Turkish: İnsanlar, bunun farkında olsun veya olmasın, sürekli mutluluk ararlar.
English: The continual noise deafened us.
Turkish: Sürekli gürültü bizi sağır etti.
English: He became bad-tempered, continually criticized his wife's cooking and complained of a pain in his stomach.
Turkish: O kötü huylu oldu, sürekli karısının yemeklerini eleştirdi ve midesindeki bir ağrıdan şikâyet etti.
English: Peter is continually making phone calls to his mother.
Turkish: Peter sürekli annesiyle telefon görüşmesi yapıyor.
Continual offence : Sürekli suç.
Continually : Habire. Devamlı olarak. Durmadan. Hiç durmadan. Devam eden. İkide birde. Boyuna. Harıl harıl. Mütemadiyen. Sürekli olarak.
Continua : Bölünmemiş şey. Süreç.
Continuable : Sürebilen. Devam edebilen.
Continuance : Süre. Bir süreç ya da gidişin aralıksız süregelmesi. Erteleme. Kalıcılık. Devam etme. Temdit. Sürüp gitme. Devam. Kesiksizlik. Uzatma.
Continuation character : Devam karakteri. Sürdürme damgası. Sürdürme karakteri.
Continuative : Devan etme eğiliminde.
Continuation : Sürdürme. Arka. Süreklilik. Devam etme. Borsada bir alışverişin gününü uzatma. borsada bir alışverişin gününü uzatmak için ödenen para. Uzatma. Bilgisayar, ekonomi alanlarında kullanılır. Sürme. İdame. Temdit.
Continuation school : Boş zamanlarda gidilen okul. Akşam okulu.
Continuations : Devam. Sürdürme. Zeyil. Uzatma. Devam etme. Arka. Süreklilik. İdame. Sürme. Temdit.
Sözcükler, direkt olarak Continual ile ilgili eş anlamlı kelimeler olmayabilir. Kelime anlamı benzer olan sözcükler olabilirler.
Ceaselessly : Boyuna. Ara vermeden. Fasılasız. Durmaksızın.
Numerously : Çok. Çok yönlü olarak. Çoklu olarak. Çok sayıda. Sayısız. Bir hayli.
On and on : Ara vermeden. Sürekli olarak. Durmaksızın. Boyuna. Durup dinlenmeden. Aralıksız olarak.
Serried : Omuz omuza. Sıkı. Sıkışık. Sıralı.
Continuant : Sürekli ünsüz.
Closely : Dikkatle. Adeta. Hemen hemen aynı. Sıkıca. İnceden inceye. Yakından. Sıkı sıkı. Benzer.
Endlessly : Sürgit. Sonsuz. Sonsuza dek. Amaçsızca. Sonsuz bir şekilde. Hedefi olmaksızın. Bitmek tükenmek bilmeksizin. Ebediyen. Gayesizce.
Closer : Tuğla parçası. Ketum. İçli dışlı. Yakın. Akım kesici. Elektriğin özdenetimli olarak kesilmesini sağlayan düzen. Son. Kapatıcı. Saklı. Sıkı.
Away : Deplasmanda oynanan. Uzakta. Buradan. Deplasman maçı. Uzağa. Bir yana. Yok. Yola çıkmış.
Forever : Daima. Her zaman. Hep. Sonsuza dek. İlanihaye. Durmamacasına. Ebediyen. Kıyamete kadar. Sürgit.
Continual synonyms : more often than not, incessant, day after day, all the time, as often as not, revenant, engraved in stone, abiding, together, thickest, relentless, compact, insistent, repeated, unabatingly, frequent, often, ceaseless, consistent, constant, durable, confirmed, thick, continued, everlasting, recurring, continually, continuously, consistently, for ever and ever, non stop, sustained, ever.
Sporadic : Ara sıra görülen. Seyrek. Sporadik. Hastalığın ara sıra, tek tük görülmesi, geniş alanlara yayılmaması. Düzensiz olarak oluşan veya seyrek olarak görülen, geniş sahalara yayılmayan veya tek tük görülen. Dağınık.
Discontinuous : Ayrı. Kesik. Fasılalı. Kesintili. Kesikli. Devamsız. Süreksiz. Aralıklı.
Continual kelimesinin İngilizce - İngilizce çevirisi (English to English) : Abiding. Proceeding without interruption or cesstaion. Continuous. Lasting. Unceasing.
Sayfa düzgün görüntülenmiyorsa, lütfen sayfayı yenileyin. (F5)
Bu kısımda Continual kelimesinin türkçesi nedir? ingilizcede Continual ne demek? gibi ya da benzeri soruları üye olmadan pratik olarak hemen sorabilir, daha sonra kısaca ingilizce Continual anlamı, açılımı ya da türkçe kelime anlamı hakkında bilgiler verebilir veya dilerseniz Continual ile ilgili cümleler sözler yazılar ile ingilizce türkçe çeviri sözlük anlamları paylaşabilir, diğer web sitelerinden de birçok kaynaklar sunabilirsiniz. Spam veya çok kısa yazılan mesajlar yayınlanmayacaktır.