Accidies türkçesi Accidies nedir

Accidies ingilizcede ne demek, Accidies nerede nasıl kullanılır?

Accidie : Uyuşukluk. İlgisizlik. Bıkkınlık. Cansızlık. Tembellik. Hareketsizlik. Halsizlik. Hissizlik. Kaygısızlık.

Flaccidities : Zayıflık. Gevşeklik. Yumuşaklık.

Flaccidity : Zayıflık. Yumuşaklık. Gevşeklik. Kıvamsızlık. Sarkıklık.

Accidence : Yapıbilim. Sarf usul ve prensipleri. Morfoloji. Yapım ve çekim sırasında kelime köklerinin farklı biçimlere girmesi şeklindeki kırılma olayı. büküm; arapça, almanca, ingilizce, rusça gibi sami, cermen ve islav dillerine özgü bir olaydır: ar. ketebe «yazdı» kökünün kütibe «yazıldı», yüktebü «yazılır», yüktebune «yazılırlar», litükteb «yazıl!»; katebu «mektuplaştı, yazıştı», katibun «yazan, katip», mektubun «yazılmış şey, mektup» mektebun «mektep okul» şekillerine girmesi; almanca sehen «görmek», sah «gördü», gesehen «görmüş, görülmüş»; ing. to write «yazmak» wrote «yazdı», written «yazmış, yazılmış» gibi. Bükün. Çekim. Tasrif. Büküm.

Accident : İlinek. Beklenmedik olay. İş kazası. Sakatlık. Rastlantı. Araz. Bir nesnenin ikincil ve öze ilişkin olmayan özelliği. Raslantı. Hukuk, madencilik alanlarında kullanılır. Tesadüf.

 

Accident frequency rate : Her milyon iş saatinde kaza yönünden yitirilen zamanın tümü. Kaza frekansı. Kaza oluş oranı. Kaza tekerrür oranı.

Accident frequency : Kaza sıklığı.

Accident analysis : Kazaların mekanik ve insanla ilgili nedenlerini bulmak için yapılan inceleme. Kaza sebeplerinin araştırılması. Kaza incelemeleri.

Accident free : Kazasız.

Accident at sea : Deniz kazası.

İngilizce Accidies Türkçe anlamı, Accidies eş anlamlısı

Sözcükler, direkt olarak Accidies ile ilgili eş anlamlı kelimeler olmayabilir. Kelime anlamı benzer olan sözcükler olabilirler.

Immobility : Sabitlik. Kımıldamazlık. Devinimsizlik.

Cavalierness : Kayıtsızlık. Düşüncesizlik. Dikkatsizlik. Küçümseme. İlgilenmeme.

Benumbedness : Hissedememe durumu. Dondurulmuşluk. Dondurulmuş olma. Uyuşma. Duygusuzluk.

Dormancy : Dinlenme. Tohumun ana bitkiden ayrılıp çimleninceye kadar geçen, embriyonik faaliyetlerin sıfıra yakın olduğu dönem. bitkilerde ışık, ısı ve su gibi maddelerin yetersiz olduğu dönemlerde gelişmelerini yavaşlattıkları ya da durdurdukları dönem. Metabolizmanın çok yavaşlatıldığı sakinlik ya da istirahat durumu. Dormansi. Uyku hali. Uyku.

Inertia : Aynı konum ya da koşulların korunması. newton'un eylemsizlik ilkesi. bir cisme bir kuvvet etki etmedikçe o cisim durgunluk ya da düzgün doğrusal devinme halini korur. Etkileşime girmeme. Bir cismin harekete karşı dayanıklığı. Fizik, uzay, kimya alanlarında kullanılır. Dinginlik. Eylemsizlik. Süredurum.

Backwater : Birikinti su. Durgun su. Siya etmek. Kabarma. Su birikintisi. Durgun yer. Durgunluk. Tersine kürek çekmek. Gelişmenin olmadığı yer.

 

Aridity : Kuruluk (iklim veya hava için). Yavanlık. Susuzluk. Kuraklık. Kuraklık (toprakta). Tatsızlık. Sıkıcılık. Çoraklık. Kuruluk.

Dormancies : Dinlenme. Uyku hali. Dormansi.

Coolness : Soğuk davranma. Sakinlik. Soğukluk. Yüzsüzlük. Serinlik. Soğukkanlılık.

Accidies synonyms : heracles, herakles, accidie, dulness, indifference, inactiveness, infirmity, doze, jauntiness, apathy, disinterest, inanimation, exhaustion, disregard, acedia, dilatoriness, doziness, surfeit, abirritation, ennui, idlesse, impassiveness, inertitude, debility, surfeiting, infirmities, abiosis, callosity, inertness, drowsy, incensement, phlegms, insensateness.