Programed türkçesi Programed nedir

Programed ingilizcede ne demek, Programed nerede nasıl kullanılır?

Programer : Bilgisayar programcısı. Programcı. Yazılımcı.

Programers : Yazılımcı. Programcı. Bilgisayar programcısı.

Program block : Sinema, televizyon alanlarında kullanılır. İzlence yayın bölümü. İzlence işliği ile sunucu işliğinden oluşan bölüm.

Program cards : Bağdarlama kartları. Program kartları.

Program check : Program denetimi. Bağdarlama denetimi.

Program checkout : Program sağlaması. Bağdarlama sağlaması.

Program controller : Program denetleyicisi. Sinema, televizyon alanlarında kullanılır. Program denetçisi. Ana denetim odasının baş görevlisi. çeşitli kaynaklardan gelen görüntü ile sesin zamanında, doğru olarak ve niteliği denetlenerek verilmesinden sorumludur. Program kontrol edicisi. Ana denetim görevlisi. Bağdarlama denetçisi.

Program compilation : Bağdarlama derleme. Program derleme.

Program crash : Programın çökmesi.

Program control unit : Bağdarlama denetim birimi.

İngilizce Programed Türkçe anlamı, Programed eş anlamlısı

Sözcükler, direkt olarak Programed ile ilgili eş anlamlı kelimeler olmayabilir. Kelime anlamı benzer olan sözcükler olabilirler.

Schedule : Programlamak. Bilgisayar, ekonomi alanlarında kullanılır. Çalışma saatlerini yazmak. Liste. Takvim belirlemek. Tarifeye yazmak. Çizelgelemek. Yapılacak işlerin bölümlerini ve her bölümü gösteren örnekseme. Planlamak. Zamanlamak.

 

Defence policy : Savunma politikası.

Thought : Kasıt. Olay, durum ve nesneler üzerinde çözümleyici ve bireştirici işlemlerde bulunmaya olanak sağlayan kavrama ve açıklama yetisi. Özen. Görüş. Zihinde tasarlanan, canlandırılan şey. bir işin gerçekleşmesi ya da bir sorunun çözümü için zihince tasarlanan, aranıp bulunan yol. düşünce sonucu bilincine varılan herhangi bir şey. Sanı. Niyet. Tefekkür. Felsefe.

Idea : Amaç. Düşünce. Kanı. Fikir. İnsan beyninin anlık ve us yardımıyla nesnel evreni yansıtmak üzere oluşturduğu kavramlar, yargılar, kuramlar vb. Düşünü. Zihinde tasarlanan, canlandırılan şey. bir işin gerçekleşmesi ya da bir sorunun çözümü için zihince tasarlanan, aranıp bulunan yol. düşünce sonucu bilincine varılan herhangi bir şey. Kanaat. Tasarım. Ana konu.

Regimen : Rejim perhiz. Diyet. İdare. Rejim. Yönetim. Rejiman. Perhiz. Sözcükler arası yapısal etkileşim. Dozaj.

Guideline : Ana hatlar. Hakim. Hat. Ana hatlar (bir projedeki). Standart kural. Genel bilgi. Prensip. Kılavuz. Anahatlar.

Tax policy : Belirli iktisadi ve sosyal amaç ve hedeflere ulaşmak için vergilerin miktar ve bileşiminde yapılan düzenlemeler bütünü. Vergi siyaseti. Vergi politikası.

Regime : Diyet. Düzen. Yönetim. Yönetim şekli. Usul. Nizam. Düzenleme içimi. Akım düzeni. Yönetme. Hükümet şekli.

Pension plan : Emeklilik planı. Emeklilik josparı.

Schema : Bir kavram, durum ya da süreci tasarlamak ya da göstersel olarak açıklamak üzere biçimsel anlatımlara başvuran çizim. Plan. Tasarı. Taslak. Düzen. Çize. Şema. Planlamak.

 

Programed synonyms : road map, rehabilitation program, system of rules, retirement program, retirement savings plan, defence program, superfund, stock purchase plan, retirement account, works program, pension account, retirement plan, superfund program, audit programme, plan of action, retirement savings account, employee savings plan, projection, softwired, master plan, plan, blueprint, defense program, defense policy, space program, project, system, educational program, audit program, outline, budget, programme, design.

Programed zıt anlamlı kelimeler, Programed kelime anlamı

Hardware : Silah. Aksam. Gitar, sinema, televizyon alanlarında kullanılır. Madeni eşya. İletişimi sağlamakta kullanılan araçların tümü. Gereç. Bilgisayar donanım sistemi. Bilgisayar sistemindeki elektronik ve mekanik araçlar. Hırdavatçı dükkanı. Nalbur.

Object program : Nesne programı. Amaç program. Amaç izlence. Bilgisayar, bilişim alanlarında kullanılır. Bir izlenceleme dilinde yazılmış kaynak izlencenin derlenmesiyle elde edilen izlence.

Source program : Kaynak bağdarlama. Bir çevirici ya da derleyici aracılığıyla amaç izlenceye dönüştürülmesi gereken, dolayısıyla doğrudan uygulanma olanağı bulunmayan deyimlerden oluşan izlence. Kaynak izlence.