Cardstock türkçesi Cardstock nedir

  • Kartvizit yapımında kullanılan kalın bir kağıt.
  • Kartvizit olarak kullanılabilen çeşitli kalınlıklarda bulunabilen sert kağıt çeşiti.

Cardstock ingilizcede ne demek, Cardstock nerede nasıl kullanılır?

Laid his cards on the table : Samimi bir şekilde açıkladı. İçinde olan her şeyi açığa vurdu. İçini döktü.

Net cards to install : Yüklenecek ağ kartları.

Stack the cards against somebody : Kartları aleyhine dizmek.

A pack of cards : İskambil destesi.

Debit cards : Debit kart. Banka kartı. Bankamatik kartı. Hesap kartı. Borçlandırma kartı. Borç kartı. Para çekme, hesap bilgilerini kontrol etme ve işlem yapma, ayrıca hesapta para olması koşuluyla satın alımlarda ödeme aracı olarak kullanılan ve bir banka, perakendeci veya diğer satıcılar tarafından çıkarılan plastik kart. Kart sahibinin hesabından alışveriş tutarını doğrudan düşüren kart.

In the cards : Hesapta olan. Eli kulağında. Olası. Muhtemel. Oldu olacak.

Net cards : Ağ kartları.

Game of cards : Kağıt oyunu.

Pack of cards : İskambil.

On the cards : Olabilir. Muhtemel. Ha oldu ha olacak. Olanaklı. Eli kulağında. Hesapta olan. Olması mümkün. Olası. Oldu olacak. Hesapta var.

İngilizce Cardstock Türkçe anlamı, Cardstock eş anlamlısı

Sözcükler, direkt olarak Cardstock ile ilgili eş anlamlı kelimeler olmayabilir. Kelime anlamı benzer olan sözcükler olabilirler.

 

Standard : Kimi özdeklerin bileşimlerine, arılık kertelerine göre ayrıldıkları bölümlerden her biri. Ölçün. Standart. Sayısal ya da felsefi olarak anlatılan eğitim ereği, amacı ya da ölçütü. eğitimde ulaşılmak istenilen amaç ya da düzey. Kabul edilen. Ölçülebilir nicelikler için belirli boyutlarda seçilen bir örnek. Bayrak. Atlama çatkısı. Sancak. Bir ölçmeyi, karşılaştırmayı yapmaya yarayan belirli nesne.

Rule : Emretmek. -e egemen olmak. Dizginlemek. Buyurmak. Karara varmak. Tüzük. Yönetmek. Yol. Yönetim. Düzçizer.

Criterion : Özde bir olan konuların karşılaştırılması sırasında temel alınan ölçü veya ölçüler. Değerlendirme ölçütü. Ölçüt. Kıstas. Ayırıcı özellik. Belli bir tip üzere yapılmış, ölçü, belirgin özellik, nitelik, nicelik ve değerin belirli ölçüsü. Bir yargıya varmak ya da değer biçmek için başvurulan ilke. Ayıraç. Kriter. Mikyas.

Touchstone : Kriter. Mihenk. Mihenk taşı. Ayar. Ölçüt. Mihenktaşı. Denektaşı.

Ruler : İdareci. Cetvel. Amir. Hükümdar. Yönetici. Taht sahibi devlet başkanı. Bey. Yönetenler. Hakim. Çizgi makinesi.

Measure : Ölçüsünü almak. Ölçüm. Ölçüye vurulan bir konuda bir ölçme aracıyla elde edilen ve ölçme dizgesinin çeşitli birimleriyle dile getirilen değer. Tedbir. Endazelemek. Oran. Ölçmek. Nispet. Ölçme aygıtı. Endazeye vurmak.

Yard measure : Bir yardalık ölçü. Yarda ölçüsü.