Oats türkçesi Oats nedir

  • Yulaf ezmesi.
  • Yulaf.
  • Kabuğu soyulmuş öğütülmüş yulaf.

Oats ile ilgili cümleler

English: Ali and Mary are putting on their coats and gloves.
Turkish: Ali ve Mary paltolarını ve eldivenlerini giyiyorlar.

English: Ali and Mary are always at each other's throats.
Turkish: Ali ve Mary her zaman birbirleriyle kavga ederler.

English: A friend of mine is very fond of stoats.
Turkish: Bir arkadaşım gelinciklere çok düşkündür.

English: "Whose goats are these?" "They are Yamina's."
Turkish: "Bunlar kimin keçileri?" "Yamina'nın."

English: Ali and Mary are planning to travel to the land of stoats next month.
Turkish: Ali ve Mary önümüzdeki ay gelincikler diyarına seyahat etmeyi planlıyorlar.

Oats ingilizcede ne demek, Oats nerede nasıl kullanılır?

Rolled oats : Yulaf ezmesi.

Wild oats : Yaban yulafı.

Airboats : Bataklıklarda ve sığ sularda kullanılan uçak pervanesi tarafından çalıştırılan altı düz tekne. Sürat teknesi. Bataklık teknesi.

Arm floats : Kolluk.

Bloats : Şişmek. Kabartmak. Kabarmak. Tuzlamak ve tütsülemek. Şişirmek. Tütsülemek (balık). Abdominal distansiyon.

Coats : Kaplamak. North carolina eyaletinde yerleşim yeri. Sarmak. Örtmek. Sürmek (boya veya sıva). Kansas eyaletinde şehir.

Boatswain bird : Lostromo kuşu.

 

Boatswains : Marinel başı. Güverte lostromosu. Lostromo. Porsun.

Cutthroats : Aydınlanmak. Acımasız. Amansız. Kıyasıya. Kıran kırana. Tefeci. Cani. Zalim. Katil. İnsafsız.

Bumboats : Pazarcı kayığı. Erzak ve malzeme taşımak için limanlarda kullanılan küçük tekne. Bombot.

İngilizce Oats Türkçe anlamı, Oats eş anlamlısı

Sözcükler, direkt olarak Oats ile ilgili eş anlamlı kelimeler olmayabilir. Kelime anlamı benzer olan sözcükler olabilirler.

Burgoos : (esas olarak kentucky ve tennessee'de, abd) iri doğranmış sezonluk sebze veya et yahnisi. Koyu veya iri taneli yulaf lapası. Burgoo pişirilip yenen dış mekan partisi (esas olarak kentucky ve tennessee'de, abd). Yulaf bulamacı.

Dedication : Genel olarak içkapaktan önce ya da sonra gelen bir sayfada yer alan ve kitabın, yazarınca bir başkasına armağan edildiğini belirten yazı. Adama. Bağlılık. Tahsis edilmiş. Fedakarlık. İthaf etme. Sunu. İthaf. Vakfetme. Kamuya tahsis.

Oat bran : Yulaf kepeği. Yulafın dış örtüsü.

Cuss : Küfretmek. Herif. Sövmek. Tip. Lanetlemek. Delikanlı. Adam. Küfür. Huysuzluk. Lanet.

Burgoo : (esas olarak kentucky ve tennessee'de, abd) iri doğranmış sezonluk sebze veya et yahnisi. Burgoo pişirilip yenen dış mekan partisi (esas olarak kentucky ve tennessee'de, abd). Koyu veya iri taneli yulaf lapası. Yulaf bulamacı.

Commitment : Sorumluluk. Söz verme, zorunluluk, yüklenme. Sadakat. Bağlanma. Yükümlülük. Kesin karar. Bağlılık. Suç işleme. Üstlenme.

Oat : Yulaf tanesi.

Profanity : Sövgü. Ağzı bozukluk. Dine küfür etme. Kaba konuşma. Küfür. Kutsal şeylere karşı saygısızlık. Kutsal şeylere saygısızlık. Sövme. Kutsal şeye saygısızlık. Ağız bozukluğu.

Avena : Çayır yulafı.

Oats synonyms : curse word, oat meal, expletive, oatmeals, rolled oats, swearword, swearing, curse, oaten, common cultivated oat, oatmeal.

Oats zıt anlamlı kelimeler, Oats kelime anlamı

Sane : Aklı başında. Makul. İyi düşünebilen. İnsaflı. Akla yatkın. Akıllıca. Mantıklı. Akıllı.