Carriages türkçesi Carriages nedir
- Vagon.
- Araba.
- Nakliye.
- Onaylama (tasarı vb).
- Nakliye ücreti.
- Tutum.
- Taşıma.
- Binek arabası.
- Tavır.
- Duruş.
- Taşıyıcı alttakım.
- Navlun.
Carriages ile ilgili cümleler
English: These are not first-class carriages.
Turkish: Bunlar birinci sınıf taşıyıcılar değil.
English: Automobiles replaced carriages.
Turkish: Yolcu vagonlarının yerini otomobiller aldı.
Carriages ingilizcede ne demek, Carriages nerede nasıl kullanılır?
Miscarriages : Başarısızlık. Düşük. Suya düşme. İşin boşa çıkması. İşin ters gitmesi. Yanlış yere sevketme. Çocuk düşürme. Boşa çıkma. Düşük yapma. Yanlışlık.
Undercarriages : Şaryo. Alt gövde. Kundak taşıyıcı (askeri terim). İniş takımı. Şasi. Alt yürüyüş takımı. Alt hareket takımı. Taşıyıcı iskelet. Yapıyı tutan iskelet. Alt takım.
Carriage and insurance paid to : Dışalım yapılan malın alıcının ülkesinde belirtilen varış noktasına kadarki sigorta ve taşıma maliyetlerinin dışsatımcı tarafından üstlenilmesi ile yapılan teslim biçimi ve buna dayalı fiyatı. Taşıma ücreti ve sigortası ödenmiş olarak teslim. Cıp. Taşıma ücreti ve sigorta ödenmiş olarak teslim.
Carriage and pair : İki atlı araba.
Carriage body : Karoser.
Carriage paid : Nakliyesi satıcıya ait. Nakliyesiz. Navlun satıcıya ait.
Carriage by sea : Deniz taşımacılığı.
Carriage horse : Yük atı. Koşum atı. At arabasını çekmede kullanılan at. Araba atı.
Carriage return : Satır başına alma. Satırbaşı. Körsırı veya yazıcıdaki yazma başını satırın başına getiren getiren karakter. Yazıcı güdüm komutu. Satır başına getirme. Satır başı. Satır başı karakteri.
Carriage return and line feed : Satır başı ve yeni satır.
İngilizce Carriages Türkçe anlamı, Carriages eş anlamlısı
Sözcükler, direkt olarak Carriages ile ilgili eş anlamlı kelimeler olmayabilir. Kelime anlamı benzer olan sözcükler olabilirler.
Cartages : Araba ile taşıma. Arabaya yükletme. Yükleme ücreti. Arabayla taşıma. Taşıma ücreti. Sevk ücreti. Nakil ücreti.
Backhaul : Uzak kullanıcılardan merkez ağa yapılan veri aktarımı. Ana taşıyıcı. (internet) veriyi internet kanallarıyla gönderdiği bir dağıtım noktasına yoğunlaştırma. Daha sonra yayınlanmak üzere radyo veya tv sinyallerini bir dağıtım noktasında yoğunlaştırma. Veriyi sonradan yayınlanmak üzere internet üzerinden belirli bir dağıtım noktasına yoğunlaştırma.
Gestes : Jest. Davranış. Öykü. Eylem. Biçim. Masal. İş. Hikaye.
Polygamy : Çok eşlilik sistemi. Çokeş evlilik. Biyoloji, sosyoloji, veterinerlik alanlarında kullanılır. Bir erkeğin birden çok kadınla ya da bir kadının birden çok erkekle kurduğu evlilik, a. bk. çok erkekle evlilik, çok kadınla evlilik. Çokkarılılık. Poligami. Karı ya da kocadan herhangi birinin birden çok sayıda olmasının toplumsal olarak onaylandığı evlilik biçimi. Çok karılılık. Çokevlilik. Çok eşlilik.
Demeanor : Hareket. Hal. Davranış. Davranış biçimi.
Attitude : Belli nesnelere, olaylara, kişilere karşı belli biçimde davranma yolunda toplumsal olarak kazanılmış eğilim ya da yönelim. Eğitim, sosyoloji alanlarında kullanılır. Konum. Oyunculukta bir karakterin ya da tipin yetişmesini, özelliklerini, kültürel çevresini ve konumunu belirleyen görünüş. tavır yalnızca hareketlerle değil, konuşmayla da ortaya çıkar. Yöneliş. Davranış. Dansçının gövdesini tek bacağı üzerine durdururken, öbür bacağını doksan derecelik bir açıyla kaldırması ve dizden bükerek geriye getirmesi. Hal. Tüm gövdenin uyumlu bir biçimdeki duruşu. dansçının bir bacağı üzerinde dururken, öteki bacağını doksan derecelik açıyla kaldırarak ve dizden bükerek arkaya götürmesi. çeşitli biçimleri vardır. Bireyin insanlar, olaylar ve cansız varlıklar karşısında takındığı davranış biçimi.
Carts : Atlı yük arabası. El arabası. Çekçek. At arabası. Taşımak. Araba ile taşımak. Götürmek. Yük arabası. At arabası ile taşımak.
Economy : Ekonomik. İktisat. Ekonomi. İktisat, ekonomi alanlarında kullanılır. Ucuz. Ekonomik jüye. Örgüt. İdare. Artırım. Kişilerdeki gereksemeleri karşılamak amacıyla yapılan davranış ve uygulamaları düzenleyen ve yöneten yasaları inceleyen bilim dalı.
Married person : Evli kişi.
Arrogance : Kendini beğenme. Kibirlilik. Küstahlık. Böbürlenme. Kendini beğenmişlik. Büyüklenme. Kurum. Küstahça gurur. Gurur.
Carriages synonyms : family unit, cuckoldom, spousal relationship, inmarriage, sigeh, common law marriage, open marriage, monandry, monogamousness, car, rail car, mate, bigamy, setup, posture, wagon, carriage freight, autos, autocar, intermarriage, cargo, cessation, carry forward, union, private car, positions, spouse, freight rate, haulage, geste, jam jar, autoing, carrying.
Carriages zıt anlamlı kelimeler, Carriages kelime anlamı
Endogamy : Yalnız aynı boy, köy, oymak ya da başka tür bir toplumsal kümenin üyeleri arasında evlenmelere izin veren aile düzeni. İçerden evlenme. Endogami. İçten evlenme. İç evlilik. Bir toplumu oluşturan sınıf, kast ya da altkültür birimleriyle boylarda bireylerin, birtakım dinsel büyüsel ve geleneksel nedenlerle, yalnız üyesi bulundukları topluluk içinde evlenmelerini zorunlu kılan evlenme türü. bk. sınıf, altkültür, boy. krş. dışevlilik. Evlenecek kimsenin, eşini, üyesi bulunduğu topluluğun içinden seçmesi kuralını temel alan evlilik düzeni. İçevlilik. Aynı ana babadan meydana gelen gametlerin birleşerek zigotu oluşturması.
Exogamy : Dışarıdan evlenme. Eksogami. Egzogami. Dış evlilik. Aile dışından evlilik. Dışevlilik. Dışardan evlenme.
Gracefulness : İncelik. Nezaket. Zarafet. Zariflik.
Carriages antonyms : awkwardness.
Bu kısımda Carriages kelimesinin türkçesi nedir? ingilizcede Carriages ne demek? gibi ya da benzeri soruları üye olmadan pratik olarak hemen sorabilir, daha sonra kısaca ingilizce Carriages anlamı, açılımı ya da türkçe kelime anlamı hakkında bilgiler verebilir veya dilerseniz Carriages ile ilgili cümleler sözler yazılar ile ingilizce türkçe çeviri sözlük anlamları paylaşabilir, diğer web sitelerinden de birçok kaynaklar sunabilirsiniz. Spam veya çok kısa yazılan mesajlar yayınlanmayacaktır.