Inflaming türkçesi Inflaming nedir

Inflaming ingilizcede ne demek, Inflaming nerede nasıl kullanılır?

Inflame : Alevlendirmek. Kışkırtmak. Tutuşturmak. Kızdırmak. Tutuşmak. İltihaplanmak. Alev almak. Azdırmak. Yanmak. Kızmak.

Inflamed : Kızarmış ve kabarmış.

Inflames : Tutuşturmak. Azdırmak. Kızmak. Tutuşmak. İltihaplanmak. Alev almak. Coşturmak. Alevlendirmek. Kışkırtmak. İltihaplandırmak.

Inflammabilities : Alev alırlık. Çabuk alevlenme. Tutuşkanlık. Tutuşurluk. Çabuk parlama. Ateş alma. Yanabilme. Kolayca tutuşma. Çabuk kızma.

Inflammability : Çabuk parlama. Kolayca tutuşma. Tutuşurluk. Yanabilme. Çabuk alevlenme. Tutuşkanlık. Ateş alma. Çabuk kızma. Alev alırlık.

Inflammable : Tutuşur. Çabuk tutuşur. Kolay tutuşan. Tutuşkan. Yanıcı. Kolay sinirlenir. Yanar. Parlayıcı. Kolay kızdırılır. Kolay kolay tutuşur.

Inflammableness : Yanıcılık.

Inflammable matter : Yanıcı madde.

Inflammations : Enflamasyon. Alevlenme. İltihap. Tutuşturma. Yangı. Yalazlanma. Kızma. Coşma. Tutuşma. Alevlendirme.

Inflammably : Yanmaz bir şekilde. Kolay sinirlenir bir şekilde. Kolay tutuşan bir şekilde. Sinirlenir bir biçimde.

 

İngilizce Inflaming Türkçe anlamı, Inflaming eş anlamlısı

Sözcükler, direkt olarak Inflaming ile ilgili eş anlamlı kelimeler olmayabilir. Kelime anlamı benzer olan sözcükler olabilirler.

Agitates : Sarsmak. Dalgalandırmak. Sallamak. Telaşlandırmak. Çalkalamak. Tahrik etmek. Üzmek. Altüst etmek. Galeyana getirmek.

Burnings : Kızgın. Yanma. Büyük. Yakış. Mühim. Fırınlama. Şiddetli. Yanan. Yakıcı.

Lighting : Işıklandırma. Sinema, televizyon, tiyatro alanlarında kullanılır. Lambalar. Yakmak. Işıklandırma jüyesi. Aydınlanmak. Konmak. Bir tiyatro sahnesindeki oyuna uygun, dengeli ve özel ışık verme sanatı bilimi.

Matter : Yazılı şey. Farketmek. Madde. Özdek. İçerik. İnsan bilincinden bağımsız olarak somut biçimlerde varolan, tüm nesneler, olaylar ve dizgelerle, bunların özellik, ilişki ve etkileşimlerinin sonsuz çeşitliliğini, her türlü devinim biçimiyle kapsayan nesnel gerçeklik. Önemli olmak. Sorun. Önem. Önem taşımak.

Burn out : Yakıp kül etmek. Yanıp yokolmak. Tamamen yanıp kendi kendine sönmek. Yakmak. İçini yakmak. Tamamen yakmak. Yanıp bitmek. Yakıp yok etmek. Mahvolmak. Söndürmek.

Abets : Yardım etmek. Yardımda bulunmak. Kızıştırmak. Özendirmek (suç). Suç ortaklığı yapmak. Cesaret vermek. Suça katılmak. Yoldan çıkarmak. Tahrik etmek.

Flamed : Alevlenmek. Akçaağaç gibi bazı ağaç türlerinden elde edilen, üzerinde birbirine paralel ve damarlara dik yönde harelerin bulunduğu kereste. Kıpkırmızı olmak. Hareli. Kızarmak. Alev alev yanmak.

Agitate : Çalkalanmak. Galeyana getirmek. Altüst etmek. Telaşlandırmak. Sarsmak. Kamuoyunu kışkırtmak. Çalkalamak. Sallamak. Ortalığı karıştırmak. Yaygara koparmak.

 

Be angry with somebody : Kızgın olmak.

Anneal : Tavlamak. Yakmak. Yumuşatmak. (metal) tavlamak. Tavlamak (metalurji terimi). Kızdırdıktan sonra yavaş yavaş soğutarak sertleştirmek. Tav vermek. Sertleştirmek. Tav.

Inflaming synonyms : debauching, deprave, be riled at, fire, angering, antagonise, burn, be cross, be on fire, exacerbates, exacerbate, ignitions, mattered, exacerbated, consume, bridling, antagonising, rankling, enkindling, inflammation, catch fire, firings, fanned, become inflamed, enflames, fulguration, festers, be angry, be riled, cauterization, combusting, be up in arms, mattering.