Cathode türkçesi Cathode nedir

  • Fizik, kimya, sinema, televizyon, veterinerlik alanlarında kullanılır.
  • Eksi uç.
  • Katod.
  • Eksiuç.
  • Bir üşerçözükte artı üşerleri çeken, aksileri iten, elektriksel erkili düşük olan üşek.
  • Elektrikle ayrışım olayında ve pillerde indirgenme tepkimesinin olduğu elektrot. (elektrikle ayrışımda katodun imi eksi, anodun imi artıdır; bu nedenle yalnızca elektrikle ayrışım olayında "eksiuç"da denebilir.).
  • Kotot.
  • Röntgen tüpü içindeki negatif kutup.
  • Katot.
  • Eksi kutup.
  • Negatif kutup.
  • Negatif elektrikucu. (özellikle radyo ışıtaçlarında negatif yüklü olan ve elektron üreten elektrikucu).
  • Kıvılkesimde, sıvıya batırılıp kıvıl akım geçmesini sağlayan metal uçlardan eksi yüklü olanı.
  • Alt-üşek.
  • Elektrik devresinde negatif kutup.

Cathode ile ilgili cümleler

English: Ali doesn't understand the difference between a cathode and an anode.
Turkish: Ali bir katot ve anot arasındaki farkı anlamıyor.

Cathode ingilizcede ne demek, Cathode nerede nasıl kullanılır?

Cathode beam : Katot ışın demeti.

Cathode bias : Katod polarizasyonu. Katot öngerilimi.

Cathode bombardment : Katot bombardımanı.

Cathode coating : Katot kaplaması.

Cathode compartment : Katod bölümü.

Cathode deposit : Katod bırakıntısı. Katot birikintisi. Katot bırakıntısı.

Cathode coupled multivibrator : Katot kuplajlı multivibratör.

 

Cathode current : Katod akımı. Katot akımı.

Cathode copper : Katod bakırı. Katot bakırı.

Cathode dark space : Katot karanlık bölgesi.

İngilizce Cathode Türkçe anlamı, Cathode eş anlamlısı

Sözcükler, direkt olarak Cathode ile ilgili eş anlamlı kelimeler olmayabilir. Kelime anlamı benzer olan sözcükler olabilirler.

Electrode : Elektrikucu. Kıvılkesimde, sıvı ortamın içine batırılıp kıvıl akım geçmesini sağlayan biri artı, öteki eksi yüklü uçlar. Elektro. Elektrik kutup çubuğu. Elektrot. Bir gözeye akımın girdiği ya da çıktığı iletken uç. Gaz, sıvı ya da yalıtkan bir gereçte elektrik akımının girip çıkmasını sağlayan iletken. (pozitif elektrikucuna artıuç, negatife eksiuç denir). yarı iletken bir aygıtta, elektron yayan, toplayan ya da bir mıknatıslı alan yardımıyla bunların devinimlerini düzenleyen parça. Üşek. Bir elektrokimyasal tepkimede oluşan elektronları ortamdan uzaklaştırmak ya da gereken elektronları sağlamak için kullanılan elektronsal iletken özdek. Kıvıluç.

Negative terminal : Negatif kutup cıvatası. Negatif uç. Negatif terminal. Negatif kutup başı.

Depot : Kırkambar. Emanetçi. Ambar. Küçük istasyon. Alay komutanlığı. Antrepo. Transit ticarette, gümrük vergisine konu olup, henüz vergi ve resimleri ödenmemiş malların korunduğu, gerektiğinde küçük tamamlayıcı işlemlerin yapıldığı, gümrük binaları yakınında bulunan, kamu veya özel kesimce işletilen bir tür depo. krş. genel antrepo, özel antrepo. Tren istasyonu. Esir toplama yeri.

Accumulator : Akümülatör. Akımtoplar. Biriktirmeç. Birikeç. Elektrik gücünü kimyasal güce çevirip biriktiren ve gerektiğinde yeniden elektrik gücüne dönüştürebilen aygıt. Elektrik akımı verilerek doldurulan, istenildiğinde ters yönde akım vererek, kimyasal erke biçiminde saklı bu erkeyi sınırlı bir süre için geri veren aygıt. Hafıza. Toplayıcı. Akümülatör bloğu. Akımsaklar.

 

Thermionic valve : Sinema, televizyon alanlarında kullanılır. Termiyonik valf. Radyo ışıtacı. Elektron tüpü. İçi boşaltılmış ya da özel bir gazla doldurulmuş camdan bir kap içinde, ısıtılan bir elektrikucunun (eksiuç) serbest bıraktığı elektronların pozitif yüklü bir başka elektrikucuyla (artıuç) toplandığı ışıtaç çeşidi. Termiyonik tüp.

Terminus : Amaç. Sınır. Son. Erek. Başlangıç istasyonu. Hedef. Son durak. Gaye. Limit. Uç.

Storage battery : Akümülatör. Akımsakların dizisel ya da koşut olarak bağlanmasıyla oluşan takım. Akü. Akımsaklar dizisi. Batarya. Akımtoplar.

Galvanic cell : Galvanik pil. Volta gözesi. Galvanik göze. Galvani gözesi. Yük-süren kuvvet kaynağı olarak kullanılan göze. Değişlik metalleri üşerli bir çözelti içine batırmakla elde edilen ilk elektriksel erke üreteci.

Voltaic cell : Volta gözesi. Volta pili. Galvanik pil. Değişlik metalleri üşerli bir çözelti içine batırmakla elde edilen ilk elektriksel erke üreteci. Elektrik hücresi.

Thermionic vacuum tube : Termiyonik vakum tüpü.

Cathode synonyms : terminal, vacuum tube, cathodes, photocathode, thermionic tube, negative lead, electrolytic cell, negative electrode, electron tube, cold cathode, primary cell, negative pole, tube.

Cathode zıt anlamlı kelimeler, Cathode kelime anlamı

Voltaic cell : Değişlik metalleri üşerli bir çözelti içine batırmakla elde edilen ilk elektriksel erke üreteci. Elektrik hücresi. Volta pili. Galvanik pil. Volta gözesi.

Anode : Anot. Artıuç. Artı uç +. Fizik, kimya, veterinerlik alanlarında kullanılır. Elektrikle ayrışım olayında ve pillerde, yükseltgenme tepkimesinin oluştuğu elektrot. (elektrikle ayrışımda anotun imi artı, katotun imi eksidir; bu nedenle yalnızca elektrikle ayrışım olayında artıuç da denebilir.). Üst-üşek. Anod. Bir elektrik devresinde negatif yükleri çeken pozitif elektrot röntgen tüpü içindeki (+) kutup. Bir üşerçözüşüm gözesinin, bir boşalım borusunun ya da bir eksicik ışınları borusunun, üretecin yüksek gerilimli ucuna bağlı üşeği. Pozitif kutup.

Electrolytic cell : Elektriksel göze. Elektrolitik hücre.

Cathode ingilizce tanımı, definition of Cathode

Cathode kelimesinin İngilizce - İngilizce çevirisi (English to English) : Opposed to anode. The part of a voltaic battery by which the electric current leaves substances through which it passes, or the surface at which the electric current passes out of the electrolyte. The negative pole.