Camping türkçesi Camping nedir

Camping ile ilgili cümleler

English: Ali and Mary went on a camping trip.
Turkish: Ali ve Mary bir kamp gezisine gittiler.

English: Ali doesn't know if Mary will go camping with us or not.
Turkish: Ali Mary'nin bizimle kampa gelip gelmeyeceğini bilmiyor.

English: Ali goes camping every summer.
Turkish: Ali her yaz kampa gider.

English: "You probably wouldn't like going camping with me." "You're wrong. In fact, I think I'd like that very much."
Turkish: "Büyük olasılıkla benimle birlikte kamp yapmaya gitmek istemezsin." "Yanılıyorsun. Aslında, onu çok fazla sevdiğimi düşünüyorum."

English: Ali decided that it wouldn't be much fun to go camping alone.
Turkish: Ali tek başına kamp yapmaya gitmenin eğlenceli olmayacağına karar verdi.

Camping ingilizcede ne demek, Camping nerede nasıl kullanılır?

Camping bus : Kamp otobüsü.

Camping equipment : Kamp malzemeleri.

Camping ground : Kamp zemini. Düşerge yeri. Kamp yeri.

Camping site : Kamping alanı. Kamp alanı. Kamp yeri. Düşerge yeri. Kamp bölgesi.

No camping : Kamp yapılmaz.

Scamping : Dikkatsizce yapma. Afacan olma. Yaramaz. Acele veya yarım yamalak tarzda yapma hareketi. Haylaz.

Encamping : Kamp kurmak. Kamp kurma. Kampa yerleştirmek. Ordugah kurma.

 

Campiest : Yapmacık. Adi.

Campine hen : Kampin tavuğu. Altın ve gümüş renkli olmak üzere iki varyetesi olan, küçük yapılı, yoğun tüylere sahip, süs amaçlı yetiştirilen ancak çok az sayıda da olsa yumurta verimi olan, kuluçka özelliği iyi olmayan tavuk ırkı.

Campings : Kamp yapma. Kampçılık. Kamping. Kamp.

İngilizce Camping Türkçe anlamı, Camping eş anlamlısı

Sözcükler, direkt olarak Camping ile ilgili eş anlamlı kelimeler olmayabilir. Kelime anlamı benzer olan sözcükler olabilirler.

Camped : Kampa yerleştirmek. Konaklamak. İlgi çekmek için dikkat çekici giyinmek. Konmak. Bayağılaştırmak. Kamp kurmak. Kamp yapmak. Düşerge (azerice). Adileştirmek.

Habitation : Yurt. Yerleşme. Konut. Yerleşim. Mesken. İkamet. Ev. Barınak. Oturacak yer. Oturma.

Bivouacking : Çadırsız asker kampı. Çadırda kalmak. Kamp kurmak. Konak. Açık ordugah kurmak. Açık ordugah. Açık havada gecelemek. Geceyi çadırsız geçirmek.

Camp : Adenozin monofosfatta şekerin 5ı karbonuna bağlı fosforik asidin adenilat siklaz aracılığıyla ribozun 3ı karbonuna bağlanmasıyla meydana gelen, hormon vb. maddelerin fonksiyonlarına aracılık eden bir nükleotit, siklik amp, camp, halkasal adenozin monofosfat. ikinci haberci olarak çeşitli metabolik yolların düzenleyicisi olan önemli bir molekül. Döngüsel adenozin monofosfat. Kampa yerleştirmek. Ordugah. Camp. Savaş sırasında ordunun merkezi olarak kullanılan yer. Tarih, veterinerlik alanlarında kullanılır. Kamp yapmak. Homo. Konmak.

Hutments : Karargah.

Bivvy : Çadır.

Encampments : Karargah. Ordugah. Kamp yeri.

Campground : Kamp alanı. Kamp yeri. Kamp sahası.

Campgrounds : Kamp yeri. Kamp sahası. Kamp alanı.

Encampment : Kamp yeri. Düşerge yeri. Düşerge. Karargah. Ordugah.

Camping synonyms : hutment, training camp, mocamp, cage, campings, campsites, inhabitancy, tenting, campsite, inhabitation.

Camping ingilizce tanımı, definition of Camping

Camping kelimesinin İngilizce - İngilizce çevirisi (English to English) : Lodging in a camp.