Embezzlement türkçesi Embezzlement nedir

  • Zimmet suçu.
  • Zimmetine geçirme.
  • Aşırtı.
  • Hukuk, ekonomi alanlarında kullanılır.
  • Zimmete para geçirme.
  • Yazılımlarda değiştirme ve silinti yaparak kendisi ile ilişkisi olmayan bir paraya el koyma. kendisi ile ilişkisi olmayan bir parayı alarak harcama. bir kişinin inanarak kendisine verdiği herhangi bir nesneyi o kişi için dokuncalı olabilecek kötü koşullarla kullanma.
  • İhtilas.
  • Yolsuzluk.
  • Kötüye kullanma.
  • Zimmete geçirme.
  • Güveni kötüye kullanma.

Embezzlement ingilizcede ne demek, Embezzlement nerede nasıl kullanılır?

Embezzlements : Güveni kötüye kullanma. Zimmete geçirme. İhtilas. Zimmet suçu. Kötüye kullanma. Aşırtı. Zimmetine geçirme. Zimmete para geçirme. Yolsuzluk.

Embezzle funds : Kendisine emanet edilmiş parayı çalmak. Emanete hıyanetlik etmek. Zimmetine para geçirmek. Kasayı boşaltmak. Fonu soymak. Paraları yürütmek.

Embezzle money : Kasayı boşaltmak. Emanete hıyanetlik etmek. Zimmetine para geçirmek. Kendisine emanet edilmiş parayı çalmak. Paraları yürütmek. Para çalmak.

Embezzle : Zimmete geçirmek. Zimmetine geçirmek. Çalmak. Zimmetine geçirmek (emanet para veya mülkü). İrtikap etmek. Zimmete para geçirmek. Kendine maletmek. Zimmetine para geçirmek.

Embezzled : Zimmete geçirilmiş. Zimmetine geçirmek. Mal edilmiş. Kaçak. Kendine maletmek.

 

Embezzler : Zimmetine para geçiren kişi. Zimmetine geçiren kimse. Kasa hırsızı. Zimmetine para geçiren. Zimmetine para geçiren kimse.

Embezzlers : Kasa hırsızı. Zimmetine para geçiren kişi. Zimmetine geçiren kimse. Zimmetine para geçiren kimse. Zimmetine para geçiren.

Embezzles : Kendine maletmek. Çalmak. Zimmetine geçirmek (emanet para veya mülkü). Zimmetine para geçirmek. Zimmete geçirmek. Zimmete para geçirmek. İrtikap etmek. Zimmetine geçirmek.

İngilizce Embezzlement Türkçe anlamı, Embezzlement eş anlamlısı

Sözcükler, direkt olarak Embezzlement ile ilgili eş anlamlı kelimeler olmayabilir. Kelime anlamı benzer olan sözcükler olabilirler.

Malversation : İrtikap. Gayri kanuni işler yapma. Rüşvet verme. Rüşvet yeme. Zimmetine para geçirme. Suistimal.

Irregularity : Düzensizlik. İntizamsızlık. Usulsüzlük. Kuralsızlık. Başıbozukluk. Suç. Bozukluk. Düzgün olmama. Aykırılık.

Peculation : Para aşırma. Zimmetine para geçirme. Hırsızlık.

Larceny : Hırsızlık. Çalma. Sirkat.

Illegalities : Yasadışılık. Gayrimeşruluk. Kanuna muhalefet. Kanunsuzluk. Hukuka aykırılık. Kanuna aykırılık. İllegallik. Nizamsızlık. Yasadışı olma.

Breach of trust : Güveni bozma. Emanete hıyanet. Emniyeti suistimal. Belli bir süre kullanılmak üzere bir kişiye her ne adla olursa olsun teslim edilen bir şeyin, hata veya ihmal sonucunda, kendisi veya başkasının yararına kullanılması, satılması, rehin edilmesi, tüketilmesi, değiştirilmesi veya bozulması. krş. güveni kötüye kullanma sigortası. Emniyeti kötüye kullanma. Emanete ihanet.

Defalcations : Eksiklik. Zimmete geçirilen miktar. Zimmetine para geçirmek. Zimmete geçirilen para. Kusur. Çalma.

 

Deceit : Dalavere. Düzenbazlık. Yamuk. Dolandırıcılık. Hilekarlık. Üçkağıt. Kazık. Yalan. Yalancılık. Hile.

Corruption : Doğru yoldan saptırma. Yozlaştırma (dili). Bilgisayar, hukuk alanlarında kullanılır. Yedirim. Fesat. Bozulma. Rüşvet. Rüşvetçilik. Ahlaksızlık. Ahlaksız olma.

Embezzling : Kaçırma. Kendine mal etme. Kendine maletmek. Zimmetine geçirmek.

Embezzlement synonyms : lapsing, peculations, theft, abuse, charge to debit, misapplication, thievery, thieving, malfeasance, briberies, defraudation, graft, stealing, impropriety, depeculation, delinquencies, plunderage, criminal negligence, defalcation, bribery, misappropriations, delinquency, abuse of confidence, embezzlements, misemployment, misappropriation, illegality, defiling, betrayal of trust, perfidies, breach of faith, exploitation, improprieties.

Embezzlement ingilizce tanımı, definition of Embezzlement

Embezzlement kelimesinin İngilizce - İngilizce çevirisi (English to English) : The fraudulent appropriation of property by a person to whom it has been intrusted. Embezzlement of public funds by the public officer having them in charge. As, the embezzlement by a clerk of his employer`s money.