Düzenli nedir, Düzenli ne demek

Düzenli; Dil bilgisi yönünden Türkçe'de sıfat olarak kullanılır.

"Düzenli" ile ilgili cümle örnekleri

  • "Hele, düzenli giyim diye bir dertleri hiç yoktur." - S. Ayverdi

Yerel Türkçe anlamı:

Gerçek, doğru, sahi, tertipli; düzenli kete, düzenli iş

Yalancı.

1.bk. düzmeci.

Geçimli (kimse).

Gezilecek görülecek bir yer, şehir olarak tanımı:

Artvin kenti, Camili nahiyesine bağlı bir yerleşim birimi. Artvin ili, Şavşat ilçesinde, merkez nahiyesine bağlı bir yer.

Düzenli anlamı, tanımı:

Düzenli ordu : En küçük biriminden en büyük birliğine kadar her türlü donanıma sahip askerî güç.

Düzen : Müzik aletlerinde ses ayarı, akort. Toplumsal bir yapı içinde ögelerin bütüne, bütünün ögelere ve ögelerin birbirlerine göre ilişkileri. Yerleştirme, tertip. Soyut ve somut nesnelerin bir sıraya, bir hedefe, bir amaca göre sıralanması, konsept. Topluca ve gizlice yürütülen herhangi bir plan, dolap, komplo. Belli yöntem, ilke veya yasalara göre kurulmuş olan durum, uyum, nizam, sistem. Alet edevat takımı. Dolap, hile. Bir devletin belli başlı ilkeleri bakımından yönetimde tuttuğu yol, yönetim biçimi, rejim. Bez dokuma tezgâhı. Bir kimseye, bir kuruluşa karşı toplu olarak alınan gizli karar, dolap, komplo.

 

Düzenlilik : Düzenli olma durumu, sistemlilik.

Dirlik düzenlik : Aile üyeleri veya bir arada çalışan kimseler arasında iyi geçinme durumu.

Yerli : Bir yerin ilk sakini olan, otokton. Amerika, Avustralya ve Afrika'nın uygarlıktan uzak, ilkel biçimde yaşayan kimi halklarına verilen ad. Taşınamayan, başka yere götürülemeyen. Belli bir bölgede yetişen, otokton. Oturduğu bölgede doğup büyüyen, ataları da orada yaşamış olan. Yurt içinde yapılmış olan veya bir yurdun kendine özgü niteliklerini taşıyan.

Kararlı : Kararında direnen, kararını değiştirmeyen. Dengeli. Kesin karar vermiş olan.

Tertip : Düzenleme. Hile, düzen, komplo. Doktorun hastaya verdiği ilaç düzeni. Dizgi. Uygun bir sıraya, düzene koyma, sıralama. Düzenleniş, sıralanış biçimi, kombinasyon. Askere alınma dönemi.

Sistemli : Düzenli. Belli ilkelere, kurallara uyan, dizgeli, sistematik.

Nizamlı : Tüzüğe uygun. Düzenli, tertipli.

Metodik : Yöntemli. Düzenli.

Düzenli adlanım : Bir sonlu öbekten bir devşirim öbeğine eşyapı dönüşümü bulma. a. bk. adlanım.

Düzenli aralıklı ateş : Sıcaklık eğrisinde birkaç gün ateşli birkaç gün ateşsiz devrelerin birbirini izlediği ateş, febris rekurrens. Beden ısısının muntazam aralıklarla inip çıkması.

Düzenli av : Çevre şartlarından etkilenmeden, belirli yoğunluktaki avcılıkla dengede olan stoktan yıllara göre değişmeden elde edilen balık miktarı.

Düzenli batkı : Kendi çıkarlarına düzmece işlemler yapan kişinin batkısı.

Düzenli beşgen : Beş kıyısı olan düzenli çokgen.

Düzenli beşgen yıldız : Bir düzenli beşgenin tüm köşeleri çizildikten sonra beşgenin kıyılarının atılmasıyla oluşan yıldız biçiminde bölge.

 

Düzenli biçme : Tabanları birer eşleşik düzenli çokgen olan dik biçme.

Düzenli borel ölçümü : Her Borel kümesini içten ve dıştan düzenli olurlayan Borel ölçümü.

Düzenli çok yüzlü : Düzenli çokgen yüzleri ve çok yüzlü açıları karşılıklı olarak birbirlerine eşleşik olan çok yüzlü.

Düzenli çokgen : Tüm kıyıları ve iç açıları birbirine eşleşik olan çokgen.

Düzenli ile ilgili Cümleler

  • Düzenli bir hayat sürdürmenin çok iyi olduğunu düşünüyorum.
  • Tom'un daha düzenli olması gerekiyor.
  • Düzenli bir nabzın var.
  • Düzenli egzersiz yapmaya inanıyorum.
  • Ailemizde kiliseye düzenli olarak katılan tek kişi Tom'dur.
  • Düzenli bir şekilde doğum kontrol hapı alan erkeklerin hamile kalmadıklarını biliyor muydun?
  • Düzenli bir iş arıyorum.
  • Ali Mary için bir sürpriz parti düzenliyor.
  • Odanı temiz ve düzenli tut.
  • Ali gelecek cumartesi Mary için sürpriz bir doğum günü partisi düzenliyor.
  • Ben sağlıklı kalmak için düzenli olarak spor yaparım.
  • Düzenli misin?
  • Ali çok düzenli değil, değil mi?
  • Düzenli bir dairesi var.

Diğer dillerde Düzenli anlamı nedir?

İngilizce'de Düzenli ne demek? : adj. orderly, in order, systematic, systematical, regular, neat, tidy, harmonious, in good trim, clean cut, coordinate, dainty, equal, even, methodical, ordered, organized, right, settled, snug, stated, steady

n. dose, portion

n. order, regularity, regulation, formation, arrangement, coordination, harmony, system, orderliness, array, contexture, convention, cosmos, disposal, disposition, get up, layout, make up, method, regime, right, scheme, trim

Fransızca'da Düzenli : ordonné/e, régulier/ière, organisé/e, assidu/e, compassé/e, coordonné/e, mesuré/e, méthodique, réglé/e

Almanca'da Düzenli : adj. ausgeglichen, einheitlich, geschniegelt, gesetzmäßig, gleichmäßig, gründlich, ordentlich, ordnungsliebend, regelmäßig, regulär, sauber, solide, tüchtig, zünftig

adv. zurecht

Rusça'da Düzenli : adj. упорядоченный, аккуратный, регулярный, мерный, равномерный, четкий, слаженный, правильный, гармоничный, настроенный

adv. ровно