Lining up türkçesi Lining up nedir

  • Sıralanan.
  • Hazırlık.
  • Dizilme.
  • Sinema, televizyon alanlarında kullanılır.
  • Kuyrukta bekleme.
  • Dışarıda gerçekleştirilecek görünçlükler için en uygun yerlerin önceden araştırılıp saptanması.
  • Hazırlanma.
  • Sıraya dizme.
  • Bir film çevirimine ya da bir televizyon izlencesine başlamadan önce yapılan işlerin tümü; ilk çevirim gününe değin yapılan çalışmalar.
  • Hizalama.
  • Sıralanma.
  • Yer seçimi.

Lining up ile ilgili cümleler

English: What are you lining up for?
Turkish: Ne için sıraya giriyorsun?

Lining up ingilizcede ne demek, Lining up nerede nasıl kullanılır?

Lining : Kaplama. Balata. İksa. Astarlama. Halka conta. Astar. Duvar örme. Hayat.

Lining fabric : Astarlık kumaş.

Linings : Balata. Astar. Kaplama. Astarlama.

A bite and a sup : İki yudum bir şey. İki lokma yemek.

Aaup : American association of university professors (amerikan üniversite profesörleri derneği). Öncelikli olarak profesörlerin akademik özgürlüğünü korumaya kendini adamış amerikan kuruluşu.

İngilizce Lining up Türkçe anlamı, Lining up eş anlamlısı

Sözcükler, direkt olarak Lining up ile ilgili eş anlamlı kelimeler olmayabilir. Kelime anlamı benzer olan sözcükler olabilirler.

Sorting : Parçaların boylarına, biçimlerine ve yoğunluklarına göre sıralanarak çökeltiımesi. Türlere göre ayırma. Tasnif. Ayıklama. Sıralam. Sıralama. Tasnif etme. Sınıflama. Çeşitleme.

 

Being paved : Asfaltla kaplanmış olma. Hazır edilme. Kaplanma. Kolaylaştırılma. Kaplanmış olma. Asfalt kaplı olma.

Marshalling : Sıraya koyma. Ayırma. Tanzim etmek. Dizme. Hizaya sokma. Uçağın park pozisyonuna yanaştırılması. Varışta ve kalkışta yer göstericilik. Sıralama. Manevra.

Linages : Satır sayısı. Sayfadaki basılı veya yazılı satırların sayısı. Gönyesine alma. Sıra. Hiza. Layna alma.

Arrangement : Düzen. Aranjman. Müzik düzenlemesi. Ayarlama. Düzenlenmiş şey. Tanzim. Düzenleyim. Kombinezon. Plan. Bir müzik parçasını yeni bir düzen içinde yeniden kurma, işleme.

Concatenated : Bağlamak. Sıralanmış. Sıralamak.

Preliminary : Başlangıç. Eleme maçı. Giriş. Ön hazırlık. Ön. Hazırlayıcı. Mukaddime. Ön sınav. Başlangıç niteliğinde.

Alignment : Sıraya koyma. Sıra. Aynı hizaya getirme. İşbirliği yapma. Gruplaşma. Düzenleme. Ahlaki ve etik bakış açısı. Uyuşma.

Lining up synonyms : recce, cnoice of location, preparations, pretrial, providence, preparative, readiness, provision, enumerated, preparedness, preparatory, preparation, prepping, collimation, grooming, marshaling, location hunt, linage, warison, readying, development.