Ageing of the population türkçesi Ageing of the population nedir

  • Coğrafya alanında kullanılır.
  • Doğumların azalması, sağlık koşullarının ve sağlıkbilimsel denetim ve bakımın ileri düzeye ulaşması sonunda ortalama yaşın büyümesi nedeniyle bir ülke ya da bölge nüfusunda yaşlı kişiler oranının artması.
  • Nüfus yaşlanması.

Ageing of the population ingilizcede ne demek, Ageing of the population nerede nasıl kullanılır?

Ageing : Yaşlanma. Gelişme. Zamanla eskime. Olgunlaştırma. İhtiyarlama. Eskime. Geliştirme. Yaşlandırma. Olgunlaşma. Buharlama.

Of : -nın. Hakkında. Den. -den övünerek bahsetmek. In. -dan. -in. Karşı. Nin. Li.

The : Belgili tanımlık. Belirli veya spesifik bir kimse veya şeyi ifade etmek veya tanımlamak için kullanılan betimleyici (gramer). Belirli durumlarda isimden önce kullanılır. Belli bir objeyi veya kişiyi veya yeri nitelemek için kullanılır.

Population : Belli bir bölgede yaşayan aynı türün bireylerinden oluşan yaşama birliği ve topluluğu, populasyon. Ana kitle. Şenlik. Belli bir ülke, alan ya da yerleşme biriminde yaşayan insanların sayısal toplamı. Yığılım. Sekene. Var olan şeylerin insan zekasıyle kavranabilen bütünü ve özellikle gök varlıklarının tümü. sayılama bakımından gözlenebilir durumda olan ve birtakım ortak özellikler taşıyan birey ya da nesnelerden oluşan kümeye verilen ad. Öbek. Yeryüzünde, sınırları belli geniş ya da küçük bir bölgede insanların toplam sayısı. Halk.

 

Increased youth of the population : Büyük işleyim özeği olan kentlerde ya da ölüm oranının yüksek, ortalama yaşın düşük olduğu toplumlarda görülen nüfusta genç kişiler oranının artması. Nüfus gençleşmesi.

İngilizce Ageing of the population Türkçe anlamı, Ageing of the population eş anlamlısı

Sözcükler, direkt olarak Ageing of the population ile ilgili eş anlamlı kelimeler olmayabilir. Kelime anlamı benzer olan sözcükler olabilirler.

Adventife cone : Bir yanardağ ana konisi üzerinde ikincil bacalardan çıkan lavların oluşturduğu küçük tepecikler. Yan koni.

Altimetric profile : Büyük ölçekli haritalarda, eşyükselti eğrilerinden yararlanarak, istenilen iki nokta arasında yeryüzü biçimlerini ve içyapısını gösteren yandan görünüş. Kesit.

Abandoned meander : Akmaz. Taşkın sırasında sapından koparak bütünüyle akış dışında kalan büklüm.

Alluvial deposit : Akarsuların taşıyıp yığdıkları mil, kil gibi çok ince taneli öğelerle, kum ve çakılların karışımıyla oluşan yığın. Lığ. Alüvyon.

Aluvial coast : Lığ yığıntılı kıyı. Genellikle alçak kıyılarda, dalga ve akarsuların ortaklaşa oluşturdukları birikinti düzlüğü.

Agricultural specialisation : Tarımsal özelleştirme. Herhangi bir bölgede, yetişme koşulları ve tecim olanaklarının çok elverişli olması nedeniyle, tarımsal girişimlerin bir ya da birkaç ürüne dayandırılması yöntemi.

Aboriginal population : Yerli nüfus. Bir ülkeye başka bir yerden gelerek yerleşmiş kişilerin tersine, birkaç soydan beri orada doğup yaşamış kişilere verilen ad. bk. göçmen nüfus.

 

Agrarian geography : Tarım coğrafyası. İnsan coğrafyasının, tarımsal çalışma koşullarını, çeşitli iklim bölgelerinin ana tarımsal ürünlerini ve bunların o ülke ya da ülkeler ekonomisindeki yerini inceleyen bölümü.

Agricultural co operative : Çiftçilerin tarım yaşamında kurdukları, çeşitli amaçlara yönelik işbirliğine dayanan ortaklık. Tarım kooperatifi.

Aluvial terrace : Akarsu sekisi. Gençleşmeyle güç kazanan akarsuların yataklarını yeniden derinleştirerek koyak tabanı içine gömülmeleri sonunda oluşan ve bu yeni yatağın iki yanında kalan az eğimli, asılı düzlük, bk. gençleşme.

Ageing of the population synonyms : air route, afforestation, abrasion platform, agricultural production, age pyramid.