Troubleshooter türkçesi Troubleshooter nedir

  • Aksaklıkları saptayıp çözümleyen kimse.
  • Arabulucu.
  • Sorun giderici.
  • Düzeltici.
  • Aksaklıkları gideren kimse.
  • İhtilafları çözümleyen kimse (politik, diplomatik, vb.).
  • Makina ve teknik ekipmanlarda işlev bozukluklarının yerini tespit etmede ve bunları tamir etmede uzman kimse.

Troubleshooter ile ilgili cümleler

English: Ali is a troubleshooter, isn't he?
Turkish: Ali bir sorun giderici, değil mi?

Troubleshooter ingilizcede ne demek, Troubleshooter nerede nasıl kullanılır?

Joystick troubleshooter : Oyun çubuğu sorun gidericisi.

Start conflict troubleshooter : Çakışma sorun gidericisini başlat.

Troubleshooters : İhtilafları çözümleyen kimse (politik, diplomatik, vb.). Sorun gidericiler. Arabulucu. Makina ve teknik ekipmanlarda işlev bozukluklarının yerini tespit etmede ve bunları tamir etmede uzman kimse.

Troubleshoot : Araya girmek. Sorun giderme. Anlaşmazlıkları yatıştırmak. Problemleri tespit etmek. Sorun gider. Arıza gidermek. Aracılık etmek. Sorunu gider. Sorun gidermek. Arıza bulma.

Troubleshooting : Arızanın giderilmesi. Sorun giderme. Çözüm bulma. Onarma. Tamir. Sorunları çözme. Arabuluculuk. İşlev bozukluklarının yerini tespit etme. Aksaklıkları giderme.

Troubleshot : Arıza bulma. Arıza gidermek. Aracılık etmek. Anlaşmazlıkları yatıştırmak. Sorunu gider. Sorun gider. Araya girmek. Problemleri tespit etmek. Sorun gidermek. Sorun giderme.

 

Troubleshoots : Aracılık etmek. Araya girmek. Problemleri tespit etmek. Arıza gidermek. Sorun gider. Sorunu gider. Anlaşmazlıkları yatıştırmak. Sorun gidermek. Arıza bulma. Sorun giderme.

İngilizce Troubleshooter Türkçe anlamı, Troubleshooter eş anlamlısı

Sözcükler, direkt olarak Troubleshooter ile ilgili eş anlamlı kelimeler olmayabilir. Kelime anlamı benzer olan sözcükler olabilirler.

Daysman : (artık kullanılmayan) yargıcı. Aracı. Hakem.

Correctors : Reformcu. Düzelten kimse. Giderici. Kapatıcı (kozmetik). Eleştirmen. Musahhih.

Proofreaders : Musahhih. Hataları bulan. Musahhih (daktilo terimi). Düzeltici (daktilo terimi). Düzeltmen.

Arbitrageurs : Arbitrajcı. Komisyoncu. Hakem. Arbitraj yapan kimse. Arbitraj yapan kişi veya şirket. Arbitraja. Risksiz bir şekilde eşit olmayan fiyatlardan kar etmek için değişik piyasalarda mal veya yatırım araçları alıp satan kimse (finans).

Conciliator : Uzlaştırıcı. Barış getiren. Uzlaştıran. Uzlaştıran kimse. Sulh getiren. Barıştıran. Gönül alan. Uzlaşıcı.

Intercessors : Başkası adına rica eden kimse. Aracı. Meyancı. Şefaatçi.

Interceder : Ara bulucu. Aracı.

Assuager : Azaltıcı. Dindirici. Yatıştırıcı.

Repairman : Onarımcı. Onarıcı. Tamiratçı. Bakım işçisi. Tamirci.

Adjusting : Düzeltme. Ayar. Ayarlama. Ayarlayan. Ayarlayıcı. Düzeltilme.

Troubleshooter synonyms : service man, corrector of the press, intermediaries, arbitragers, diorthotic, arbitrator, conditioner, correctives, emendatory, arbitrageur, maintenance man, amendatory, correctional, go between, corrector, improvers, conciliators, improver, arbiter, arbitrager, arbiters, corrective, meliorative, trouble shooter, proofreader, intercessor.