Amusement türkçesi Amusement nedir

Amusement ile ilgili cümleler

English: Ali asked Mary to give him a ride to the amusement park.
Turkish: Ali Mary'nin onu eğlence parkına götürmesini rica ettim.

English: Ali went to an amusement park.
Turkish: Ali bir eğlence parkına gitti.

English: It took ten years to build the amusement park.
Turkish: Lunaparkı yapmak on yıl aldı.

English: In the amusement park Mary found a boy on his own weeping, and spoke to him gently. "Hey, sonny, what is it? Are you lost? Would you like me to take you to the Lost Children Department?"
Turkish: Eğlence parkında kendi kendine ağlayan bir erkek çocuk buldu, ve onunla kibarca konuştu. "Hey, evlat, Sorun nedir? Kayboldun mu? Seni kayıp çocuklar bölümüne götürmemi ister misin?"

English: The city became popular thanks to the amusement park constructed last year.
Turkish: Şehir geçen yıl inşa edilen lunapark sayesinde ünlü oldu.

Amusement ingilizcede ne demek, Amusement nerede nasıl kullanılır?

Amusement arcade : Oyun salonu. Oyun merkezi. Atari salonu.

Amusement center : Eğlence merkezi.

Amusement centre : Eğlence merkezi.

Amusement park : Luna park. Lunapark. Eğlence parkı.

Amusement tax : Eğlence vergisi. Değişik eğlence şekilleri için hükümet tarafından toplanılan vergi.

 

Amusers : Ağırlayan kimse. Eğlendiren kimse. Neşelendiren kimse.

Amuse oneself : Avunmak. Eğlenmek. Gönül eğlendirmek. Zevklenmek. Oyalanmak.

Amuse : Avundurmak. Eğlendirme. Eğlendirmek. Oyalamak. Neşelendirmek. Güldürmek. Hoşafına gitmek. Kırıp geçirmek. Avutmak.

Amuser : Ağırlayan kimse. Eğlendiren kimse. Neşelendiren kimse.

Amusements : Gönül eğlence. Eğlenme. Gülünçlük. Oyalanma. Temaşa. Zevk. Komiklik. Eğlence.

İngilizce Amusement Türkçe anlamı, Amusement eş anlamlısı

Sözcükler, direkt olarak Amusement ile ilgili eş anlamlı kelimeler olmayabilir. Kelime anlamı benzer olan sözcükler olabilirler.

Extravaganza : Serbest tarzda müzik. Zengin dekorlu piyes. Fantezi. Fantezi müzik.

Basher : Büyük vuruş. Büyük darbe. Ezici patlama (argo terim). Festival. Ezici patlama. Cümbüş. Parti.

Disporting : Oynama. Oyalanmak. Kendini eğlendirmek. Eğlenmek. Oynamak.

Cakes and ale : Hayatın materyalistik eğlence ve zevkleri. Cümbüş. Toz pembe. Hayatın güzellikleri.

Nightlife : Eğlence yerleri. Gece hayatı. Eğlence hayatı.

Drollness : Tuhaflık. Eğlenceli ve komik olma durumu.

Ecstasies : Coşku. (zevkten) mest olma. Kendinden geçme (extasy olarak da yazılır). Büyük zevk. Vecit. Esrime. Cezbe. Aşırı sevinç. Mest olma.

Appreciation : Paha biçme. Teşekkür. Esnek kur sisteminde, bir ülkenin ulusal parasının diğer ülke ulusal parası karşısında değerli hale gelmesi. tahvil, hisse senedi, bina, arsa, arazi vb. iktisadi varlıkların piyasa fiyatlarındaki artış. Değerini bilme. İdrak. Değerlendirme. Beğenme. Takdir. Minnetarlık.

Delightfulness : Keyiflenme. Hoşluk. Hoşlanma. Mutluluk. Zevklilik. Tatlılık.

 

Fleer : Taşlamak. Eğlenmek. Taklit etmek. Alayla gülümsemek. Dalga geçmek. Küçümsemek. Alay. İstihza. Alay etmek.

Amusement synonyms : militainment, dilly dally, bufoonery, ludicrousness, amusements, pastimes, bash, blowouts, show, ridiculousness, comicality, fleering, fleered, beguilement, jocoseness, risibility, enjoyments, gusto, funniness, campiness, binges, disports, contemplation, entertainment, gratification, carnivals, delectations, dalliance, delaying, delight, joked, convivial, absurdity.

Amusement ingilizce tanımı, definition of Amusement

Amusement kelimesinin İngilizce - İngilizce çevirisi (English to English) : Muse. Deep thought.