Francis türkçesi Francis nedir

  • Erkek ismi.
  • Oklahoma eyaletinde yerleşim yeri.
  • Utah eyaletinde şehir.

Francis ile ilgili cümleler

English: Do you like San Francisco?
Turkish: San Francisco'yu sever misiniz?

English: I have pictures of San Francisco.
Turkish: San Fransisko resimlerim var.

English: Tens of thousands of people gathered in Saint Peter's Square on Sunday morning, despite the cold and the rain, to take part in Solemn Mass with Pope Francis in celebration of Easter.
Turkish: On binlerce insan soğuk ve yağmura rağmen Paskalya kutlamasında Papa Francis ile Dindar Kütleye katılmak için pazar sabahı Aziz Petrus Meydanında toplandı.

English: Pope Francis said atheists who do good will go to heaven too.
Turkish: Papa Francis, iyilik yapan Ateistler de cennete gidecek dedi.

English: Pope Francis is the first Latin American pope.
Turkish: Papa Fransis ilk Lâtin Amerikalı papadır.

Francis ingilizcede ne demek, Francis nerede nasıl kullanılır?

James francis durante : Jimmy durante (1893-1980). The schnoz takma isimli. Amerika birleşik devletleri büyük burunlu komedyen ve oyuncu.

Franciscan : Fransiskan. Fransiskan rahibi. Fransiskan mezhebi ile ilgili. Fransisken rahibi. Fransisken mezhebine ait.

Franciscans : Fransiskan mezhebi ile ilgili. Fransiskan. Fransisken mezhebinden olan kimse. Fransiskan rahibi. Fransisken rahibi.

 

Francisco : Soyadı. Erkek ismi. İndiana'da bir kasaba. İndiana eyaletinde yerleşim yeri. Ender rastlanan kadın ismi.

Francisella tularensis : Gram negatif, aerob, kokobasil biçiminde küçük, tularemi hastalığının etkeni olan bakterileri. Francisella tularensis.

San francisco bay area : Körfez bölgesi. San francisco körfezini çevreleyen coğrafi açıdan farklı metropol alanı (kaliforniya, abd). San fransisko körfez bölgesi.

San francisco : Kaliforniya'da (abd) bir şehir. Kaliforniya eyaletinde şehir. San fransisko.

Franciums : Fransium. Fransiyum.

San francisco chronicle : San fransisko günlüğü. Kaliforniya'da (abd) yayınlanan büyük günlük gazete.

Francium : Fransium. (fr) radyoaktif kimyasal element. Fransiyum.

İngilizce Francis Türkçe anlamı, Francis eş anlamlısı

Sözcükler, direkt olarak Francis ile ilgili eş anlamlı kelimeler olmayabilir. Kelime anlamı benzer olan sözcükler olabilirler.

French person : Fransız kişi.

Eu : 1957 yılında avrupa ekonomik topluluğu adıyla kurulan iktisadi bütünleşmeyi gerçekleştirdikten sonra avrupa topluluğu adını alan ve 1992 yılında maastricht anlaşması ile avrupa birliği’ne dönüşen, üye devletler arasındaki siyasal ve hukuki birleşmeyi amaçlayan birlik. birliğin üye sayısı 1995 yılında avusturya, finlandiya ve isveç’in katılımıyla on beşe, 2004 yılında ise estonya, litvanya, letonya, çek cumhuriyeti, slovakya, slovenya, polonya, macaristan, malta, güney kıbrıs rum yönetimi’nin katılımıyla yirmi beşe çıkmıştır. Avrupa birliği. Ab. Öropiyumun simgesi. Çıkarlarını korumak için grup olarak hareket eden avrupa ulusları federasyonu.

 

Europe : Avrupa. Komitesi.

Beryls : Beril.

Antimony : Rastık taşı. Antimon. Antimuan.

Alan : Bir erkek adı.

Marseilles : İllinois eyaletinde şehir. Marsilya. Ohio eyaletinde yerleşim yeri.

Dugway : Dağlık bölgelerdeki geçit yollar. Geçit.

Aaron : Harun (hz musa'nın kardeşi). Musa'nın ağabeyi. Soyadı. İbranilerin ilk başrahibi (incil). Bir erkek adı.

Annabella : Bir kadın adı. Utah'ta (abd) bir kasaba. Kadın ismi. Annabella (1909-1996). Hollywood'da da başarı sağlamış fransız bir film aktrisi.

Francis synonyms : bourgogne, massif central, sambre river, artois, rhone alpes, isere, bretagne, grenoble, north atlantic treaty organization, vienne, saone, toulouse, saone river, elsass, normandie, scheldt, avignon, chartres, languedoc roussillon, breiz, seine river, lake geneva, lorraine, loire river, nord pas de calais, toulon, garonne river, rhone river, rheims, reims, gascogne, alsatia, scheldt river.

Francis zıt anlamlı kelimeler, Francis kelime anlamı

Tame : Evcil. Ehli. Yavan. Yumuşatmak. Terbiye etmek. Uysallaştırmak. Evcilleştirmek. İşlemek (toprak). Uysal. Ehlileştirmek.

Francis antonyms : unagitated.