Mene nedir, Mene ne demek

Yerel Türkçe'deki anlamı:

Çocuk oyunlarında kale olarak kazılan çukur.

Köpeğin yaşı.

Mene ile ilgili Cümleler

  • Tom'un menejeri olmaktan nasıl vazgeçtin?
  • O beyzbol takımının menejeri kim?
  • “Deve kuşunun boyunu bosunu, biçimini, ne mene bir hayvan olduğunu bilirsiniz.”
  • “Allah rahmet eylesin, eşi menendi bulunmaz bir adamdı Nazmi Albay.”
  • Vadide, menekşeler erken çıktı.
  • Çiçekliğe bazı hercai menekşeler dikti.
  • “Bu sonbahar sabahında Gülhane Parkı'nın misli menendi yoktur.”
  • Menenjitin belirtileri nelerdir?
  • Hiç menekşe yer elmalı dondurma yedin mi?
  • O, laleler,hercai menekşeler ve papatyalar gibi çiçekler yetiştirir.
  • O, menekşe gözlü kadınlardan hoşlanıyor.

Mene ile ilgili Atasözü veya Deyim

eşi benzeri (veya manendi veya menendi) olmamak (veya bulunmamak veya yok) : benzeri olmamak.

misli menendi yok : benzeri, eşi yok.

ne mene : ne çeşit, ne türlü.

ne menem : ne çeşit, ne türlü.

Mene anlamı, kısaca tanımı

Çift menevişleme : Bir menevişleme çevrimi sonucu, dönüştürülemeyen kalıntı osteniti dönüştürmek ve içgerilimleri gidermek ya da azaltmak için yapılan ikili menevişleme

Çoklu menevişleme : Suverilmiş çeliğin yapısındaki kalan osteniti gidermek için, iki, üç ya da daha çok sayıda, art arda yapılan menevişleme işlemi.

 

Heneg meneg : Şaka maka.

İndüklemli menevişleme : İndüklemli ısıtma yoluyla ve özellikle seçmeli menevişleme için yapılan menevişleme işlemi.

Koruyucu atmosferli menevişleme : Koruyucu atmosfer altında yapılan menevişleme işlemi.

Menedik : Kalay : Bizim kaplar menediksiz.

Menef : Manav. Yorganın iç yüzü.

Menefşe : Menekşe.

Meneggiş : Çitlembik, sakızağacı.

Menegüç : Çitlembik, sakızağacı.

Menek : İnsan yüzünün üst kısmı ve kulağın önü. Kedi yavrusu. [Bakınız: menik]. Yün dokuma motifi. İplik çilesi.

Menekiş : Çitlembik, sakızağacı.

Meneksi : Kırmızımsı toprak.

Menekşe salyangozları : Yumuşakçalar (Mollusca) şubesinin, Karından ayaklılar (Gastropoda) sınıfından, hipobranşiyal bezlerdenpurpur (erguvan renk veren madde) salgılayan, deniz ve okyanuslarda yaşayan bir alt takım.

Menekşeli : Yastık yüzleri ile perdelerin üzerine işlenen menekşe motifi. (Yalvaç Isparta).

Menekşesofular : Edirne ili, merkez ilçesi, merkez bucağına bağlı bir yerleşim birimi.

Menelaus : Aleksandralı Menelaus. Milattan sonra birinci yüzyılında yaşamış Yunan matematiçisi.

Menem : Bilmem.

Menemenci : Kendini beğenmiş, övünen.

Menemeze : Ağır, sakin, aldırmayarak (davranış için).

Menemme : Sanırım.

Menemne : Sanırım.

Menemşe : Menekşe.

Menen : Arapça kökenli ma'nen: manen.

Menendiarmudu : Yazın yetişen yeşil renkli, olgunlaştıkça sararan bir çeşit armut.

Menengeç : Çitlembik, sakızağacı.

Menengiç : Çitlembik. Çitlembik, sakızağacı. Menenjit hastalığı.

Menengiş : Çitlembik, sakızağacı.

Menengüç : Çitlembik, sakızağacı.

Menenğeç : Çitlembik, sakızağacı.

Menesfer : Saç, kaş ve kirpiği sarı olan kişi.

 

Meneş : Şişman ve iyimser kişi. Çoğunlukla kızıl saçlı kimselerin yüzlerinde olan çil. Portakal. Saçma tanesi büyüklüğündeki meyvelerinden kokulu ve tatlı sakız çıkan bir çeşit ağaç.

Meneşir : Belâ : Başına meneşir yağdı.

Meneşmek : Yerleşmek : Elin dağından geldiler, burada meneştiler.

Menet : Yüksek yayla.

Menevcer : Yabanıl kuşkonmaz.

Menevileşme çevrimi : Menevişleme işleminin, başlama anından sonuna dek yapılan işlerin tümü.

Meneviş gevrekliği : Meneviş gevrekleşmesi sonucunda oluşan gevreklik.

Meneviş gevretmesi : Özellikle yalın krom şekillerinde görülen ve su verilmiş çeliklerin, 400°C - 540° C arasındaki sıcaklıklarda menevişlenmesi ya da yavaşça doğutulması sonucu beliren gevreme olayı.

Meneviş renkleri : Karbonlu takım çeliklerinin havada ısıtılmaları sırasında, ısıtılma sıcaklığına göre yüzeylerinin aldığı renkler.

Menevişleme fırını : İçinde menevişleme işlemi yapılan fırın.

Menevişleme parametresi : Temel menevişleme eğrilerinde kullanılan ve menevişleme sıcaklığı ile menevişleme süresini içine alan M=T (c + logt) eşitliği ile verilen parametre. (T = °F + 460, menevişleme sıcaklığı; t = saat türünden menevişleme süresi, c = 12 ile 25 arasında değerler alabilen bir değişmez.).

Menevişleme sıcaklığı : Menevişleme işleminin yapıldığı sıcaklık.

Menevişleme süresi : Menevişleme sıcaklığında tutma süresi.

Menevişleme yağı : Genellikle, 300° C altındaki sıcaklıklarda yapılacak işlemler için kullanılan özel yağ.

Menevişli çelik : Menevişleme işlemi uygulanmış çelik.

Menevişli martensit : Menevişleme işlemi sonucunda ayrışarak, karbonu, karbüre dönüşmüş ve sünekleşmiş martensit.

Menevişli yapı : Menevişli çeliklerin içyapısı.

Menevit : Kestane.

Meneviyet : Arapça kökenli ma'neviyyat: maneviyat.

Menevre : Manevra. Kıldan dokunmuş şalvar. Aldatmaca, düzen, dolap: Mutlaka çevirecek bir menevresi var. Manevra (Kuşu). Fransızca kökenli manauvre: manevra.

Menevreg : Kıldan dokunmuş şalvar.

Menevrek : Kıldan dokunmuş şalvar. Hıyar.

Menevrik : Hıyar.

Menevş : Çitlembik, sakızağacı.

Menevşe : Menekşe. [Bakınız: Menekşe].

Menevut : Küçük hasır.

Menevüt : Hamur topağı konulan, göz göz, uzun tahta tekne.

Otsu cezayir menekşesi : Yapısında tanen, organik asitler, karbonhidratlar, fitosterol, glikozit ve alkaloitler içeren, dışarıdan yara tedavisinde, içeriden enfüzyon biçiminde sürgün önleyici, kanama kesici olarak kullanılan zakkumgiller familyasından bir bitki.

Seçmeli menevişleme : Suverilmiş parçaların, belirli yerve bölümlerini sünekleştirmek ve toklaştırmak için uygulanan menevişleme işlemi.

Subuğulu menevişleme : Subuğulu bir ortamda, çelik yüzeyin, ince bir oksit örtü kazanmasını da amaç edinerek yapılan menevişleme işlemi.

Temel menevişleme eğrisi : Sertliğin, menevişleme parametresine göre değişimini özetleyen eğri.

Afrika menekşesi : İki çeneklilerden, tüylü yapraklı, mor, pembe, beyaz renkli çiçekleri olan, evlerde saksıda yetiştirilen, çok yıllık bir süs bitkisi (Saintpaulia ionantha).

Cezayir menekşesi : Zakkumgillerden, bahçelerde süs bitkisi olarak yetiştirilen, kendine özgü mavi, açık mor renkli çiçekleri ve ortası çukur taç yaprakları olan bir bitki (Vinca).

Deniz menekşesi : Bir tür çan çiçeği.

Frenk menekşesi : Turpgillerden, çiçekleri güzel kokulu bir tür süs bitkisi (Hesperis).

Hercai menekşe : Menekşegillerden, mor, sarı, beyaz renkte, menekşeye benzer çiçekleri olan yıllık bir bitki (Viola tricolor). Bu bitkinin çiçeği.

Menedilme : Menedilmek işi.

Menedilmek : Yasak edilmek, yasaklanmak. Önüne geçilmek.

Menekşe : Menekşegillerden, bir veya çok yıllık otsu bir bitki (Viola tricolor). Bu bitkinin mor renkli, güzel kokulu çiçeği.

Menekşe gözlü : Gözleri koyu lacivert renkte olan.

Menekşe gülü : Tırmanıcı, küçük çiçekli bir gül (Rosa chinensis).

Menekşe rengi : Menekşe çiçeğinin mor rengi. Bu renkte olan.

Menekşegiller : Çiçekleri ayrı taç yapraklı iki çenekli bitkiler familyası.

Menemen : Yumurta, soğan, yeşilbiber ve domatesle yapılmış olan bir yemek. İzmir iline bağlı ilçelerden biri.

Menenjit : Ateş, şiddetli baş ağrısı, kusma, sayıklama vb. belirtilerle ortaya çıkan, beyin zarlarının iltihaplanmasıyla oluşan bir hastalık.

Menent : Benzer, eş.

Menetme : Menetmek işi.

Menetmek : Yasaklamak. Engel olmak.

Meneviş : Hare. Terementi ağacının tohumu.

Menevişleme : Menevişlemek işi.

Menevişlemek : Bir yüzeyde renk dalgalanmaları oluşturmak.

Menevişlenme : Menevişlenmek işi.

Menevişlenmek : Bir yüzeyde renk dalgalanmaları oluşmak, harelenmek.

Menevişli : Menevişleri olan.

Saray menekşesi : Gösterişli ve bol çiçekli bir tür menekşe.

Yabani menekşe : Menekşe çiçeğinin yabani bir türü.

Diğer dillerde Mendelyevium anlamı nedir?

İngilizce'de Mendelyevium ne demek ? : mendelevium