Disco türkçesi Disco nedir

Disco ile ilgili cümleler

English: How about going to a disco this weekend?
Turkish: Bu hafta sonu bir diskoya gitmeye ne dersin?

English: Our band has never played disco music.
Turkish: Grubumuz hiç disko müzik çalmadı.

English: She kept dancing at the disco all night.
Turkish: O, bütün gece diskoda dans etmeye devam etti.

English: She likes dancing in a disco better than skiing.
Turkish: Bir diskoda dans etmeyi kayak yapmaktan daha fazla sever.

English: I like disco music.
Turkish: Ben disko müziği severim.

Disco ingilizcede ne demek, Disco nerede nasıl kullanılır?

Disco music : Diskotekte çalınan müzik (genellikle güçlü vuruşlu popüler dans müziği). Disko müziği.

Discoblastula : Kanatlıların embriyolojik gelişmelerinde morulayı izleyen evredeki blastula. disk biçimindeki blastoderm tabakası gelişerek diskoblastulayı biçimlendirir. Diskoblastula.

Discobolus : Disk tutan veya atmak üzere olan bir sporcunun heykeli. Disk atıcı. Disk atan.

Discographies : Kaset listesi. Diskografi. Kayıt kataloğu.

Discography : Plak koleksiyonu. Kaset listesi. Diskografi. Omurlar arası diskin nucleus pulposus’una kontrast maddenin enjeksiyonundan sonra görüntü alınması. Kayıt kataloğu.

Discoids : Şekli diske benzeyen. Disk biçiminde. Disk şeklinde. Disk-benzeri. Diskoid.

 

Discolorations : Solma. Soldurma. Rengini bozma. Renk solması. Leke. Solma (renk). Renk atma. Rengini değiştirme. Rengi değişme. Renk alma.

Discolors : Rengini değiştirmek. Leke. Bozmak. Soldurmak. Solma. Rengi değişmek. Rengini bozmak. Solmak. Lekelemek.

Discoloration : Normal rengini kaybetme, renk değişikliği. Rengini bozma. Diskolorasyon. Rengi değişme. Soldurma. Renk alma. Leke. Solma. Renk solması. Renk atma.

Discolored : Rengi atmış. Solmuş. Rengi değişmiş. Rengi bozulmuş. Boyası çıkmış. Rengi bozulan.

İngilizce Disco Türkçe anlamı, Disco eş anlamlısı

Sözcükler, direkt olarak Disco ile ilgili eş anlamlı kelimeler olmayabilir. Kelime anlamı benzer olan sözcükler olabilirler.

Ballroom : Balo salonu. Dans salonu. Büyük dans salonu.

Nightspots : Gece klübü.

Hot spot : Kızgın nokta. Dna molekülünde diğer bölgelere göre mutasyon ve rekombinasyon olaylarının çok yüksek sıcaklıkta meydana geldiği bölgeler. Cadı kazanı. Sorunlu bölge. Etkin nokta. Sıcak bölge. Biyoloji, sinema, televizyon alanlarında kullanılır. Kızgın çekit. Parlak nokta.

Nitery : Gece vakti dans ve eğlence sunan mekan (argo terim).

Popular music : Halk müziği. Pop müzik. Yazılı hiçbir kuram, kural ve öğretiye dayanmadan, yalnızca işitme yoluyla öğrenilerek kuşaktan kuşağa aktarılan, coğrafyaya bağlı değişkenler dışında toplum çapında bir bütünlük gösteren, ilkel yapıda çalgı ve araçların kullanıldığı geleneksel müzik türü. bk. müzik, değişken, gelenek, halk. krş. halk koşuğu, halk oyunu. Popüler müzik.

Dance hall : Dans salonu.

Discotheque : Diskotek.

Disco music : Diskotekte çalınan müzik (genellikle güçlü vuruşlu popüler dans müziği). Disko müziği.

Nightclub : Gece klübü. Taverna.

Disco synonyms : dance palace, popular music genre, discos, dance club, discotheques, nightspot, nightclubs.