Troglodyte dwelling türkçesi Troglodyte dwelling nedir

  • Yeraltı yerleşmesi.
  • Kireçtaşı, kumtaşı, püskürük, tüf, lös gibi kayaçlar içinde doğal olarak açılmış ya da insan eliyle düzenlenip hazırlanmış bir tür yerleşim yeri.
  • Kireçtaşı, kumtaşı, püskürük, tüf, tozla gibi kayaçlar içinde doğal olarak açılmış ya da insan eliyle düzenlenip hazırlanmış bir tür yerleşim.
  • Coğrafya alanında kullanılır.

Troglodyte dwelling ingilizcede ne demek, Troglodyte dwelling nerede nasıl kullanılır?

Troglodyte : Mağara adamı. Köşesine çekilmiş insan. Gudubet. İlkel insan.

Dwelling : Yapı. İnsanların oturması için yapılıp düzenlenen yer. Mukim. Yalnız bir ailenin oturabileceği biçim ve büyüklükte konut. kat iyeliğine göre kullanılan çokbarklı yapılardaki bağımsız bölümlerden her biri. İkametgah. Konut. Bir ya da birkaç ev halkının yaşaması için yapılmış, insan yaşamasının gerekli kıldığı uyuma, yemek pişirme, soğuktan ve sıcaktan korunma, yıkanma ve ayakyolu gibi temel gereksinme konularında kolaylıkları bulunan barınak. Kum çukurlarından mağaralara, kaya oyuklarından ağaç kabuklarına, siperliklerden değişik biçimdeki kulübelere, çadırlardan ağaç ve taştan yapılma evlere kadar genişleyen; insanın yatıp kalktığı, kötü havalardan, yırtıcı hayvanlardan, baskınlardan korunduğu, işinin dışında barındığı yer. Ev.

 

Troglodytes : İlkel insan. Köşesine çekilmiş insan. Mağara adamı.

Cave dwelling : Kireçtaşı, kumtaşı, püskürük, tüf, lös gibi kayaçlar içinde doğal olarak açılmış ya da insan eliyle düzenlenip hazırlanmış bir tür yerleşim yeri. Yeraltı yerleşmesi.

Cliff dwelling : Apartman dairesinde yaşama. Kayalıklarda yaşama.

İngilizce Troglodyte dwelling Türkçe anlamı, Troglodyte dwelling eş anlamlısı

Sözcükler, direkt olarak Troglodyte dwelling ile ilgili eş anlamlı kelimeler olmayabilir. Kelime anlamı benzer olan sözcükler olabilirler.

Aboriginal population : Bir ülkeye başka bir yerden gelerek yerleşmiş kişilerin tersine, birkaç soydan beri orada doğup yaşamış kişilere verilen ad. bk. göçmen nüfus. Yerli nüfus.

Adventife cone : Bir yanardağ ana konisi üzerinde ikincil bacalardan çıkan lavların oluşturduğu küçük tepecikler. Yan koni.

Agricultural co operative : Tarım kooperatifi. Çiftçilerin tarım yaşamında kurdukları, çeşitli amaçlara yönelik işbirliğine dayanan ortaklık.

Aluvial terrace : Gençleşmeyle güç kazanan akarsuların yataklarını yeniden derinleştirerek koyak tabanı içine gömülmeleri sonunda oluşan ve bu yeni yatağın iki yanında kalan az eğimli, asılı düzlük, bk. gençleşme. Akarsu sekisi.

Aluvial coast : Lığ yığıntılı kıyı. Genellikle alçak kıyılarda, dalga ve akarsuların ortaklaşa oluşturdukları birikinti düzlüğü.

Afforestation : Orman yetiştirme. Ormanlaştırma. Türlü nedenlerle yok olmuş eski ormanların eksikliğini gidermek için, elverişli yörelerde, insan eliyle yeni orman alanları yaratma. Bir bölgenin ağaçlandırılması. Ağaçlandırma.

 

Age pyramid : Yaş piramidi. Belli bir zamanda, bir ülke, bir kent nüfusunun ya da aynı işle uğraşan bir topluluğun yaş bölünüşünü gösteren çizge.

Agrarian geography : İnsan coğrafyasının, tarımsal çalışma koşullarını, çeşitli iklim bölgelerinin ana tarımsal ürünlerini ve bunların o ülke ya da ülkeler ekonomisindeki yerini inceleyen bölümü. Tarım coğrafyası.

Agricultural production : Taze meyve. Tarım üretimi. Tahıl ve temel gıda ürünleri üretimi. Tarımsal üretim. Ekonomi bakımından, üretimin iki ana kolundan biri; kökeni toprak olan her türlü besin ve işlenmemiş işleyim özdeklerinin elde edilmesi. Sebze. Zirai üretim.

Ageing of the population : Doğumların azalması, sağlık koşullarının ve sağlıkbilimsel denetim ve bakımın ileri düzeye ulaşması sonunda ortalama yaşın büyümesi nedeniyle bir ülke ya da bölge nüfusunda yaşlı kişiler oranının artması. Nüfus yaşlanması.

Troglodyte dwelling synonyms : alluvial deposit, abrasion platform, air route, abandoned meander, agricultural specialisation, cave dwelling, altimetric profile.