Buttonhole türkçesi Buttonhole nedir

  • İliğe takılan çiçek.
  • Düğme deliği.
  • Yakasına yapışmak.
  • Esir almak.
  • Düğme dikmek.
  • Düğme iliği.
  • Durdurup dinlemeye zorlamak.
  • İlik.
  • Lafa tutmak.
  • İlik açmak.
  • Yakaya takılan çiçek.

Buttonhole ile ilgili cümleler

English: He stuck a flower in his buttonhole.
Turkish: O, düğme iliğine bir çiçek sıkıştırdı.

Buttonhole ingilizcede ne demek, Buttonhole nerede nasıl kullanılır?

Buttonhole flower : Yaka iliğine takılan çiçek.

Buttonhole machine : İlik makinesi.

Buttonhole stitch : İlk dikiş. Düğme iliği dikişi. İlik dikiş.

Work a buttonhole : İliğin kenarlarını dikmek.

Buttonholed : Yakasına yapışmak. Düğme iliği. Düğme dikmek. Yakaya takılan çiçek. İliğe takılan çiçek. Düğme deliği. İlik. Lafa tutmak. Esir almak. İlik açmak.

Buttonholing : İliğe takılan çiçek. Lafa tutmak. Düğme dikmek. Düğme iliği. Yakaya takılan çiçek. Düğme deliği. Yakasına yapışmak. İlik açmak. İlik. Esir almak.

Buttonholes : Yakaya takılan çiçek. Düğme iliği. Lafa tutmak. Düğme deliği. Esir almak. İlik. Yakasına yapışmak. İliğe takılan çiçek. Düğme dikmek. İlik açmak.

Button editor : Düğme düzenleyicisi. Düğme düzenleyici.

Button face : Düğme yüzü.

Buttonhook : Kopça. Elbise ve ayakkabıları düğmelemekte kullanılan küçük metal kanca. Düğme kancası.

 

İngilizce Buttonhole Türkçe anlamı, Buttonhole eş anlamlısı

Sözcükler, direkt olarak Buttonhole ile ilgili eş anlamlı kelimeler olmayabilir. Kelime anlamı benzer olan sözcükler olabilirler.

Frogs : Kurbağa. Gerçek su kurbağasıgiller. Kurbağalar. Fransız (kötü). Kopça. İki başlı kas. İki yaşamlılar (amphibia) sınıfının, kuyruksuz iki yaşamlılar (anura) takımının, çift obruklular (diplasiocoeala) alt takımından dişleri olan, avrupa, asya ve afrika'da ılık ve tropik bölgelerde yaşayan, yeşil su kurbağası (rana viridis), göl kurbağası (r.ridibunda) türleri iyi bilinen bir familya.

Solicit : Sokakta müşteri aramak (fahişe). İstemek. (yardım veya bir iyilik vb) istemek. Baştan çıkarmaya çalışmak. Davetkar konuşmak (fahişe). Israrla rica etmek. Fahişelik yapmak. Dilemek. Askıntı olmak. Yalvarmak.

Get hold of : Bağlantı kurmak. Kavramak. Eline geçirmek. Ele geçirmek. Bulmak (birini). Yakalamak. Tutmak.

Tap : Bağlamak. Para sızdırmak. Tıklatmak. Step dansı yapmak. Tıkırdatmak. Musluk. Hafifçe dokunmak. Pençe vurmak (ayakkabı). Musluğu açmak. Kullanma yerinde suyu açıp kapamakta kullanılan araç.

Badger : Etçiller (carnivora) takımının, sansargiller (mustelidae) familyasından, 70 cm kadar uzunlukta, 17 cm kadar kuyruğu olan, kısa ve kalın bacaklı, kış uykusuna yatan, avrupa ve asya’ da yaşayan bir tür. Rahat vermemek. Rahatsız etmek. Başının etini yemek. Porsuk. Yakasını bırakmamak. Taciz etmek. Hiç rahat bırakmamak. Üstelemek.

Hole : Zor durum. Kodes. Karst yörelerinde, gölova ve kör koyakların tabanında biriken suları çekerek derine aktaran bir tür doğal kuyulara verilen ad. Köşesine çekilmek. Kapanmak. Hücre. Kazmak. Suyutan. Boşluk. Yuvasına girmek.

 

Chat : Çene çalmak. Hoşbeş etmek (argo terim). Laflamak. Hoşbeş. Çene çalmak (argo terim). Kandırmaya çalışmak. Muhabbet. Chat yapmak.

Becket : İskota bağı. Makara bülbülü. Küçük ip halkası. İlmek. Rigavo mapası. Sancak bağı. Uskota bağı.

Badgered : Porsuk. Canı sıkılmış. Üstelemek. Sıkıntı verilmiş. Eziyet edilmiş. Taciz etmek. Yıldırılmış. Yorgun. Rahat vermemek. Tacize uğramış.

Badgers : Hiç rahat bırakmamak. Başının etini yemek. Üstelemek. Taciz etmek. Porsuk. Yakasını bırakmamak. Rahat vermemek. Rahatsız etmek. Kafa ütülemek.

Buttonhole synonyms : engage in conversation, grummet, take prisoner, chatted, medulla, buttonholes, buttonholed, buttonholing, marrow, collared, marrowing, captures, loops, frog, chat somebody, take captive, loop, chats, draw somebody into talk, capture, beg, lobby, garment, collar, lay hold of, chat somebody up, marrows, button hole, bone marrow, collaring, take somebody prisoner, sew on a button.

Buttonhole ingilizce tanımı, definition of Buttonhole

Buttonhole kelimesinin İngilizce - İngilizce çevirisi (English to English) : To detain in conversation to weariness. As, he buttonholed me a quarter of an hour. To hold at the button or buttonhole. To bore. The hole or loop in which a button is caught.