Crinklier türkçesi Crinklier nedir

Crinklier ingilizcede ne demek, Crinklier nerede nasıl kullanılır?

Crinkliest : Büzüşük. Eşitsiz. Buruşuk. Dalgalı. Dengesiz. Kırışık. Yoksun. Eğri büğrü. Kıvrımlı. İnişli çıkışlı.

Crinkliness : Buruşukluk. Kırışık olma.

Crinkling : Büzüşmek. Hışırdamak. Katlamak. Karıştırmak. Kırıştırmak. Kırışmak. Buruşmak. Kıvırmak. Buruşturmak. Hışırdatmak.

Crinkle : Hışırdamak. Büzüşmek. Katlamak. Kırışmak. Karıştırmak. Kırışık. Buruşmak. Hışırdatmak. Kırıştırmak. Buruşturmak.

Crinkled : Dalgalı. Eğri büğrü. Hışırdatmak. Düz olmayan. Dengesiz. Kırıştırmak. Buruşmak. Pürüzlü. Büzüşmüş. Kırışmak.

Crinkly : Engebeli. Dengesiz. Dalgalı. Yoksun. Kıvrımlı. Buruşuk. İnişli çıkışlı. Eğri büğrü. Kırışık. Eşitsiz.

Crinkles : Kırışık. Hışırdamak. Karıştırmak. Buruşturmak. Büzüşmek. Kıvırmak. Hışırdatmak. Kırıştırmak. Buruşmak. Katlamak.

İngilizce Crinklier Türkçe anlamı, Crinklier eş anlamlısı

Sözcükler, direkt olarak Crinklier ile ilgili eş anlamlı kelimeler olmayabilir. Kelime anlamı benzer olan sözcükler olabilirler.

Disbalance : Oransız. Denksiz. Dengesi olmayan.

 

Choppier : Değişken. (rüzgar) değişken. Çırpıntılı. Tutarsız. Yön değiştiren (rüzgar). İstikrarsız. Durmadan yön değiştiren. Değişen. (deniz) çırpıntılı.

Crinkled : Pürüzlü. Düz olmayan. Buruşmak. Buruşturmak. Kırışmak. Hışırdamak.

Corrugation : Dalga. Ondüle. Yiv. Kırıştırma. Ondülasyon. Kıvrık. Kırışma. Buruşturma. Oluk.

Cock eyed : Düz olmayan. Yana yatık. Şaşı. Şaşı gözleri olan.

Immoderate : Çok fazla. Ölçüsüz. İtidalsiz. Aşırı.

Wrinkle : Buruşukluk. Buruşmak. Buruşturmak. Büzüşmek. Kırışıklık. İpucu. Çatmak. Pörsümek. Kırıştırmak.

Crinkle : Kırıştırmak. Kıvırmak. Karıştırmak. Buruşturmak. Hışırdatmak. Hışırdamak. Buruşmak. Kırışmak. Katlamak.

Destitute : Fakir. Muhtaç. Yoksul. Çulsuz. Boynu bükük. Aç biilaç. Mahrumiyet. Mahrum. Sefil.

Empty : Önemsiz. Abuk sabuk. Aç. Boşuna. Tahliye etmek. İçini boşaltmak. İçini çıkarmak. Dökülmek.

Crinklier synonyms : ruckle, uneven, jerky, astatic, scrunch, turn up, crinkly, billowy, crimpy, crimpiest, creases, crispiest, agitational, anfractuous, pucker, one sided, crooked, deranged, crumple, shorn, bumpy, devious, crinkles, inequilateral, bereft of, rudest, crisp, emptiest, imbalanced, wavy, rippled, rough, scragglier.

Crinklier zıt anlamlı kelimeler, Crinklier kelime anlamı

Unfold : Yayılmak. Açmak (katlanmış bir şeyi). Ortaya çıkarmak. Gelişmek. Gelişmek (öykü). (katlanmış bir şeyi) açmak. Gözler önüne serilmek. Açıklamak. Açılmak. Sermek.

Even : Çift. Eşit. Düzleşmek. Eşit olarak bölüştürmek. Tesviye etmek. Düzeltmek. Düz olmak. Düzletmek. (sayı) çift.