Inhibiting türkçesi Inhibiting nedir

Inhibiting ile ilgili cümleler

English: Social media may be inhibiting the ability of young people to communicate verbally.
Turkish: Sosyal medya gençlerin sözel iletişim becerilerini kısıtlıyor olabilir.

Inhibiting ingilizcede ne demek, Inhibiting nerede nasıl kullanılır?

Melanocyte stimulating hormone inhibiting hormone : Hipotalamustan salınan, ara hipofizden melanosit uyarıcı hormon salınımını inhibe eden bir hormon. Melanosit uyarıcı hormon salınımını kısıtlayıcı hormon.

Prolactin inhibiting factor : Prolaktin inhibe edici hormon. Prolaktin hormonunun salınmasını engelleyen bir madde.

Prolactin inhibiting hormone : Prolaktin salınımını kısıtlayıcı hormon. Prolaktin inhibiting hormon. Pıh.

Prolactin release inhibiting hormone : Prıh. Prolaktin salınımını kısıtlayıcı hormon. Prolaktin release inhibiting hormon.

Inhibition : Tutukluluk. Yabancı bir özdek ile tezgenin çalışmasını önieyip tepkimedeki etkisini azaltma. Engelleme. Biyoloji, eğitim, fizik, kimya, veterinerlik alanlarında kullanılır. Ket vurma. Menetme. Bir faaliyeti ya da olayı kontrol etme ya da durdurma. inhibisyon. Gelişmenin engellenmesi. çeşitli inhibitörlerin enzim-substrat kompleksinin oluşmasını etkileyerek enzim faaliyetine engel olması sonucu reaksiyon hızının azalması veya tamamen yok olması. İnhibisyon. Bir fiziksel ya da kimyasal olayın yürümesini engelleme ya da durdurma.

 

Inhibitive : Menedici. Yasak edici. Yasaklayıcı. Kısıtlayıcı. Koruyucu. Önleyici. Engelleyici.

Mixed inhibition : Karışık inhibisyon. Bir inhibitör molekülün ya serbest enzime veya enzim substrat kompleksine bağlanmasıyla sonuçlanan geri dönüşlü inhibisyon tipi.

Feed back inhibition : Geri bildirimli inhibisyon. Bir metabolik yolun son ürünü hücre gereksiniminden fazla üretildiğinde bu son ürünün genellikle o metabolik yolun ilk enzimatik basamağını baskılaması.

End product inhibition : Son ürün inhibisyonu. Herhangi bir metabolik yolun son ürünü hücre gereksiniminden fazla üretildiğinde bu son ürünün metabolik yolun düzenleyici enzimini baskılayarak kendi üretimini durdurması.

Contact inhibition : Normal hücreler yan yana geldikleri zaman temas yerlerinde yapışma plakları teşekkül ederken, hücrelerin rastgele amöboid hareketlerinin yavaşlaması. Temas engellemesi. Kontakt engeli. Biyoloji, veterinerlik alanlarında kullanılır. Kanserli olmayan normal dokularda, birbiriyle temas halinde olan komşu hücrelerde, hücre bölünmesinin baskılanması veya durdurulması, kontakt inhibisyon, kontakt engeli. Kontakt inhibisyon. Temas engeli.

İngilizce Inhibiting Türkçe anlamı, Inhibiting eş anlamlısı

Sözcükler, direkt olarak Inhibiting ile ilgili eş anlamlı kelimeler olmayabilir. Kelime anlamı benzer olan sözcükler olabilirler.

Avoiders : Kaçınan. Savuşturan. Sakınan. Durduran. Kaçan.

Inhibitive : Kısıtlayıcı. Yasaklayıcı. Yasak edici. Koruyucu. Menedici.

 

Hamperer : Engel olan veya zorlaştıran kişi veya nesne.

Disruptiveness : Yıkıcılık. Rahatsızlığa sebep olma. Ara bozuculuk. Yaramazlık. Engelleyici olmaya eğilimli. Rahatsızlık vermeye eğilimli. Bozuculuk. Yarıcılık. Bölücü olma.

In the way : Şeklinde. Yolu tıkayan. Yolun üzerinde. Ayak altında (geçişi engelleyen). Kesintiye uğratan.

Skirters : Önleyen. Yenen atlatan bozan kimse. Bozan kişi. Etrafta dolaşan kimse.

Disrupter : Bölücü. Sekteye uğratan. Rahatsızlık veren. Aksatan. Ayak bağı olan.

Impeditive : Emri. Zorunlu. Amir. Evliliğe engel olucu. Mecburi. Emir.

Incommoding : Rahatsızlık vermek. Sıkıntı vermek. Zahmet vermek. Huzursuzluk vermek. Huzursuzluk veren. Sıkıntı veren. Sıkmak. Önünü tıkayan. Önleyen. Rahatsızlık veren.

Engrosser : Bir monopol yaratmak amacıyla satılan tüm malları satın alan kimse. İri yazı ile kopya eden. Piyasadaki malı kapatan ve istif eden. Bir dökümanı büyük açık ve anlaşılır harflerle veya resmi bir stilde kopyalayan kimse. Yazıyı temize çeken. İşgal eden. Spekülatör. Zapteden. Vurguncu.

Inhibiting synonyms : amounting to, inhibiter, taboo, hurdlers, preventing, allayers, disruptor, skirter, inhibitory, hurdler, tabu, suppression, inhibitor, retentive, blocker, inhibitors, hampering, restraint, abstinence, damper, impedient, frustrating, hamperers, repressive, suppressor, deterrent, catcher, dissuader, control, allayer, hindrance, frustrative, engrossers.

Inhibiting zıt anlamlı kelimeler, Inhibiting kelime anlamı

Unrestraint : Serbestlik. Denetimsizlik. Sınırsızlık.

Noninheritable : İrsi olmayan. Kalıtımla geçmeyen. Miras olarak bırakılamaz. Nesilde nesle geçmeyen. Miras olarak kalamaz. Kalıtımsal olmayan. Miras kalması mümkün olmayan.