Tabl nedir, Tabl ne demek

Tabl; kökeni arapça dilinden gelmektedir.

Tabl ile ilgili Cümleler

  • Ali Mary'nin kırık tabloyu tamir etmesine yardım etti.
  • Tablo nereden geldi?
  • Tableti bir bardak su içinde erit.
  • Tablet içinde, askorbik asid konsantrasyonu çok düşüktür.
  • Az önce tüm tabloları temizledim.
  • Bir bardak su olmadan bu tabletleri yutamam.
  • Bu tablolar güzel.
  • Ben tabloları bekliyorum.
  • Tablolar, doğrudan güneş ışığına maruz bırakılmamalıdır.
  • Bu tabloyu temizlemede yardımına ihtiyacım var.
  • Tablo en az 1,000 dolara mal olacak.
  • Hangi tablo daha çekici, Madame X mi yoksa Mona Lisa mı?
  • Tablo tozla kaplıydı.
  • Tablo çok yer kaplamaz.

Tabl anlamı, kısaca tanımı:

Tabla : Satıcı vb.nin kullandığı tahtadan tepsi. Küllük. Soba, mangal vb. şeylerin altına konulan metalden veya tahtadan yapılmış olan tepsiye benzer altlık. Bir şeyin düz ve geniş bölümü. Ağaçtan veya ağaç ürünlerinden hazırlanmış, büyük yüzeyli düzgün parça. Makaraların yüzlerini oluşturan dış bölümleri. Genellikle Hindistan, Pakistan'da kullanılan, darbukaya benzer bir çalgı türü.

Tablacılık : Tablacı olma durumu.

Tablalı : Tablası olan. Tepesi geniş ve daire biçiminde olan.

Tablet : Düz ve yassı biçimli, çiğnenecek veya yutulacak madde. Eski medeniyetlerden kalma, pişmiş veya güneşte kurutulmuş kilden yapılmış, üzerinde çivi yazısı ile metin yazılı belge.

 

Tabliye : Köprü yapımında ilk olarak yerleştirilen ve köprüyü oluşturan bölüm.

Tablo : Birbiriyle olan ilgilerine göre düzenlenerek yazılmış şeylerin hepsi. Bir perdenin dekor değişikliğiyle belirlenen alt bölümü. Bez, tahta, kâğıt vb. maddeler üzerine yapılmış yağlı boya, sulu boya, pastel veya kara kalem resim. Yaşanan, var olan olay ve olguların hepsinin genel görünüşü, manzara.

Belirtke tablosu : Bir konu hakkındaki açıklayıcı bilgilerin bulunduğu tablo.

Çarpım tablosu : Birden dokuza kadar birbiriyle çarpılan sayıların çarpımlarını gösteren çizelge, çarpım cetveli, kerrat cetveli.

Hastalık tablosu : Hastanın yatağının başında bulunan ve hastalığın seyrini gösteren levha.

Kül tablası : Küllük.

Logaritma tablosu : Sayıların logaritmalarını gösteren çizelge.

Mutluluk tablosu : Başarılı, mutlu ve dost insanların bir aradaki görüntüsü.

Sigara tablası : Küllük.

Yemek tablası : Büyük konaklarda yemekleri taşımaya yarayan büyük tahta tepsi.

Davul : Büyük ve enlice bir kasnağın iki yanına deri geçirilerek yapılan, tokmak ve değnekle çalınan çalgı. Bateri.

Tabla kapı : Kayıtları ve serenleri arasına lif plakalı, yonga plakalı, kontraplak ya da som tablalar konularak yapılan kapı.

Tablacı : Mallarını tabla üzerinde satan kimse, tablakâr. Tabla çalan kimse.

Tablademiri : Araba okunun dingile geçtiği yerde bulunan demir. (*Aksaray -Niğde)

Tablağı : Tabla.

Tablahanı : Ahırlarda yem koymaya yarayan özel yer.

Tablak : Tembel.

Tablakar : Tablacı. Büyük konaklarda mutfaktan yemek tablalarını götürüp getiren görevli.

 

Tablatığı : Pencere ve kapı çerçevesini düzeltmekte kullanılan araç. (Akbaş *Güdül -Ankara)

Tablature : Bir müzikal eserin belirli bir çalgı ile ve bu çalgı üzerindeki hangi tel ve perdelere basılarak çalınacağını, nota yerine çeşitli rakam, harf ve işaretlerle gösteren sistem.

Tablı : Ateşin üstünü kapamaya yarayan demir kapak.