Buttonholed türkçesi Buttonholed nedir

  • İlik.
  • Yakaya takılan çiçek.
  • Esir almak.
  • Düğme dikmek.
  • Lafa tutmak.
  • Düğme iliği.
  • Düğme deliği.
  • İliğe takılan çiçek.
  • Yakasına yapışmak.
  • İlik açmak.

Buttonholed ingilizcede ne demek, Buttonholed nerede nasıl kullanılır?

Buttonhole flower : Yaka iliğine takılan çiçek.

Buttonhole machine : İlik makinesi.

Buttonhole stitch : İlik dikiş. İlk dikiş. Düğme iliği dikişi.

Work a buttonhole : İliğin kenarlarını dikmek.

Buttonhole : Durdurup dinlemeye zorlamak. Lafa tutmak. İlik. Düğme deliği. İlik açmak. Düğme iliği. Yakaya takılan çiçek. İliğe takılan çiçek. Düğme dikmek. Yakasına yapışmak.

Buttonhook : Elbise ve ayakkabıları düğmelemekte kullanılan küçük metal kanca. Düğme kancası. Kopça.

Buttonholer : Diğerlerini kendisini dinlemek zorunda bırakan kimse.

Buttonholing : Yakasına yapışmak. İliğe takılan çiçek. Düğme iliği. Düğme deliği. Lafa tutmak. Esir almak. Yakaya takılan çiçek. İlik. Düğme dikmek. İlik açmak.

Buttonholes : İlik açmak. Düğme iliği. Düğme deliği. Yakaya takılan çiçek. Yakasına yapışmak. Düğme dikmek. İliğe takılan çiçek. İlik. Esir almak. Lafa tutmak.

Buttonhold : Dışarı kıyafetlerini üzerinde tutuyormuş gibi sohbette hapsetmek.

İngilizce Buttonholed Türkçe anlamı, Buttonholed eş anlamlısı

 

Sözcükler, direkt olarak Buttonholed ile ilgili eş anlamlı kelimeler olmayabilir. Kelime anlamı benzer olan sözcükler olabilirler.

Badgers : Yakasını bırakmamak. Rahat vermemek. Başının etini yemek. Rahatsız etmek. Porsuk. Üstelemek. Taciz etmek. Kafa ütülemek. Hiç rahat bırakmamak.

Chats : Sohbet etmek. Laflamak. Çene çalmak (argo terim). Kandırmaya çalışmak. Gevezelik etmek. Söyleşmek. Hoşbeş etmek (argo terim).

Badgered : Yılmış. Başının etini yemek. Yıldırılmış. Kafa ütülemek. Yakasını bırakmamak. Tacize uğramış. Canı sıkılmış. Porsuk. Eziyet edilmiş.

Draw somebody into talk : Konuşturmak.

Hole : Boşluk. Suyutan. İn. Deşik. Yuvasına girmek. Kodes. Kazmak. Hücre. Karst yörelerinde, gölova ve kör koyakların tabanında biriken suları çekerek derine aktaran bir tür doğal kuyulara verilen ad. Bir yarıiletkenin buzsul örgüsünde bir eksicik yerinin boş kalması; örgüden başka eksiliklerin; buyeri doldurması bir akım oluşmasına eşdeğerdir.

Marrows : Öz. Sakız kabağı.

Marrowing : Kabak sakız. Öz. (kemikte) ilik. Kemik iliği. Sakızkabağı. Kabak. Sakız kabağı. Moel.

Solicit : Sokakta müşteri aramak (fahişe). Davetkar konuşmak (fahişe). Asılmak (erkeğe). (yardım veya bir iyilik vb) istemek. İstemek. Israrla rica etmek. Kışkırtmak. Tahrik etmek. Baştan çıkarmaya çalışmak. Israrla istemek.

Garment : Giyim eşyası. Kılıf. Kisve. Elbise. Örtü. Giydirmek. Giyim. Esvap. Giyecek. Giysi.

Grummet : İpten halka. Çevirme kasa. İp halka. Kasa. İpten yapılmış simit halkası. Takviye pulu. Yalıtma bileziği. Kopça gözü.

Buttonholed synonyms : frogs, loop, take captive, chat somebody up, take somebody prisoner, take prisoner, capture, buttonholes, buttonhole, captures, get hold of, marrow, bone marrow, chat, chatted, chat somebody, loops, collaring, collared, engage in conversation, frog, lay hold of, collar, buttonholing, medulla, beg, lobby, badger, tap, sew on a button, button hole, becket.