Single seater türkçesi Single seater nedir

Single seater ingilizcede ne demek, Single seater nerede nasıl kullanılır?

Single : Tek gidiş bileti. Evlenmemiş kimse. Münferiden. Kırk beşlik plak. Yalınkat (çiçek). Dönüş bileti. Ayırmak. Gidiş bileti. Bekar.

Seater : Yer gösterici. Kişilik (araba). Oturaklı.

Single 8 camera : Tek 8 alıcı. Sinema, televizyon alanlarında kullanılır. Tek 8 filmi kullanabilen alıcı.

Single accounting underline : Altı sayısal çizili.

Single acting : Tek etkili. Tek taraflı. Tek yönlü.

Single acting pump : Tek etkili basaç.

İngilizce Single seater Türkçe anlamı, Single seater eş anlamlısı

Sözcükler, direkt olarak Single seater ile ilgili eş anlamlı kelimeler olmayabilir. Kelime anlamı benzer olan sözcükler olabilirler.

Sulkiest : Küsmüş. Asık yüzlü. Abus. Küskün. İki tekerlekli at arabası. Huysuz. Asık. Suratsız. Bir kişilik.

Solo : Solo yapmak. Bir dizede, bir notada vurgu, uzunluk veya ses özelliklerinin, durakların düzenli bir biçimde tekrarlanmasından doğan ses uygunluğu, tartım, dizem. Dans tek başına yapılan gösteri. Yalnız. Tek. Tek başına. Tek kişilik oyun. Yalnızca.

Oneman : Tek kişinin yaptığı. Tek patronlu.

Sulkier : Abus. Huysuz. Küskün. Asık. Asık suratlı. (surat) mahkeme duvarı. Küsmüş. Asık yüzlü. İki tekerlekli at arabası.

 

Solos : Yalnız. Yalnız uçuş. Dans tek başına yapılan gösteri. Solo. Tek başına. Solo yapmak. Yalnızca. Tek kişilik oyun. Tek kişinin yaptığı.

Soloed : Yalnızca. Solo. Solo yapmak. Tek başına. Yalnız. Tek kişilik oyun. Dans tek başına yapılan gösteri. Tek kişinin yaptığı.

Individual : Toplumları oluşturan ve düşünsel, duygusal, istençsel nitelikleri toplum içinde belirlenen insanların her biri. Fert. Ferdi. Özgün. Şahsi. Başlıbaşına. Birey. Tek. Kişisel. Bir grup canlının yapı ve görevleri bakımından tek bir varlık olan tek bir organizması; tür meydana getiren ve çiftleşebilen organizmaların her biri. fert.

Soloing : Yalnız. Tek başına. Solo. Dans tek başına yapılan gösteri. Tek kişinin yaptığı. Tek kişilik oyun. Gitar solosu çalma. Solo atma.

Sulky : Asık suratlı. Abus. Küskün. Sürücülü (saban vb.). İki tekerlekli at arabası. Suratlı. Somurtuk. Küsmüş. Suratsız.