Carney türkçesi Carney nedir

  • Sirk.
  • (gayrı resmi) karnaval.
  • Oklahoma eyaletinde yerleşim yeri.
  • Bir sirkte çalışan kimse (ayrıca carny).

Carney ingilizcede ne demek, Carney nerede nasıl kullanılır?

Carneys : Sirk. Bir sirkte çalışan kimse (ayrıca carny). (gayrı resmi) karnaval.

Chile con carne : Güneybatı amerika ve meksika'nın geleneksel etli acılı chili pepper (çok acı kırmızı biber) yemeği.

Carne : Morfinden yapılan bağımlılık yapan uyuşturucu (ispanyolca anlamı öz veya zevk ten). (argo) eroin.

Carnegie : Bir soyadı. Amerikalı bir çelik üreticisi ve hayırsever. Oklahoma eyaletinde yerleşim yeri. Georgia'da bir kasaba (abd). Pensilvanya eyaletinde yerleşim yeri. Andrew carnegie (1835-1919). Dale carnegie (1888-1955). Abd'li bir yazar ve kişisel gelişim ve ortak eğitim programları kursları eğitmeni.

Carnegie award : Carnegie ödülü. Andrew carnegie adına düzenlenen, ingiliz yazarlarınca yazılmış ve ingiltere'de yayınlanmış en iyi çocuk ve gençlik kitabına verilen ödül.

Carnet : Gümrük vergisi ödemeden malların geçici ithaline izin veren resmi belge. Ata karnesi. Ücret ödemeden uluslararası sınırlar boyunca bir otomobilin kullanılmasını sağlayan alış veriş belgesi. Gümrük geçiş belgesi. Geçici olarak ticari karışık ithalat prosedürlerini kolaylaştıran uluslararası ruhsat belgesi.

 

Carnelians : Kızıl kahverengi renk. Akik. Bakırımsı kızıl renk. Kızıl renkli değerli taş.

Carnelian : Kızıl kahverengi renk. Akik. Kırmızı bir akik. Bakırımsı kızıl renk. Kızıl renkli değerli taş.

Carneus : Etimsi, etli. et renkli. Karneus.

Carnegie endowment : Carnegie vakfı.

İngilizce Carney Türkçe anlamı, Carney eş anlamlısı

Sözcükler, direkt olarak Carney ile ilgili eş anlamlı kelimeler olmayabilir. Kelime anlamı benzer olan sözcükler olabilirler.

Chariot : Cenk arabası. İki tekerlikli at arabası. İki tekerlekli savaş arabası. Yarış arabası. İki tekerlekli araba. Savaş arabası. İki tekerlekli at arabası.

Move : Kımıldamak. Kımıldatmak. Teklif etmek. Taşıma. Tahrik etmek. Bilgisayar, bilişim, uzay alanlarında kullanılır. Bir cismin başka bir cisme ya da cisimlere göre yer değiştirme eylemi. Taşınmak. İlerlemek. Kıpırdatmak.

Hippodromes : At yarışları alanı. Atmeydanı. At meydanı. Tiyatro salonu. Koşu alanı. Gösteri salonu. Hipodrom. Salon.

Circuses : Arena. Sirk pisti. Sirk gösterileri. Yolların kesiştiği meydan. Sirkler. Kargaşalı toplantı. Gösteri uçuşu.

Return : Karşıdan gelen topun ağın üzerinden ya da ağa dokunarak yeniden karşı alana gönderilmesi. Bir üretim etkinliği sonunda yaratılan malların parasal değerleri. krş. gelir. Karşılama. Yanıtlamak. Döndürüş. Oyunda, önemli bir serimi yapabilmek için olay dizisinin ilerleyişi içine geçmişteki bir sahneyi katarak, eylemin gelişimini çeşitli biçimlerde etkilemeye yarayan bir önceye dönüş. Geriye dönüş. Geri göndermek. Tenis, bilgisayar, iktisat, masa tenisi, tiyatro alanlarında kullanılır. Hasılat.

 

Lug : Taşımak. Sürüklemek. Zorlukla çekmek.

Occupation : Zorla alma. Uğraş. Meşguliyet. İstila. Oturma. Tasarruf. Bir kimsenin geçimini sağlamak için sürekli yaptığı; bilgi, eğitim veya yaratıcı güç gerektiren etkinlik. İşgal. İş.

Hippodrome : Gösteri salonu. At yarışları alanı. Dans salonu. At koşuları ve gösterileri yapılan alan. istanbul'daki sultanahmet alanına verilen ad. Koşu alanı. At meydanı. Hipodrom. Tiyatro salonu.

Business life : Çalışma hayatı. Ticaret hayatı. İş hayatı. Ticari hayat.

Circus : Sirk gösterileri. Gösteri. Yolların kesiştiği meydan. Gösteri uçuşu. Alan. Meydan. Cambazlık, hayvan hünerleri, palyaço güldürüleri gibi gösterileri, çoğu kez büyük bir çadırda seyircilere sunan gezici topluluk. Kargaşalı toplantı. Cambazhane.

Carney synonyms : pipe in, line of work, professional life, haul, cirques, line, lifework, business, port, bring, carnies, tug, walk, specialisation, cirque, transport, porter, carnie, fly, tote, shoulder, pack, carneys, displace, speciality, big top, convey, job, specialization, vocation, bear, calling, specialty.

Carney zıt anlamlı kelimeler, Carney kelime anlamı

Lack : Olmamak. -sizlik. Eksiklik. -e sahip olmamak. -sizlik çekmek. Olmayış. -den yoksun olmak. Yoksun kalmak. Yokluk. Eksik olmak.

Blessed : Kutsanmış. Kutsal. Mübarek. Allah'ın. Huzurlu. Mutlu. Mutluluk veren. Kutlu. Bereketli.

Carney ingilizce tanımı, definition of Carney

Carney kelimesinin İngilizce - İngilizce çevirisi (English to English) : A disease of horses, in which the mouth is so furred that the afflicted animal can not eat.