Do away with türkçesi Do away with nedir

Do away with ile ilgili cümleler

English: The city has decided to do away with the streetcar.
Turkish: Şehir tramvayları kaldırma kararı aldı.

English: Our school administration decided to do away with that school rule.
Turkish: Okul idaremiz o okul kuralını ortadan kaldırmaya karar verdi.

English: That school is going to do away with uniforms.
Turkish: O okul üniformaları kaldıracak.

English: The factory decided to do away with the old machinery.
Turkish: Fabrika eski makineleri kaldırmayı düşünüyor.

English: The school should do away with uniforms.
Turkish: Okul, üniformaları kaldırmalı.

Do away with ingilizcede ne demek, Do away with nerede nasıl kullanılır?

Do : Rol üstlenmek. Yetişmek. Temizlemek. Dolandırmak (argo terim). İlgilenmek. Başarmak. Düzeltmek. Etmek. Ayağını kaydırmak. Uymak.

Away : Deplasman maçı. Deplasmanda oynanan. Yok. Durmadan. Yola çıkmış. Devamlı. Buradan. Deplasmanda. Uzağa. Uzak.

With : Sayesinde. Canlı. Yanına. İle ilgili. -la. Li. -e karşın. Beraber. Nedeniyle. İle beraber.

Away with you : Defol.

Get away with : Çalıntıyla birlikte kaçmak. Cezalandırılmamak. Cezasını görmemek. Yapılan iş yanına kar kalmak. Bedelini ödememek. Yanına kalmak. Çalıp kaçmak. Yanına kar kalmak.

 

Have it away with : İle düşüp kalkmak.

Make away with : Yok etmek. Öldürmek. Yürütmek. Alıp götürmek.

Get away with murder : (argo terim) kanuna karşı işlenmiş bir suç için ceza almamak. Cezasız kalmak. Her şeyi yapıp cezalandırılmamak. Yapılan bir hatanın cezasını çekmemek. (cinayet) yanına kar kalmak. Yanına kar kalmak.

Get away with it : Yaptığı yanına kar kaldı. Yakayı ele vermeden kaçmak. Ettiği yanına kar kalmak. Cezasız kurtuldu. Cezasız ve veya veya yakalanmadan kurtuldu.

Make away with oneself : Hayatına son vermek. Kendini öldürmek. İntihar etmek.

İngilizce Do away with Türkçe anlamı, Do away with eş anlamlısı

Sözcükler, direkt olarak Do away with ile ilgili eş anlamlı kelimeler olmayabilir. Kelime anlamı benzer olan sözcükler olabilirler.

Call it off : Bir ilişkiyi bitirmek.

Abscising : Kesip almak.

Obviating : Çare bulmak. Önüne geçmek. Bertaraf etmek. Üstesinden gelmek. Karşılamamak. Önlemek. Halletmek. Yetmemek. Çözmek.

Abolish : Lağvetmek. Hükümsüz kılmak. Bozmak. İlga etmek. Yürürlükten kaldırmak. İptal etmek.

Accomplishing : Becermek. Başarıyla tamamlamak. Başarmak. Üstesinden gelmek. Yapmak. Sonuçlandırmak. Başarılı olarak tamamlamak. Başarı elde etmek. Almak (yol, zaman).

Obviate : Gidermek. Çözmek. Önüne geçmek. Önlemek. Yetmemek. Çare bulmak. Üstesinden gelmek. Gereksiz kılmak. Halletmek.

Carry through : Gerçekleştirmek. Sonuca ulaştırmak. Yüreklendirerek desteklemek. Yerine getirmek. Üstesinden gelmek. Tamamlamak. Başarmak.

 

Arrests : Tutuklamak. Çekmek (dikkat). Önlemek. El koymak. Bloke etmek.

Obviates : Karşılamamak. Bertaraf etmek. Önlemek. Gidermek. Önüne geçmek. Üstesinden gelmek. Çözmek. Yetmemek. Çare bulmak.

Deaden : Körletmek. Köreltmek. Katılaştırmak. Etkisini azaltmak (alkollü içki vb). Zayıflatmak. Uyuşturmak. Kesmek (ses veya ağrı vb'ni). Donuklaştırmak. Kesmek. Matlaştırmak.

Do away with synonyms : annul, clear off, get to grips with, come to grips with, block, wipe out, carrying off, bollix, cease to exist, arouses, destroys, aborts, sort somebody out, abrogating, assassinating, break up, annulling, boff, croaked, see to, boffs, baulking, axe, do in, blot out, accomplish, bollixing, rub out, cease, assassinates, arrest, abscises, croaking.