Buttons türkçesi Buttons nedir

  • Düğmeler.
  • Garson.
  • Otel bellboyu.
  • Komi (ingilizce kullanımı).

Buttons ile ilgili cümleler

English: I cannot sew buttons on this jacket. I need a stonger needle.
Turkish: Düğmeleri bu cekete dikemiyorum. Daha güçlü bir iğneye ihtiyacım var.

English: One of the buttons has come off my coat.
Turkish: Düğmelerden biri paltomdan koptu.

English: Please sew these buttons on.
Turkish: Lütfen bu düğmeleri dik.

English: Ali pressed one of the buttons on the remote control.
Turkish: Ali uzaktan kumandadaki butonlardan birine bastı.

English: One of your buttons has come off.
Turkish: Düğmelerinizden biri düştü.

Buttons ingilizcede ne demek, Buttons nerede nasıl kullanılır?

Can you sew these buttons on : Bu düğmeleri diker misiniz.

Color buttons on toolbars : Araç çubuğunda renkli düğmeler.

Available buttons : Kullanılabilir düğmeler. Kullanılabilen düğmeler.

Boy in buttons : Komi. Belboy. Bir otelde valiz taşıyan ve ayak işlerine bakan genç erkek.

Caption buttons : Çubuk düğmeleri. Resim yazısı düğmeleri.

Text in buttons : Düğmelerde metin.

Scrollbar buttons : Kaydırma çubuğu düğmeleri.

Color buttons : Renkli düğmeler.

Duplicate buttons : Çift düğmeler.

Unbuttons : Düğmelerini açmak. Düğmesini çözmek. Düğmelerini çözmek. Çözmek.

 

İngilizce Buttons Türkçe anlamı, Buttons eş anlamlısı

Sözcükler, direkt olarak Buttons ile ilgili eş anlamlı kelimeler olmayabilir. Kelime anlamı benzer olan sözcükler olabilirler.

Lad : Genç erkek. Dil edinim düzeneği. Genç. Seyis yamağı. Erkek çocuk. Lad. Adam. Genç adam. En küçük mutlak sapma. Yarak.

Holdfast : Delikli tespit çivisi. İşkence. Dayak. Kenet. Mengene. Sabit nokta kazık grubu. Destek. Kanca. Bir şeyi yerinde tutan bir alet. Tutma aleti.

Bell : Taçyapraklar. Korol. Böğürmek. Zil. Çan gibi genişlemek. Sütun başlığı gövdesi. Muf. Çıngırdak. Taç yapraklar.

Reset button : Sıfırlama düğmesi. Kurma düğmesi. Yeniden başlatma düğmesi. Kurma butonu. Reset butonu.

Horn button : Düdük düğmesi. Korna düğmesi. Düdük çevirgecine komuta eden, çevrimi açıp kapatan ve sürücü tarafından kullanılan elektrik düğmesi. Klakson düğmesi. Boynuz düğme. Korna kapağı. Korna butonu.

Fixing : Saptama. Tamir etme. Sinema, televizyon alanlarında kullanılır. Tamir. Düzeltme. Kurma. Açındırma sonunda, ışıklanmamış gümüş bromürün ortadan kaldırılarak resmin ışıktan etkilenmemesini sağlama. Tutturma. Tespit. Dikme.

Ladler : Kepçeyi sıvının içine batıran ve servis yapan kimse. Sıvı taşıyan bir şey. Genç. Dil edinim düzeneği. Genç adam. Yarak. Kızan. Delikanlı. Erkek çocuk.

Fastener : Toka. Kilit. Bağlaç. Raptiye. Bağlayıcı şey. Bağlayıcı. Ataş. Fermuar. Çıtçıt. Bağ.

Garcon : Uşak. Delikanlı. Oğlan.

Waitron : Restoran veya birahanede masalara servis yapan kimse (erkek ve kadın garson terimleri için kullanılan nötr kelime).

Buttons synonyms : electrical switch, push button radio, shirt button, panic button, coat button, waiters, switch, cufflinks, ladlers, waitress, push, push button, electric switch, waiter, fastening, garcons, bell push, waitperson, doorbell, buzzer, waitresses, mouse button.

 

Buttons zıt anlamlı kelimeler, Buttons kelime anlamı

Unbuttoned : Düğmeleri açılmış. Teklifsiz. Laubali. (düğmeleri) ilikli değil.

Buttons antonyms : unadorned.

Buttons ingilizce tanımı, definition of Buttons

Buttons kelimesinin İngilizce - İngilizce çevirisi (English to English) : A boy servant, or page, in allusion to the buttons on his livery.