Mele nedir, Mele ne demek

Yerel Türkçe'deki anlamı:

Duvarcı aracı, mala.

Çekirge.

Köpeğin yaşı : Bizim köpek yedi melesinde.

Çocuk oyunlarında kale olarak kullanılan çukur.

Yuva : Leyleklerin melesi yıkılmış.

İn : Kurt melesine girdi.

Mele ile ilgili Cümleler

  • Melek oldun mu?
  • Eskiyi unutup beni yeniden sevebilirmisin melek.
  • Koruyucu meleklere inanıyor musunuz?
  • Meleklerin iki kanadı, Şeytan'ın bir kuyruğu vardır.
  • Meleklere inanır mısın?
  • “Kimi tarafları pek ince delikanlılar melek gibi kızları övüyorlardı.”
  • Meleğimsin.
  • En azından bir melez alabilirsin.
  • Melekler senin için ağlayacak!
  • Melekler ve şeytanlar ile alakalı savaşım bittiyse ben de yerleşik bir hayata geçmek istiyorum.
  • Melekler bizi koruyup rehberlik ederler.
  • Tamamen Asyalı gibi görünmesine rağmen Takahaşi'nin melez olduğunu duydum.
  • Teşekkürler.Sen bir meleksin.
  • “Annem melekler gibi iyi kadındır.”
  • Bir melez satın almam gerekiyor mu?

Mele ile ilgili Atasözü veya Deyim

melek gibi : sessiz, sakin güzel.

Mele kısaca anlamı, tanımı

Çevirme melezlemesi : Düşük verimli bir ırkın üstün verim özellikleri olan diğer bir ırka dönüştürülmesi amacıyla yapılan melezleme yöntemi

Dna melezlemesi : Tamamlayıcısı olan DNA tek ipliklerinin, H bağları ile çift iplikçik oluşturmaları. DNA hibridizasyon.

 

Dna rna melezi : Bir DNA zincirinin tamamlayıcı baz çiftleri aracılığıyla bir RNA zincirine hidrojen bağıyla bağlanması sonucunda oluşan bir çift sarmal. DNA RNA hibridi.

Dot blot melezleme : Nitroselüllöz tabakaya aktarılan nükleik asitlerin işaretli belirteçler kullanılarak gösterilmesi veya tespiti amacına kullanılan yöntem, dot-blot hibridizasyon.

Filtre melezlemesi : Nitroselüloz filtresinde sarmalı çözülmüş ve hareket etmeyen DNA'nın radyoaktif işaretlenmiş RNA ya da DNA çözeltisi ile inkübasyonu. Filtre hibridizasyonu.

Geriye melezleme : Saf yapılı iki bireyin birleştirilmesinden elde edilen melez yavrunun ata soyunda yer alan bir ebeveynle tekrar birleştirilmesi.

Hele mele : Şöyle böyle. Hayal meyal.

Hexamita meleagridis : Genç hindilerde kataral enteritise neden olan protozoon türü.

Histomonas meleagridis : Hindilerde enfeksiyöz enterohepatitise neden olan, meydana getirdiği histomonozis, karabaş hastalığı olarak da adlandırılan, hindilerden başka tavuk, keklik, bıldırcın, sülün ve Afrika tavuğunda da enfeksiyona neden olan, yeryüzünde oldukça yaygın, morfolojisi organizmada yerleştiği organa göre değişen, genel olarak bağırsak lümeninde ve kültürlerde kamçılı (2-4 kamçı) ve dokularda kamçısız formlara sahip protozoon türü.

Hücresel tanımlayıcı melezleme : İşaretli bir belirtecin dokuya, hücreye, kromozoma veya gene uygulanması sonucu tümleyicilik gösterdiği yerin belirlenmesine olanak veren yöntem, in situ hibridizasyon.

İn situ melezleme : Bir kromozom üzerindeki belirli bir DNA dizisinin yerini tespit için, o dizinin tam bir şekilde tamamlayıcısı olan ve ona bağlanan radyoaktif nükleik asit grubu ile mitoz hücrelerini muamele etme tekniği. Dokulardaki özel mRNA sentez yerini tespit için de uygulanan bir teknik. İn situ hibridizasyon.

 

Koyun keçi melezleri : İki türün çiftleşmesinden döllenmeyle oluşan, melez embriyolar. İstisnasız olarak gebeliğin yaklaşık 6. gününde ölürler.

Ma melek : Varlık, malvarlığı, varı yoğu.

Mekir mekir meletmek : Bağırta bağırta ağlatmak.

Meleagrina margaritifera : [Bakınız: deniz inci midyesi]. Deniz inci midyesi.

Meleagris gallopavo : [Bakınız: hindi]. Hindi.

Meleden : Meşe köklerine sarılan güzel kokulu, sarmaşık gibi bir bitki.

Melef : Yatak kılıfı.

Melefe : 1.Yatak ve yorgan çarşafı. Yastık yüzü. Tandırda ısınmak için kullanılan çok büyük yorgan. Yüzü olmayan eski yorgan, mitil. Yorganın astarı. Yatak ve minderin iç yüzü. Çok eskimiş giyim eşyası. Uyuşuk ve kılıksız, sünepe. Yorganın iç yüzü. Yüzsüz, eski yorgan, mitil. Yatak yüzü. Genellikle ak çarşaf. Amerikan bezi. Yatak ve yorgan çarşafı. Beyaz yorgan yüzü, yorgan çarşafı, karşılığı milif. Kadınların baş ve omuzlarını örtmek için kullandıkları şal. (Küllük Iğdır Kars).

Melegir : Dokunmak için çile, yumak yapılmış ip.

Meleğen : Çok meleyici.

Meleğer : Dokunmak için çile, yumak yapılmış ip.

Melehor : Korkudan bedende çıkan isilik, sivilce, uçuk.

Melehti : Hayvan yemliği.

Melek balığı : Kemikli balıklar (Teleostei) takımının, sihlidgiller (Cichlidae) familyasından, 7-8 cm kadar uzunlukta olan ve Amazon Irmağı'nda yaşayan bir tür. Kemikli balıklardan, çiklitgiller (Cichlidae) familyasından, 8 cm kadar uzunlukta olabilen ve Amazon Irmağı’nda yaşayan bir tür. (Pterophyllum eimekei,) : Kemikli-balıklar (Teleostei) takımının sihlidgiller (Cichlidae) familyasından bir balık türü. Uzunluğu 7-8 cm. Tropik süs balığıdır. Amazon ırmağında yaşar.

Melek sıçraması : İki ayakla başlanıp iki ayak üstünde tamamlanan sıçrama. Beşinci ayak duruşuyla başlanır, sıçrama, bacaklar birbirine değer durumda yapılır. Kalçalar olabildiğince yukarı kaldırılır.

Melek sıfat : Melek yüzlü.

Melekli : Hatay şehri, merkez ilçesi, merkez nahiyesine bağlı bir yer. Iğdır şehrinde, merkez belediyesi, merkez bucağına bağlı bir bölge.

Meleknaz : Terbiyeli, uysal, nazlı kadın.

Meleknur : Terbiyeli, uysal, güzel kadın.

Melekper : Melek kanatlı.

Melekru : Melek yüzlü.

Melekse : Hamur topağı, pazı.

Meleksi : Hamur topağı, pazı.

Meleksi duruş : (Resim, Heykel) Uyanış Çağından XIX. y.y.ortalarına kadar, dinsel konulu resimlerde başı yana eğik, mahzun bakışlı kadın duruşu.

Melekşah : Terbiyeli, uysal, güzel kadın. Sinop ilinde, Kabalı nahiyesine bağlı bir yer.

Melekşeoruç : Sakarya şehri, Geyve ilçesinde, merkez nahiyesine bağlı bir bölge.

Melekşesolak : Sakarya şehri, Geyve belediyesi, merkez bucağına bağlı bir yer.

Melektoprak : Çamuru çok özlü, boz toprak.

Melekut : Ruhlar ve melekler âlemi.

Melemen : Beceriksiz. Çok iri, toplu, besili. Menemen, İzmir'in ilçelerinden biri.

Melemet : Oysa. Sıradan, önemsiz. Eğreti.

Melemetlemek : Onarmak. Üstünkörü geçmek.

Melemez : Beceriksiz, tembel, iş bilmez, ağır canlı. Konuşmayan, gülmeyen, durgun, utangaç. Yapağı. [Bakınız: meleme]. Güçsüz. Taşyürekli, acımasız.

Melemilli : Dertli, hastalıklı.

Melemir : Buğday tarlalarında yetişen, kara ve acı tanelerinden bezir yağı çıkarılan bir bitki. Kara, acı tohumlu bir çeşit bitki.

Melemirlemek : Onarmak.

Melemsük : Cılız, zayıf.

Melemşe : Menekşe.

Melemşük : Bulaşık, kötü.

Melen : Balık sürüsü. Durgun su. İşlenmemiş toprak, kıraç toprak. İşlenmemiş, kıraç toprak. Sakarya kenti, Kocaali ilçesinde, merkez nahiyesine bağlı bir yerleşim birimi.

Melena : Sindirilmiş kanlı dışkı.

Melenağzı : Düzce ili, Akçakoca belediyesi, merkez nahiyesine bağlı bir yerleşim yeri.

Melenbeç : Yarım yamalak.

Melencük : Kiraz.

Melencüyh : Kiraz.

Melendereayvası : Bir okka ağırlığında bir çeşit ayva.

Melendire : Bilek kalınlığında meşe odunu.

Melenemezis : Siyah kusmuk.

Melengeç : Çitlembik.

Melengestrol : Anabolizan bir madde.

Melengiç : Çitlembik.

Melengiş : Çitlembik. Çitlenbik.

Melenk : İşlenmemiş toprak, kıraç toprak. Nemli toprak. Yıllarca işlenip verimsizleşmiş toprak. Killi ve humuslu toprak. Kırmızı toprak. [Bakınız: melen].

Melenkiş : Çitlenbik.

Melenküş : Çitlembik.

Meler : Keçi dili.

Melermek : Gözler heyecandan yusyuvarlak açılmak, belermek.

Meles meles : [Bakınız: porsuk]. Porsuk.

Melesir : Mürver ağacı.

Meleske : Hamur topağı, pazı.

Melester : Minder, yatak ve yorgan astarı.

Meleş : İki kuzulu koyun.

Meleştirmek : Bekletmek.

Melet : Uğursuz.

Meletme : Meletmek işi.

Meletmek : Meleme işini yaptırmak.

Meletmez : Adana kenti, Tuzla bucağına bağlı bir yer.

Meletüre : Dereotuna benzeyen ve yenilen bir bitki.

Melevcen : Eflâtun renginde küçük çiçekler açan, tesbih tanesi büyüklüğündeki meyveleri kırmızı, yapraklarından dolma, ince dallarından yumurta ile kavrularak yemek yapılan dikenli bir ot.

Meleviçen : Eflâtun renginde küçük çiçekler açan, tesbih tanesi büyüklüğündeki meyveleri kırmızı, yapraklarından dolma, ince dallarından yumurta ile kavrularak yemek yapılan dikenli bir ot.

Melevsi : Hamur topağı, pazı.

Meleyir : Dokunmak için çile, yumak yapılmış ip.

Meleyke : Melek.

Meleyse : Hamur topağı, pazı.

Melez azmanlığı : Heterozigot bireyin, homozigot dominant bireylerden daha üstün fenotipik özellikte olması. Heteroz. Genetik olarak birbirine benzemeyen bireylerin birleştirilmesi sonucu oluşan melez yavrunun yaşama gücünün, beden yapısının ve verim özelliklerinin ebeveynlerinden üstün olması durumu, heterozis. Heterozigot bireyin, homozigot dominant bireylerden daha üstün fenotipik özellikte olması.

Melez dna : Farklı kökenli parçalardan oluşan DNA molekülü, rekombinant DNA gibi. Heterodubleks DNA.

Melez hücre : İki farklı türün hücrelerinin birleştirilmesi ile oluşan hücre. Hibrit hücre.

Melez ırk : Bir tür içindeki değişik ırklardan bireyler arasındaki birleştirmeler veya aynı ırkın farklı genetik yapıdaki varyete veya hatları arasındaki birleştirmelerle elde edilen ırk.

Melez tırfıl zehirlenmesi : Tırfıl zehirlenmesi.

Melez üçgül : Baklagil yem bitkisi.

Melez yakalama tercümesi : In vitro tercümeyi engellemek üzere, mRNA olarak çift yapma yeteneğine dayalı mRNA’ya karşılık olan cDNA'yı in vitro tanımlama tekniği.

Melez yonca : Baklagil yem bitkisi.

Melez yörüngemsi : İki veya daha fazla temel düzeydeki atomik yörüngemsinin bir araya gelmesiyle oluşan yeni bir yörüngemsi. Farklı tür yörüngemsilerin kaynaşmasından oluşan kuramsal yörüngemsiler. Hibrit orbital.

Melezi : Köylülerin dokudukları yünlü kumaştan yapılan pantolon. Sert, yumuşak buğday, çavdar karışımı ekmeklik un.

Melezir : Kapaklı bakır sahan, küçük sahan.

Melezleme probu : Melezleme işlemi için kullanılan ve genetik tercüme yolu ile sentezlenmiş radyoaktif olan ya da olmayan maddeler ile işaretlenmiş kısa DNA ya da RNA parçaları.

Melezlenme : Melezlenmek işi.

Melezlenmek : Melezleme işi yapılmak.

Mer mer meleşmek : Yalvarıp yakarmak, bir şeyi ağlayarak istemek.

Nükleik asit melezlemesi : Birbirinin tamamlayıcısı olan polinükleotitler arasında hidrojen bağları aracılığı ile çift iplikli DNA oluşması.

Sitoplazmik melez : Bir hücre ile sitoplâzmanın birleşmesi sonucunda oluşan ve yaşayabilen hücre. Sitoplâzmik hibrit.

Somatik hücre melezi : Genetik olarak farklı olan somatik hayvan hücrelerinin veya somatik bitki protoplâstlarının birleşmesinden oluşan hücre veya bitki. Somatik hücre hibridi.

Somatik hücre melezlemesi : Genetik olarak farklı olan somatik hücrelerden çıkan hayvan hücreleri veya bitki protoplâstlarının in vitro birleşmesi. Somatik hücre hibridizasyonu.

Melek : Tanrı ile insan arasında aracılık yaptığına ve nurdan olduğuna inanılan manevi varlık, ferişte. Terbiyeli, uysal kimse.

Melek otu : Maydanozgillerden, su kenarlarında yetişen, çiçekleri yeşilimtırak beyaz çok yıllık bir bitki (Angelica sylvestris).

Meleke : Tekrarlama sonucu kazanılan yatkınlık, alışkanlık. Yeti. Yelken makarası.

Meleme : Melemek işi. Ağırkanlı, rahatına düşkün. Koyun, keçi sesi.

Melemek : Koyun, kuzu veya keçi bağırmak.

Meles : Beli çökük at.

Meleşme : Meleşmek işi.

Meleşmek : Birlikte melemek.

Melez : Değişik türden hayvan veya bitkiden üremiş (hayvan veya bitki), kırma, azma, hibrit, metis. Katışık, karışık. Değişik ırkta ana babadan doğmuş olan (kimse).

Melezleme : Melezlemek işi.

Melezlemek : İki ayrı türü çiftleştirip birleştirmek.

Melezleşme : Melezleşmek işi, hibritleşme.

Melezleşmek : Bir bitki başka bir bitki türünün çiçekleriyle döllenmek, hibritleşmek. Yabancılaşmak.

Melezleştirme : Melezleştirmek işi.

Melezleştirmek : Melez duruma getirmek.

Melezlik : Melez olma durumu, kırmalık.

Diğer dillerde Melatonin anlamı nedir?

İngilizce'de Melatonin ne demek ? : melatonin