Clothing türkçesi Clothing nedir

  • Giyecek.
  • Belirli ölçütlere göre ve seri halinde üretilen giyim eşyası.
  • Giysi.
  • Soğuktan ve kötü havalardan korunma, süslenme, büyüsel inançlar ve utanma duygusu gibi nedenlerle ilkellerin gövdelerinin kimi yerlerini örten hayvan derisi, kumaş, ot, hayvan tüyleri vb.
  • Kıyafet.
  • Elbise.
  • Giyim eşyası.
  • Giydirme.
  • Üzeri.
  • Giysiler.
  • Üst.
  • Giyim.
  • İktisat alanında kullanılır.
  • Hazır giyim.

Clothing ile ilgili cümleler

English: I gave them clothing and some food.
Turkish: Onlara giyecek ve biraz yiyecek verdim.

English: Food, clothing and shelter are the foundations of survival.
Turkish: Gıda, giyim ve barınak hayatta kalmanın temelleridir.

English: Goods at the food and clothing stalls were very cheap.
Turkish: Gıda ve giyim tezgahlarındaki ürünler çok ucuz.

English: He has changed his clothing style.
Turkish: Giyim tarzını değiştirdi.

English: I bought it at the vintage clothing store.
Turkish: Onu eski giysi dükkanından aldım.

Clothing ingilizcede ne demek, Clothing nerede nasıl kullanılır?

Clothing department : Giyim mağazası.

Clothing industry : Giyim endüstrisi. Konfeksiyon sanayi. Giyim sanayi. Giyim sanayii. Konfeksiyon sanayii.

Clothing store : Konfeksiyon dükkanı. Giyim mağazası. Tuhafiyeci. Giyimevi.

Where is the nearest clothing store : En yakın giyim mağazası nerede.

 

Bed clothing : Yatak takımı.

Without a stitch of clothing : Çırılçıplak.

Mourning clothing : Yaslık. Kişinin yaslı olduğunu belli eden, kimi toplumlarda değişik renkli olmakla beraber, genellikle kara renkli giysi, örtü.

Food and clothing : Gıda ve giyim.

Clothings : Giysiler.

Civilian clothing : Sivil giyim. Sivil kıyafet. Sivil giysi.

İngilizce Clothing Türkçe anlamı, Clothing eş anlamlısı

Sözcükler, direkt olarak Clothing ile ilgili eş anlamlı kelimeler olmayabilir. Kelime anlamı benzer olan sözcükler olabilirler.

Togs : Elbiseler. Takım. Mayo.

Overall : Gömlek. Her şey dahil. Geniş kapsamlı. Genelde. Önlük. Ayrıntılı. İş önlüğü. Tüm. Toplam. Bir uçtan bir uca.

Encapsulation : Kapsül içine alma. Kuşatma. Kapsüllenme. Kapsüllenmiş olma durumu. Kapsüle saklanma. (telekomünikasyon) bir veri yapısının başka birine dahil edilmesi. Tek programda bağımsız olarak çalışması için gerekli tüm yöntemler ve verilerin girilmesi. Muhafaza içine yerleştirme. Kapsüle konulma. Sarma.

Caparisoned : Eyer örtüsü. Haşe örtmek. Örtü. Donatmak. Süsleme. Süslemek. Haşe.

Off the peg : Hazır. Kullanıma hazır. Al kullan. Topluca üretilmiş (giyim).

Threads : (argo) giysiler. İş parçacığı. İş parçacıkları. Vida dişleri.

Claddings : Kılıf. Zarflama. Dışını kaplama. Kılıf optik. Örtme. Cephe kaplaması. Plakaj.

Wear : Takmak. Giyinme. Dayanıklılık. Aşındırmak. Giyme. Yıpratmak. Giymek.

Accessory : Suç ortaklığı eden. Yardımcı. Yardakçı. Aksesuar. Aksesuar (kadın giysisini bütünleyen). Yataklık. Muharrik. Yedek parça. Suç ortağı. Kayaçlarda çok yaygın olarak bulunan mineraller.

 

Garb : Üst baş. Giydirmek. Kılık. Kılık kıyafet. Kisve.

Clothing synonyms : man's clothing, work clothes, handwear, article of clothing, leisure wear, plain clothes, outerwear, array, loungewear, civilian garb, protective garment, hand wear, work clothing, woman's clothing, overclothes, civilian dress, dressing, superordinate, appareling, apparels, chief, attiring, parent, dressings, superior, blue, vesture, ready mades, gray, consumer goods, caparisoning, attires, neckpiece.

Clothing ingilizce tanımı, definition of Clothing

Clothing kelimesinin İngilizce - İngilizce çevirisi (English to English) : Clothes. Dress. Raiment. Covering. Garments in general.