Ducat türkçesi Ducat nedir

  • Geçmişte birçok ülkede basılmış ve kullanılmış altın sikke.
  • Düka altını.
  • Para.
  • İktisat alanında kullanılır.
  • Gümüş para.
  • Venedik altınları.
  • Altın para.

Ducat ile ilgili cümleler

English: Ali is an educator.
Turkish: Ali bir eğitimci.

English: Ali is a self-educated man.
Turkish: Ali kendi kendini yetiştirmiş bir insandır.

English: Ali hasn't had much education.
Turkish: Ali çok eğitim almadı.

English: Ali had little formal education.
Turkish: Ali az örgün eğitim aldı.

English: Ali began to worry about how he was going to pay for his son's education.
Turkish: Ali oğlunun eğitimi için nasıl ödeme yapacağı hakkında endişelenmeye başladı.

Ducat ingilizcede ne demek, Ducat nerede nasıl kullanılır?

Ducats : Para. Düka altını. Gümüş para.

Academic education : Akademik eğitim. Üniversite veya yüksekokul öğrenimi. Üniversite eğitimi.

Acquired an education : Eğitim almış. Terbiye almış. Eğitim görmüştür.

Adult education : Erişkin eğitimi. Bir ülkede zorunlu okul yaşı üzerindeki bireylere, okullarda kazandırılan bilgi ve beceriler dışında ya da onları zenginleştirici nitelikte bilgi ve beceriler kazandırmayı amaçlayan örgün eğitim çalışması. Yetişkin eğitimi. Resmi ya da özel kuruluşlarca yetişkinlere türlü alanlarda bilgi kazandırmak ve anlayışlarını geliştirmek amacıyla düzenlenip yürütülen planlı eğitim etkinlikleri. yetişkin yurttaşların çalışma güçlerini arttırmak, yaşayış düzeylerini yükseltmek, ulusal ve insancı değerlerini geliştirmek amacıyla okul eğitimi dışında ya da yanında yapılan eğitim ve öğretim çalışmalarına verilen ad. Eğitim, sosyoloji alanlarında kullanılır. Yetişkinler eğitimi.

 

Agricultural education : Çiftçilik yöntemleri eğitimi görmek. Tarımsal eğitim. Tarım eğitimi. İleride tarımla ilgili iş ya da görevlerden birini seçeceklere verilen meslek eğitimi. ilk ve orta dereceli okul öğrencilerine kılgısal tarım bilgi ve becerileri vermek, onlarda doğa ve toprak sevgisi uyandırmak, ilgili öğrencileri tarım alanına yöneltmek amacı ile düzenlenen eğitim.

Basic education : Örgün eğitimden yararlanma olanağı bulamamış kimselere uygulanan ve onları toplumsal, ekonomik ve kültürel yönlerden aydınlatıp yetiştirmeyi amaç edinen eğitim. öğrencilere okuma-yazma, aritmetik, meslek becerileri, ev yönetimi, sağlık bilgisi, fen bilgisi, yurttaşlık bilgisi, din bilgisi alanlarındaki temel kavramları, bilgi ve becerileri kazandırmak amacıyla düzenlenen eğitim. Temel öğretim. Temel eğitim.

Being educated : Eğitilme. Eğitimli olma. Öğretilmiş olma. Öğretilme. Eğitilmiş olma.

Bachelor of physical education : Beden eğitimi alanında diploma sahibi kimse. Beden eğitimi alanında lisans mezunu. Beden eğitimi diploması. Beden eğitimi mezunu. Beden eğitimi mezuniyeti. Beden eğitimi alanında diploma.

Audio visual educational materials : Şerit-film, film, harita, resim, fotoğraf gibi görme ve işitme duyularına yönelik, eğitim ve öğretimde kendilerinden yararlanılan türlü gereçlere verilen genel ad. Görsel-işitsel eğitim gereçleri.

 

Apprenticeship education : Çalışmak isteyen gençleri belli sanat dallarına hazırlamak için düzenlenen, genellikle sanat okullarının, resmi ve özel sanat kurslarının, işyerlerinin ortak çabalarıyle gerçekleşen eğitim. Çıraklık eğitimi.

İngilizce Ducat Türkçe anlamı, Ducat eş anlamlısı

Sözcükler, direkt olarak Ducat ile ilgili eş anlamlı kelimeler olmayabilir. Kelime anlamı benzer olan sözcükler olabilirler.

Cash : Peşin. Nakit. Nakit para. Ödenili. Elde tutulan ve ödemelerde anında kullanılabilen para. Peşin para. Bozmak. Bozdurmak. Mangır.

Ability rent : Yetenek rantı. Özel yeteneklere sahip olan kişilerin üretime katkılarının üstünde elde ettikleri kazanç fazlası. krş. kıtlık rantı.

Abnormal budget receipts : Olağanüstü bütçe harcamalarını karşılamak için, söz konusu dönemde ek harç, vergi ve borçlanma gibi yollarla elde edilen gelir. Olağanüstü bütçe geliri.

A type mutual funds : A tipi yatırım fonu ortaklığı. A tipi yatırım fonu. Ağırlıklı olarak hisse senetlerinden oluşan ve iç tüzüklerinde (esas sözleşmelerinde) asgari sınırları belirtilmek koşuluyla, portföy değerinin en az % 25’ini özelleştirme kapsamına alınan kamu iktisadi teşebbüsleri dahil türkiye’de kurulmuş ortaklıkların hisse senetlerine bağlanmış olan uzun vadeli yatırım fonu.

Abolition of forced labour convention : Zorla çalıştırmanın yasaklanması sözleşmesi. Zorla ya da zorunlu çalıştırmanın herhangi bir biçiminin siyasal zorlama ve eğitme, siyasal ya da ideolojik görüşlerin açıklanması nedeniyle cezalandırma, işgücünü harekete geçirme, çalışma disiplinini sağlama, ayrımcılık ve işbırakımını, katılanları cezalandırma aracı olarak kullanılmasını yasaklayan, 1957 yılında kabul edilen temel uluslararası çalışma sözleşmelerinden birisi.

A pass through certificate : Taşınmaz rehniyle sağlanmış bir kişisel alacak karşılığında alacak sahibi finansal kurum tarafından çıkarılan değerli kağıt. Tutsat senedi.

Brasses : Pirinç. Mangır. Küstahlık. Yüksek rütbeli subaylar. Pirinçten yapılmış eşya veya kaide. Cüret. Pirinç eşyalar.

Beans : (uyuşturucu argosu) kokain. Amfetamin. Fazla değil. Mangır (örneğin, ı've worked for this company for fifteen years, but ı still don't have beans {bu şirket için on beş yıldır çalışıyorum ama halen para alabilmiş değilim}). Çok az. (argo terim) bir kimsenin kafası. Kafa. Sakinleştiriciler. (argo) fasulye kadar.

Ducat synonyms : silver currency, silver coin, silver, chink, a shift in supply, bunce, abnormal budget, a change in supply, gold coin, a group shares, silver money, banknote, brassing, chip, cashes, a change in demand, ducats, a shift in individual demand, coin, coffering, a change in individual demand, boodles, golds, chinks, ability to pay approach, gold, coffer, ability to pay principle, a shift in demand, breads, brass, bread, abnormal budget expenditures.

Ducat ingilizce tanımı, definition of Ducat

Ducat kelimesinin İngilizce - İngilizce çevirisi (English to English) : A coin, either of gold or silver, of several countries in Europe. Originally, one struck in the dominions of a duke.