Boğma nedir, Boğma ne demek

  • Boğmak işi

Yerel Türkçe anlamı:

Bir çeşit rakı.

Altınların bir beze sırayla dikilmesinden meydana gelen gerdanlık.

Kanı çıkmadan öldürülen hayvan.

Şalvar.

Parmaklara yer yer yakılan kına.

Güreş terimi olarak anlamı:

Güreş kurallarına aykırı olarak, kolun, karşı güreşçinin çenenin altından geçirilerek gırtlağa indirilmesi sonucu, güreşçinin soluk almasını önleme.

Gitar terimi olarak anlamı:

Kısa süreli tok sesler elde etmek için pena tutan elle vurulacak tel ya da tellerin köprünün hemen yanından hafifçe sıkıştırılmasıyla sesin bir miktar susturulması.

İngilizce'de Boğma ne demek? Boğma ingilizcesi nedir?:

mute (muting-palm mute)

Fransızca'da Boğma ne demek?:

strangulation

Boğma anlamı, tanımı:

Boğma rakı : İncir, dut, kuru üzümün mayalandıktan sonra ilkel araçlarla damıtılmasıyla elde edilen, alkol derecesi yüksek bir rakı türü.

Boğmaca : Genellikle çocuklarda öksürük nöbetleriyle kendisini gösteren bulaşıcı bir hastalık.

Boğmacalı : Boğmacaya tutulmuş olan (kimse).

Boğmak : Peş peşe yapmak, bir kimseyi bir şeyin fazlasına eriştirmek veya uğratmak. Bir canlıyı, soluk almasına engel olarak öldürmek. Bir durumu başka bir durum yaratarak örtmeye çalışmak. Silik bir duruma getirmek, bastırmak. Tamamıyla kaplamak, sarmak. Motorlu taşıtlarda fazla yakıt, motoru çalışmaz duruma getirmek. Gelişmesine engel olmak. Renkler uygun düşmemek. El, ip vb. ile bir şeyi çepeçevre sıkmak. Bunaltmak. Boğum yeri.

 

Boğmaklı : Boğmakları olan.

Boğmaklı kuş : Bir tür toygar kuşu.

Bir kaşık suda boğmak : Bir kimseye çok kızmak veya çok öfkelenmek.

Dara boğmak : Birinin güç durumundan yararlanmak.

Dumana boğmak : Duman içinde bırakmak. bunaltmak, şüphe içinde bırakmak.

Kan boğmak : Beynine kan hücumuyla ölmek.

Lafa boğmak : Bir konu üzerinde konuşulurken ilgisiz, gereksiz ve anlamsız bir biçimde söz edip asıl konuyu değiştirmek, unutturmak, karıştırmak.

Lakırtıya boğmak : Gereksiz ve boş sözlerle konuşmayı uzatmak.

Söze boğmak : Lafa boğmak.

Boğma kiraz : Topraktan ağacın boğazına kadar gübre doldurularak vaktinden önce yetiştirilen kiraz.

Boğmaca böreği : Kol böreği.

Boğmak boğmak : Fazla boğumlu.

Boğmaklamak : Bir ağacın kuruması için toprağa yakın yerinden kabuğunu kesmek. Bir değneğin çabuk kırılması için değişik yerlerinden bıçakla iz açmak.

Boğmaklı ardıç : Kuşlar (Aves) sınıfının, ötücü kuşlar (Passeriformes) takımının, ardıç kuşugiller (Turdidae) familyasından, uzunluğu 27 cm kadar, erkeği kara, dişisi kahverengi olan, Avrupa ve Ön Asya'da dağlarda yaşayan, Türkiye'de Trakya, Batı, Güneydoğu Anadolu bölgelerinde kışlayan ve böceklerle beslenen göçmen bir tür. Kolyeli ardıç.

Boğmaklı toygar : Kuşlar (Aves) sınıfının, ötücü kuşlar (Passeriformes) takımının, tarla kuşugiller (Alaudidae) familyasından, sırtı kül kahverengi, karnı beyaz renkli, Akdeniz memleketlerinde kuluçkaya yatan, böcekler, böcek larvaları ve sebze taneleri ile beslenen, göçmen bir tür.

 

Boğmaklı-kuş : (Melanocorypha calandra): Ötücü-kuşlar (Passeriformes) takımının tarlakuşugiller (Alaudidae) familyasından bir kuş türü. Sırtı kül-kahverengi, karnı akımsı olur. Akdeniz memleketlerinde tarla ve steplerde yaşar.

Boğmaklıkuşu : (zooloji)

Boğmasak : Fazla boğumlu.

Boğma ile ilgili Cümleler

  • Ali sadece beni boğmaya çalıştı.
  • Ali Mary'yi boğazından yakaladı ve onu boğmaya başladı.
  • Onu boğmak istiyorum.
  • Ali kendini küvetinde boğmaya çalıştı.
  • Lenny'nin nasıl çiğnemeden veya boğmadan tam bir sosisli sandvici yutabildiğini görüyor musun? O, üst idarenin onu neden çok fazla sevdiğidir.
  • Onu boğmadım.
  • Tom'u boğmak istiyorum.

Diğer dillerde Boğma anlamı nedir?

İngilizce'de Boğma ne demek? : n. choke, act of choking; strangulation; inundation; incarceration

Fransızca'da Boğma : étouffement [le]; (bo

Almanca'da Boğma : n. Drosselung

Rusça'da Boğma : n. зажим (M), удушение (N)