Amuse türkçesi Amuse nedir

Amuse ile ilgili cümleler

English: Mary and I, who are twins, would amuse ourselves by exchanging identities and fooling everyone.
Turkish: İkiz olan Mary ve ben kimlikleri değiştirerek ve herkesi kandırarak kendimizi eğlendirirdik.

English: Does that amuse you?
Turkish: Bu sizi eğlendiriyor mu?

English: The man whose work it is to amuse people who attend a show is an entertainer.
Turkish: İşi insanları eğlendirmek olan ve şovlara katılan kişi bir eğlendiren kimsedir.

English: Small things amuse small minds.
Turkish: Küçük şeyler küçük zihinleri eğlendirir.

English: Her anecdotes amuse us all.
Turkish: Onun fıkraları hepimizi eğlendirir.

Amuse ingilizcede ne demek, Amuse nerede nasıl kullanılır?

Amuse oneself : Gönül eğlendirmek. Oyalanmak. Avunmak. Eğlenmek. Zevklenmek.

You amuse me : Beni güldürüyorsun. Beni neşelendiriyorsun. Beni eğlendiriyorsun.

Amused : Memnuniyet içinde. Bir kimsenin dikkatini hoşa giden bir şeklide çeviren. Hoş bir şekilde meşgul olmuş. Eğelenmiş.

Amusedly : Eğlenerek. Oyalanarak. Eğlenceli bir şekilde.

Amusement : Gönül eğlence. Eğlence. Oyalanma. Zevk. Temaşa. Eğlenme. Gülünçlük. Komiklik.

 

Amusement centre : Eğlence merkezi.

Amusers : Neşelendiren kimse. Eğlendiren kimse. Ağırlayan kimse.

Amusement tax : Eğlence vergisi. Değişik eğlence şekilleri için hükümet tarafından toplanılan vergi.

Amusement arcade : Atari salonu. Oyun salonu. Oyun merkezi.

Amusement center : Eğlence merkezi.

İngilizce Amuse Türkçe anlamı, Amuse eş anlamlısı

Sözcükler, direkt olarak Amuse ile ilgili eş anlamlı kelimeler olmayabilir. Kelime anlamı benzer olan sözcükler olabilirler.

Convulse : Katılma. Sarsmak. Şiddetle sarsmak. Kıvrandırmak. Allak bullak etmek (argo terim). Havale geçirmek.

Animating : Canlandıran. Anime etmek. Canlandırmak. Diriltmek. Canlandırma. Hareketlendirmek.

Humor : Güldürü. Bkz.humour. Memnun etmek. Keyif. Espri. Salgı. Ruh hali. Mizaç. Mizah.

Cheer : Teşvik etmek. Neşe. Şenlendirmek. Alkış. Bağırış. Cesaretlendirmek. Ferahlamak. Teselli etmek. Keyiflendirmek.

Comforted : Rahat ettirmek. Memnun etmek. Yatıştırmak. Yardım etmek. Cesaretlendirmek. Teselli etmek. Rahatlatmak.

Tickles : Gıdıklanmak. Gıdıklamak.

Brace : Destek. Panoları sahne tabanına tutturmakta kullanılan destek. Zindeleştirmek. Bir dekoru ya da bir dekor parçasını arkadan tutan destek. Desteklemek. Pano desteği. Kuvvetlendirmek. Bağlamak. Güçlendirmek. Kışkırtmak.

Gain time : Vakit kazanmak. Zaman kazanmak. Zaman kazandırmak. İleri gitmek (saat).

Feast : Ziyafet vermek. Tadını çıkarmak. Şölen. Haz almak. Bayram. Ziyafet. Ziyafette yiyip içmek. Doya doya yapmak. Bayram yapmak.

Amuse synonyms : jolly up, make somebody laugh, bring down the house, set somebody laughing, delays, brightening, entertaining, brighten, feasted, humors, make havoc of, massacring, depredated, disport, detain, brace up, comforts, decimates, detains, entertain, humouring, diverted, decimating, amuses, buoy up, depredate, beguile, divert, distract attention, condoling, cheer up, animate, delay.

 

Amuse ingilizce tanımı, definition of Amuse

Amuse kelimesinin İngilizce - İngilizce çevirisi (English to English) : To occupy or engage the attention of. To bewilder. To mediate. To absorb. Also, to distract. To muse. To lose in deep thought.