Kışkırtmak nedir, Kışkırtmak ne demek

  • Kümes hayvanlarını ürkütüp kaçırmak.
  • Bir kimseyi kötü bir iş yapması için harekete geçirmek, tahrik etmek

Yerel Türkçe anlamı:

Geri çevirmek : Köpeği kışkırttım üzerine gelmez.

Kışkırtmak tanımı, anlamı:

Kışkırtma : Herhangi bir kişiye, gruba, kuruluşa veya devlete karşı girişilen ve onları sonradan ağır sonuçlar verecek bir karşı eylemde bulunmaya zorlayan, önceden tasarlanmış girişim, kışkırtı, provokasyon. Kışkırtmak işi, tahrik.

Kümes : Ufak ev. Tavuk, hindi vb. evcil hayvanların barınmasına yarayan kapalı yer.

Hayvan : Duygu ve hareket yeteneği olan, içgüdüleriyle hareket eden canlı yaratık. Akılsız, duygusuz, kaba, hoyrat (kimse). At, eşek, katır gibi türlü hizmetlerde kullanılan yaratık. Kızılan bir kimseye söylenen bir söz.

Kaçırmak : Ölçüyü, sınırı aşmak, fazlasına gitmek. Bir daha ele geçmemek üzere yitirmek. Bir işi belirlenen zamanda yapamamak. İstemeyerek altını kirletmek. Delirmek. Yarışan bir koşucu diğeri tarafından hızla geçilip ara açılmak. Bir araç veya aletle iş görürken aracı iyi kullanamama yüzünden kendine veya bir başkasına zarar vermek. Sıvı, gaz vb. sızdırmak. Kaçmasını sağlamak veya kaçmasına imkân yaratmak. Yararlanamamak. Yasal olmayan yoldan bir ülkeye mal sokmak veya çıkarmak. Futbol veya basketbolda savunduğu oyuncuyu boş bırakmak, pas almasına fırsat vermek. Çalmak, kimsenin haberi olmadan götürmek, aşırmak. Birini veya bir şeyi göstermemek. Gitmek, kaçmak zorunda bırakmak. Zor kullanarak yanında götürmek.

 

Kimse : Herhangi bir kişi, kim olduğu bilinmeyen kişi.

Yapma : Yapay. Yapmak işi. Yapmacık, sahici karşıtı.

Hareket : Yola çıkma. Kas ve eklemlerin, belli doğal şartlar içerisinde işlemeleri sonucu vücut bölümlerinde düzenli ve olumlu etkilerle oluşturdukları yer değişimi. Bir parçanın yavaşlık, çabukluk derecesi. Bir cismin durumunun ve yerinin değişmesi, devinim, aksiyon. Vücudu oynatma, kıpırdatma veya kımıldanma. Demir yollarında katarların düzenlenmesi ve hangi saatlerde yola çıkıp hangi duraklarda karşılaşacaklarını düzenleme işleri. Davranış, tutum. Devinim. Belirli bir amaca varmak için birbiri ardınca yapılmış olan ilerlemeler, akım. Deprem.

Geçirmek : Birine kötü söz söylemek. Zaman harcamak. Alışverişte aldatmak, kötü mal satmak, kazıklamak. Bir süre yaşamak, oturmak, kalmak. Vurmak. Yola çıkan birini uğurlamaya gitmek, selametlemek, teşyi etmek. Bir gereksinimi eldeki imkânla karşılamak. Bir işi birden çok kişi üzerinde uygulamak. Bir şeyi bir yandan öbür yana götürmek. Giymek, giyinmek. Hastalık bulaştırmak. Bir şeyi bir yerden başka yere taşımak, nakletmek. Tespit etmek, yazmak, kaydetmek. Etmek, yapmak. Geçme işini yaptırmak, geçmesini sağlamak. Herhangi bir durumu yaşamış olmak. Bir şeyi kendisine ayrılmış olan yere yerleştirmek, takmak.

Kışkırtmak ile ilgili Cümleler

 
  • Onu kışkırtmak istemiyorum.
  • O, onu kışkırtmak istemiyordu.
  • Tuğba Dan'ı kışkırtmak için başka adamlarla dans etti.
  • Tom'u kışkırtmak istemiyorum.
  • Bizi kışkırtmak için her şeyi yapıyorlar.
  • Kışkırtmak vandallığın bir şeklidir.
  • Tom'u kışkırtmak için bir şey yapma.

Diğer dillerde Kışkırtmak anlamı nedir?

İngilizce'de Kışkırtmak ne demek? : v. provoke, instigate, incite, set on, warm up, excite, agitate, antagonize, defy, egg, egg on, ferment, foment, ginger, ginger up, goad, goad on, hound, hound on, inflame, jockey into, lash, prod, rouse, solicit, sting, stir up, tempt, whip up

Fransızca'da Kışkırtmak : provoquer, exciter, encourager, entraîner, agiter, animer, attaquer, inciter, monter la tête, travailler

Almanca'da Kışkırtmak : v. aufhetzen, anfachen, agitieren, aufstacheln, provozieren, verhetzen, scharfmachen

Rusça'da Kışkırtmak : v. пугать, поощрять, подзадоривать, подбивать, натравливать, провоцировать, дразнить, двигать, испугать, поощрить, подзадорить, подбить, натравить, двинуть