iddiada bulunmak. Örneklerle desteklemek.

 

Brightens : Yüzünde mutlu bir ifade belirmek. Neşelendirmek. Mutlu olmak. Canlanmak. Aydınlık olmak. Parlatmak. Parlamak. Aklamak. Canlılık vermek (bir yere).

Incarnating synonyms : religious doctrine, church doctrine, incarnates, concreted, embodying, animate, brace, brisked, touch up, avatar, embody, embodies, accelerates, instantiate, incarnate, braced, concreting, reincarnation, accelerate, brighten, instantiates, brisk up, arouse, animating, bring to life, materialise, arouses, boost, gospel, incarnated, concrete, imbody, personification.

Incarnating zıt anlamlı kelimeler, Incarnating kelime anlamı

Discolor : Soldurmak. Solma. Lekelemek. Solmak. Rengini değiştirmek. Bozmak. Rengi değişmek. Rengini bozmak. Leke.