Blasters türkçesi Blasters nedir

  • Püskürtme için kullanılan makine (örneğin, kum püskürtme aleti).
  • Hasadı lanetleyen büyücü.
  • Saldırıcı.
  • Patlatma için kullanılan makine.
  • Yok edici.
  • Püskürtücü.
  • Saldıran.
  • Patlatman.
  • Patlatmak için kullanılan makine.
  • Ateşleyici.
  • Patlatıcı.
  • Püskürtme için kullanılan makine.

Blasters ingilizcede ne demek, Blasters nerede nasıl kullanılır?

Sandblasters : Kum püskürtme cihazı. Kumla karışık güçlü hava akıntısı vasıtasıyla parlatan veya temizleyen alet. Kum püskürtücü aygıt. Kumlama makinası.

Sound blaster audio input : Sound blaster ses girişi.

Blaster : Püskürtücü. Saldırıcı. Püskürtme için kullanılan makine (örneğin, kum püskürtme aleti). Saldıran. Yok edici. Patlatmak için kullanılan makine. Hasadı lanetleyen büyücü. Ateşleyici. Patlatıcı.

Ghettoblaster : Portatif müzik seti. Seyyar teyp. Taşınabilir teyp. Kasetçalar ve iki hoparlörü olan büyük portatif müzik seti (resmi olmayan).

Sandblaster : Kum püskürtücü aygıt. Kumla karışık güçlü hava akıntısı vasıtasıyla parlatan veya temizleyen alet. Kumlama makinası. Kum püskürtme cihazı.

Ablastemic : Filizlenmeyen. Filizlenme ile ilgili olmayan.

Sandblasted : Kumlanmış. Kum püskürtmek.

Blasted : Kafası güzel veya iyi. Yok olmuş. Kahrolası. Allahın belası. Harap. Sarhoş. Tahrip olmuş. Yıldırım çarpmış. Yıkılmış. Ölmüş.

 

Blaste : Blaste. Tohum.

Blastema metanephricum : Metanefroz tomurcuğu. Esas böbreklerin gelişmesini ve mezonefroz kanalın kaudal ucunun evaginasyonuyla nefronların oluşmasını sağlayan tomurcuk.

İngilizce Blasters Türkçe anlamı, Blasters eş anlamlısı

Sözcükler, direkt olarak Blasters ile ilgili eş anlamlı kelimeler olmayabilir. Kelime anlamı benzer olan sözcükler olabilirler.

Dilapidator : Yıkım yaratan kimse veya şey. Harap edici. Harap eden. Yok eden.

Pulveriser : Pülverizatör. Tozlaştırıcı. Kömür değirmeni.

Striker : Forvet. Grevci. Horoz (silah). Bırakımcı. Atış yapan oyuncu. Çakmak. Ofansif oynayan futbolcu. Çalar saat çekici. İleri alan oyuncusu.

Bursters : Taşkına. Gözyaşları fışkıran kimse. Fırlayan kimse. Kağıt düzenleyici. Püsküren şey. Kırıcı. Kağıt ayırıcı. Radyasyon patlaması boşaltan çinli obje. Paralama hakkı.

Swell up : Şişmek. Yükseltmek. Artırmak. Şişirmek.

Destroyer : Yok edici kimse. Yıkıcı. Yok edici şey. Torpido ve denizaltı muhribi. Muhrip.

Pargeting : Alçı dekorasyon yapmak. Sıvamak. Kıtıklı harçla alçak kabartma bezeme. Alçı dekorasyon yapma.

Burster : Kağıt ayırıcı. Kağıt düzenleyici. Kimyasal mühimmatların (kurşun, fişek, bombalar veya mayınlar gibi) içeriğini püskürten patlayıcı şarj. Fırlayan kimse. Paralama hakkı. Radyasyon patlaması boşaltan çinli obje. Taşkına.

Roughcast : Taslak. Kaba sıva. Taslağını yapmak. Taslağını çizmek. Müsvedde. Kaba sıva ile sıvamak.

Grout : Harç. Çimento şerbeti. Sıva. Yulaf kırması. Duvarcı sıvası. Sulu harç doldurmak. Enjeksiyon yapmak. Tıkamak. Sulu harç. Bulgur lapası.

 

Blasters synonyms : finish coat, finishing coat, tumesce, covering material, spackling compound, detonative, aggressive, fell on, ignitor, injectors, shotfirer, repellents, mixture, shot firer, assaulter, magneto, exploder, spray, vesicate, effacers, stucco, tumefy, spackle, nozzle, propellant, incursive, aggressors, parget, invasive, blaster, firers, exploders, injector.

Blasters zıt anlamlı kelimeler, Blasters kelime anlamı

Calm : Durgun. Teskin etmek. Huzurlu. Yatıştırmak. Sakinlik. Soğukkanlı. Endişesiz. Dingin. Soğuk. Serinkanlı.

Understate : Küçük söylemek. Olduğundan eksik göstermek. Küçümsemek. Tefrit etmek. Olduğundan eksik veya hafif göstermek. Olduğundan az göstermek. Hafife almak.