Dialyser türkçesi Dialyser nedir

  • Diyaliz cihazı.
  • Süzdürücü.
  • Diyaframlı ayırıcı.
  • Yarı geçirgen diyafram.
  • Diyaliz makinesi.

Dialyser ingilizcede ne demek, Dialyser nerede nasıl kullanılır?

Dialyse : Diyaliz etmek. Süzerek ayrıştırmak. Diyaliz yapmak. Diyaliz uygulamak.

Dialysed : Süzerek ayrıştırmak. Diyalize. Diyaliz yoluyla ayrılmış. Diyalize alınmış. Diyaliz etmek. Hemodiyaliz programında olan.

Dialysepalous : Diyalisepal. Bitkilerde çanak yapraklarının (sepallerin) ayrı olması. aposepal, korisepal.

Dialyses : Süzdürüm. Sızınım. Diyaliz. Kanı süzerek temizleme. Yarıgeçirimsel arıtım. Ayırma.

Hemodialyses : Kan diyalizi. Bir makine kullanılarak vücuttaki atıkların vücuttan atılması. Hemodiyaliz. Kan süzdürümü.

Urodialysis : İdrarın kısmi veya tamamen azalması. Ürodializis. Ürodiyaliz.

Dialysing apparatus : Diyaliz aleti.

Haemodialysis : Kan süzdürümü. Vücuttan artık maddeleri bir makine aracılığı ile temizleme (böbrek yetmezliği durumlarında kullanılır). Kan diyalizi. Hemodiyaliz.

Cyclodialysis : Siklodiyaliz. Kronik glakom olgularında korneal limbusdan 5mm uzakta ve kornea kenarına paralel 7-8 mm uzunluğunda sirküler bir ensizyonla kamera anterior bulbi ’ye ulaşıldıktan sonra buraya sokulan ve irise paralel biçimde tutulan siklodiyaliz spatülüyle sert hareketlerden kaçınarak kamera anterior bulbi ve supra-koroideal bölge arasında yapay bir yol oluşturulması.

 

Hemodialysis : Kan diyalizi. Kan süzdürümü. Hemodiyaliz. Böbreğin vazife göremediği durumlarda dolaşımdaki kanı diyaliz aletinden geçirerek atılması gereken maddelerin kandan temizlenmesi. Bir makine kullanılarak vücuttaki atıkların vücuttan atılması.

İngilizce Dialyser Türkçe anlamı, Dialyser eş anlamlısı

Sözcükler, direkt olarak Dialyser ile ilgili eş anlamlı kelimeler olmayabilir. Kelime anlamı benzer olan sözcükler olabilirler.

Dialysis machine : Diyaliz makinası. Kanı temizlemek ve arıtmak için kullanılan cihaz (normalde böbrekler tarafından yerine getirilen bir fonksiyon).

Qualitative analysis : Biz özdeğin kimyasal yapısını oluşturan bileşenlerin türlerini belirleme yöntemi. Nitel çözümleme. Nitel analiz. Fizik, kimya alanlarında kullanılır. Kalitatif analiz. Özdeklerin kimyasal yapısında ya da bir karışımda bulunan öğelerin tutarlarına bakmadan belirlenmesi.

Separate : Ayırmak. Ayrıştırmak. Yollarını ayırmak. Ayrı. Tek başına olan. Kopmak. Müstakil. Ayrık. Ayrı yaşamak.

Apheresis : Boğumlanma koşulları, tekrarlı kullanımlar (reduplikeler) gibi çeşitli nedenlerle kelimenin başındaki sesin düşmesi olayı: ısıtma > sıtma; ısıcak > sıcak; far. harbuz > dt. karbuz, tt. karpuz > hak. arbuz, çuv. arpus, moğ. arbuz, keçki > eçki; oşol > şol "o"; bol- > ol-; vb. Önünlü düşmesi. Önses düşmesi. Aferez. Ön ses düşmesi.

Dialyzer : Ayırıcı. (amerikan ingilizcesi) diyaliz cihazı. Süzücü (dialyser olarak da yazılır). Diyaliz işlemi yapan makine.

 

Dialyse : Diyaliz yapmak. Süzerek ayrıştırmak. Diyaliz uygulamak. Diyaliz etmek.

Kidney machine : Böbrek makinası. Böbreğin yerine çalışan cihaz. Böbrek makinesi.

Chemical analysis : Kimyasal çözümleme. Kimyasal analiz.

Haemodialysis : Hemodiyaliz. Kan diyalizi. Kan süzdürümü. Vücuttan artık maddeleri bir makine aracılığı ile temizleme (böbrek yetmezliği durumlarında kullanılır).

Osmosis : Geçişim. Özdeciklerin değişik derişimdeki iki çözelti arasına yerleştirilmiş yarı-geçirgen bir çeperden sızmaları. Biyoloji, fizik, kimya, veterinerlik alanlarında kullanılır. Osmoz. Geçişme. Çeşitli gazların geçişmeleri. Ozmoz. Yarıgeçirgen bir zarla ayrılmış, derişimleri ayrı çözeltiler arasında gözlenen ve seyreltik bölgedeki çözücünün, zardan derişik bölgeye kendiliğinden geçme olayı. Yarı geçirici zarlardan suyun veya bir çözeltinin az yoğun çözeltiden çok yoğun tarafa geçmesi. Ozmos.

Dialyser synonyms : pheresis, hemodialysis.