Solcu nedir, Solcu ne demek

Solcu; Dil bilgisi yönünden Türkçe'de sıfat olarak kullanılır.

  • Sol görüşlü partilerin yandaşı olan (kimse)

Solcu hakkında bilgiler

Solculuk, sosyal eşitsizliği kaldırmak isteyen, maddiyatın ve sosyal adaletin eşit dağılımını destekleyen siyasi bir kavram.

Solculuk kavramı ilk olarak, Fransız devrimi sonrasında kurulan meclisteki oturma düzeninden esinlenilerek oluşturulmuştur.

Zimbabve, Küba veya Kuzey Kore gibi ülkelerdeki sol, komünizm veya sosyalizmin farklı biçimleriyle eşleştirilebilir; bunlar Stalinizm, Maoizm ve Afrika sosyalizmi içerebilir. Bu ülkelerde sol, bazıları çok fazla veya çok az oranda dile getirilmiş teoriler veya uygulamalar da dahil olmak üzere devlet veya toplum sahipliğinde çeşitli ekonomik ve siyasal uygulamalara ve mal ile hizmetlerin üretim ve dağıtım kanallarının yönetimine inanmaktadır.

Fransa, Hindistan veya Brezilya gibi ülkelerde sol, demokratik sosyalist veya sosyal demokrat politikalar için mücadele etmektedir. Modern sosyal demokrasi hem sosyalist hem de kapitalist uygulamalar içeren demokratik bir refah devletinin oluşumunu savunmaktadır. Sosyal demokratlar kapitalist piyasa sistemi içinde gördükleri haksızlıkları ortadan kaldıracak veya iyileştirecek program ve yapıların yaratılmasını ve devleti düzenleyerek kapitalizmi demokratik yöntemlerle değiştirmeyi amaçlamaktadır.

 

Solcu ile ilgili Cümleler

  • Solcu komünizm, infantil bir bozukluktur.
  • Ali solcu değildir.

Solcu anlamı, kısaca tanımı:

Solculuk : Solcu olma durumu.

Görüşlü : Görüşü olan.

Parti : Bir araya gelinerek tavla, konken, okey vb. oynanan oyunlardan her biri. Herhangi bir ürünün tek seferde bir yerden başka bir yere gönderilen bölümü. Çok ucuza elde edilen şey, kelepir. Vurgun, kazanç. Bir kişi, bir kuruluş veya bir topluluğun, çoğu belli bir şeyi kutlamak amacıyla düzenledikleri eğlence. Ortak düşünce ve görüşteki kişilerin oluşturdukları siyasal topluluk, fırka. Armoniyi oluşturan ezgilerden her biri. Bir yere bölümler hâlinde gönderilmekte olan bir malın veya bir bütünün parçası. İnsan topluluğu. Tutam. Bir bütünün parçası, kısım. Bazı oyunlarda bir kez.

Yandaş : Birinden yana olan veya bir düşünceye, bir isteğe katılan, onu destekleyen kimse, yanlı, taraflı, taraftar.

Sosyal : Toplumsal.

Eşit : Aynı haklardan yararlanan, aynı düzeyde olan (kimse). Yapı, değer, boyut, nicelik ve nitelik bakımından birbirinden ne artık ne eksik olmayan (iki veya daha çok şey), müsavi.

Kaldırmak : İyi etmek, iyileştirmek. Bulunduğu yerden almak. Hastayı hastaneye götürmek. Yukarı doğru hareket ettirmek. Bir şeyden çokça satın almak. Toplamak. Çalmak, aşırmak. Alıp başka yere götürmek. Uyandırmak. Tayin etmek, atamak. Kaçırmak. Elin ulaşamayacağı yere koymak, saklamak. Bir kuruluşun çalışmasına son vermek, feshetmek, lağvetmek. Yok etmek, ortadan silmek. Yükseltmek. Piyasadan çekmek. Tören yaparak ölüyü gömmek. Çekmek, taşımak. Uygun gelmek, yakışmak. Ürün toplamak, taşımak.

 

Maddi : Maddeden oluşan. Mal, para, varlıkla ilgili olan. Madde ile ilgili, maddesel, özdeksel, manevi karşıtı. Maddesel.

Diğer dillerde Solcu anlamı nedir?

İngilizce'de Solcu ne demek? : adj. leftist, communist, red, pinkish

n. leftist, leftwinger, pinko

Fransızca'da Solcu : de gauche

Almanca'da Solcu : adj. linksgerichtet