Kayt nedir, Kayt ne demek

Yerel Türkçe'deki anlamı:

Araç, eşya.

Kayt ile ilgili Cümleler

  • Yazmak yerine kaytarırsan, kitabı asla bitirmeyeceksin.
  • Sen yeteneklisin ama kaytarıyorsun.
  • Kaytarmayı bırak yoksa seni kovacağım.
  • O, her zaman bulaşık yıkamaktan kaytarırdı.
  • Ali dün gece evden kaytardı.
  • Neden kaytarıyorsun?

Kayt anlamı, kısaca tanımı

Kaytag böreği : Bir çeşit kıymalı börek

Kaytak getirmek : Gebe deve, erkek deve gördüğünde kuyruk kaldırarak işemek.

Kaytamak : Sövmek, küfür etmek. Geri gelmek : Babam çarşıdan kayttı.

Kaytan örgü : (Süsleme) Şeritlerin kurallı bir düzen içinde birbirlerine dolanarak meydana getirdikleri süs, sarmaş.

Kaytan yakısı uygulaması : Kronik yangıların neden olduğu topallıkların tedavisi için ilgili eklem bölgesinin deri altına, gazlı bezden fitil dren geçirilmesi işlemiyle bölgede derivasyonun sağlanması.

Kaytar : İşsiz güçsüz, tembel. Pınar. Çuha şalvarlara dikilen, pamuktan siyah şerit.

Kaytarabilme : Kaytarabilmek işi.

Kaytarabilmek : Kaytarma imkânı veya olasılığı bulunmak.

Kaytarıvermek : Takıvermek : Atın gemini başına kaytarıver.

Kaytarmacılık : Kaytarıcılık.

Kaytarmış : Sivas kenti, Hafik ilçesinde, merkez bucağına bağlı bir bölge.

Kaytavlamak : Hastalık depreşmek.

Kaytavul etmek : Geri dönmek, dönüş yapmak.

 

Kaytaz : Hırsız. Dolandırıcı. Savsak, ihmalci. Kendinden umulmayan davranışlarda bulunan, kendini bilmez.

Kaytaz böreği : İçine ince doğranmış soğan ve baharlı çiğ kıyma konularak yapılan bir çeşit börek.

Kaytevi : Kiler, yiyeceklerin saklandığı yer.

Kaytılmak : Arkaya eğilmek, yaslanmak.

Kaytmak : Geri dönmek.

Kaytoz : Tüyü dökülmüş, eskimiş.

Kaytaban : Sürü, deve sürüsü. Başıboş, düzensiz.

Kaytak : Kuytu. Yağcı, dalkavuk, numaracı. Sözünde durmayan.

Kaytaklık : Kaytak olma durumu.

Kaytan : Pamuk ya da ipekten sicim. Yelkeni yarı kapatmak için kullanılan örgü halat.

Kaytan bıyık : İnce ve uzun bir bıyık türü.

Kaytan bıyıklı : İnce ve uzun bıyıklı.

Kaytanlı : Kaytanı olan, kaytanla dikilmiş.

Kaytarıcı : İşten kaçan (kimse), kaytarmacı.

Kaytarıcılık : Kaytarıcı olma durumu, kaytarmacılık.

Kaytarış : Kaytarma işi.

Kaytarma : Kaytarmak işi.

Kaytarmacı : Kaytarıcı.

Kaytarmak : Geri çevirmek, iade etmek. İş yapmaktan kaçmak.

Diğer dillerde Kayor kurdu anlamı nedir?

İngilizce'de Kayor kurdu ne demek ? : cayor worm