Corrective türkçesi Corrective nedir

Corrective ingilizcede ne demek, Corrective nerede nasıl kullanılır?

Corrective gymnastics : Düzeltici cimnastik. Düzeltici jimnastik. Yaşama ve çalışma koşullarının etkisiyle oluşan vücut bozukluk ve aksaklıklarını önlemek ya da gidermek için uygulanan özel cimnastik türü; meslek koşullarının oluşturduğu tek yönlü kas çalışma ve gelişmesini dengelemek imacıyla yapılan alıştırmalar.

Corrective maintenance : Aksaklık giderici bakım. Bilgisayar, bilişim alanlarında kullanılır. Düzeltici onarım. Düzeltici bakım. Önleyici bakım. Koçuyucu bakım ya da sürekli bakım hizmetleri dışında, saptanan aksaklıkları gidermeye yönelik ivedi bakım, onarım. Onarım. Onarıcı bakım. Düzeltme bakımı.

Corrective make up : Yüzdeki leke, çil, yara izi, vb. kusurları örtmeyi, buna karşılık hoşa gidebilecek yönleri belirginleştirmeyi amaçlayan makyaj. Düzeltici makyaj. Sinema, televizyon alanlarında kullanılır.

Corrective measure : Islah edici tedbir. Düzeltici önlem. Islah edici önlem.

Corrective network : Düzeltici şebeke.

Correction by himself : Yönetimce düzeltme. Yanlış olarak gerçekleştirilmiş olmalarında kuşku edilmeyen açık ve kesin nitelikteki vergi bozukluklarının doğrudan doğruya yönetimce düzeltilmesi.

 

Correction demand : Düzeltme istemi. Yanlış olarak gerçekleştirilen vergiler için yükümlünün vergi örgütüne dilekçe ile baş vurarak gerekli düzeltmenin yapılmasını istemesi.

Correcting unit : Düzeltici birim.

Correcting : İyileştirme. Düzelten. Düzeltme. Cezalandırma. Tashih etme.

Correctives : Düzeltici. Islah edici. Giderici. Yatıştırıcı. Çare. İslah edici. Islah edici şey. Düzeltici şey.

İngilizce Corrective Türkçe anlamı, Corrective eş anlamlısı

Sözcükler, direkt olarak Corrective ile ilgili eş anlamlı kelimeler olmayabilir. Kelime anlamı benzer olan sözcükler olabilirler.

Compensators : Mafsallı kompanzatör. Zamin. Dengeleyici. Düzenleyici. Tazmin eden. Denkleştirgen. Denkleme transformatoru. Kompansatör. Tavizci.

Disciplinary : Disiplin. Eğitime ait. Cezalandırıcı. Pedagojik. Terbiye amaçlı. Tedip edici. İnzibati. Disiplinle ilgili.

Proofreaders : Hataları bulan. Düzeltmen. Düzeltici (daktilo terimi). Musahhih. Musahhih (daktilo terimi).

Choice : Seçenek. Üstün. Seçim. Elit. Tercih. Seçkin. Bilgisayar, iktisat alanlarında kullanılır. Bir soru çizinliği ya da ölçekte bir soru ya da sınarı izleyen ve verilebilecek olanaklı yanıtları gösteren almaşıklardan her biri. İktisadi karar biriminin kısıt altında yaptığı tercih.

Ataractic : Kaygısız. Huzurlu. Ataraktik. Ataraksik. Yatıştırıcı ilaç. Sakinleştirici. Sakinleştirici ilaç.

Eliminators : Ayırıcı. Eleyen bir kişi veya şey. Pili devre dişi bırakan aygıt (radyo). Separator.

Assuasive : Sakinleştirici. Dindirici. Hafifletici.

 

Correctional : Islah.

Improvers : Geliştirici. Düzelten kimse. Çırak. Gönüllü çalışan kimse. Islahatçı. Düzenleyici. Yenilikçi. Reformcu.

Pick me up : Enerji veren şey. Canlandırıcı içki. Enerji deposu şey. Canlandırıcı şey.

Corrective synonyms : prosthetic device, nonindulgent, pack, corrector, correctives, expediencies, alleviatory, pickup, expediency, alleviator, egresses, anodynes, alternative, appeaser, correctors, strict, expediences, reformatory, expurgatory, appeasers, abirritant, appeasing, ataractics, antidotes, remover, device, egress, expedience, compensator, removing, anodyne, conditioner, corrector of the press.

Corrective zıt anlamlı kelimeler, Corrective kelime anlamı

Indulgent : Hoşgören. Göz yuman.

Worsening : Kötüleşme. Kalitesi düşme. Bozulma. Kalitesizleşme. Ağırlaşan (durum). Kötüleştirme. Kötüleşen.

Corrective ingilizce tanımı, definition of Corrective

Corrective kelimesinin İngilizce - İngilizce çevirisi (English to English) : Penalties are correctives of immoral conduct. Tending to rectify. Having the power to correct. As, alkalies are correctives of acids. As, corrective penalties. That which has the power of correcting, altering, or counteracting what is wrong or injurious.