Sulphur türkçesi Sulphur nedir

  • Doğada serbest veya diğer bazı metallerle bileşik olarak bulunan bir element, sülfür.
  • Kükürt.
  • Hayvan vücudunda yağ, karbonhidrat ve enerji metabolizmasında görev alan, bitkisel ve hayvansal kökenli yemlerde bulunan sistin, sistein ve metiyonin, biyotin, tiyamin ve insülin gibi organik bileşiklerin yapısında yer alan, “s” rumuzuyla belirtilen, metalik olmayan bir element.
  • Sülf.
  • Sülfür.
  • Mineral. (s; metalimsi olmayan parıltı, sarı, gri; çizgi ak; sertlik 1-2.5, özgül ağırlık 2.07; monoklinal ve rombusal.).
  • Sarı lahana kelebeği.
  • Sülfür sarısı.
  • Kükürtlemek.
  • Madencilik, veterinerlik, jeoloji alanlarında kullanılır.

Sulphur ingilizcede ne demek, Sulphur nerede nasıl kullanılır?

Sulphur black : Kükürt siyahı.

Sulphur content meter : Işınım emilimi sonunda, hidrokarbonlar içindeki kükürt düzeyini belirlemeye yarayan içerikölçer. Kükürt içerikölçeri. Kükürt içerik ölçeri.

Sulphur dioxide : Kükürt dioksit. Sülfür dioksit.

Sulphur oxide : Kükürt oksit.

Sulphur spring : Kükürtlü memba.

Sulphuret : Sülfid. Sülfür.

Sulphur stain : Kükürt lekesi.

Sulphureous : Kükürtsü. Sülfür sarısı. Kükürtlü.

Sulphurate : Kükürt katmak. Vulkanize etmek. Kükürtlemek. Sürfürlemek. Kükürtle işlenmiş. Kükürtle işlemek.

Sulphured : Kükürtlemek. Sülfürlenmiş.

 

İngilizce Sulphur Türkçe anlamı, Sulphur eş anlamlısı

Sözcükler, direkt olarak Sulphur ile ilgili eş anlamlı kelimeler olmayabilir. Kelime anlamı benzer olan sözcükler olabilirler.

Process : Dava. Süreç. Süregelen bir oluşum ya da yürümekte olan işlem. İşlem. Yönlendirmek. Ameliye. Bir olayın düzenli olarak ve birbirini izleyen değişmelerle gelişmesi, başka bir olaya dönüşmesi. Bilgisayar, eğitim, ekonomi, fizik, kimya, madencilik, sosyoloji alanlarında kullanılır. Bir amaca yönelmiş olan sürekli değişimlerin tümü. olayların zaman içinde belli bir gelişme göstererek sürüp gitmesi. Özel işlem uygulamak.

Oil of vitriol : Zac yağı. Sülfürik asit. Derişik sülfürik asit. Zaç yağı.

Chemical element : Fizik, kimya alanlarında kullanılır. Kimyasal öğe. Kimyasal öge. Bütün özdeciklerin, kimyasal bileşiklerin yapıtaşı olan değişik öğecik türlerinden biri; tek bir öğecik türünden oluşan özdek. Kimyasal bileşiklerin esas yapı taşları. Kimyasal element.

Sulphurizing : Vulkanize etmek. Kükürt katmak.

Sulphurize : Vulkanize etmek. Kükürt katmak.

Sulphuret : Sülfid.

Sulfureous : Kükürtlü. Kükürtsü.

Sulphuric acid : Zaçyağı. Sülfürik asit.

Sulphur synonyms : atomic number 16, native sulphur, native sulfur, sulfurs, sulfuret, vitriol, sulphurs, sulfur yellow, sulfuric acid, sulphurate, sulphureous, sulfide, sulfurize, element, sulfurate, sulphurous, sulfur, treat, brimstone, sulphuring, sulfurous, s, sulphide, sulphurise, sulphured, sulphur yellow.

Sulphur zıt anlamlı kelimeler, Sulphur kelime anlamı

Achromatic : Renközü olmayan. (siyah, beyaz ve gri, renksemezdir). renkserin karşıtı. Perdesi değişmeyen. Renksiz. Renksiz; renk meydana getiren en küçük uyartıya duyarsız. Renksemez. Renk değişikliği yapmayan, ışığı renklerine ayırmadan kıran, akromatik, akromatoz. Biyoloji, sinema, televizyon alanlarında kullanılır. Akromatik.

 

Sulphur ingilizce tanımı, definition of Sulphur

Sulphur kelimesinin İngilizce - İngilizce çevirisi (English to English) : A nonmetallic element occurring naturally in large quantities, either combined as in the sulphides (as pyrites) and sulphates (as gypsum), or native in volcanic regions, in vast beds mixed with gypsum and various earthy materials, from which it is melted out. Symbol S. Atomic weight The specific gravity of ordinary octohedral sulphur is 05. Of prismatic sulphur.