Crowding türkçesi Crowding nedir

Crowding ile ilgili cümleler

English: I have to pee, but your friends are completely crowding the hallway.
Turkish: Çişimi yapmam lazım, ama arkadaşların tamamen koridora üşüşüyorlar.

Crowding ingilizcede ne demek, Crowding nerede nasıl kullanılır?

Crowding hypothesis : Özellikle kadın ve göçmen işçilerin ağırlıklı olarak bulunduğu işgücü piyasalarında hiçbir işlendirme engeli olmadığı ya da çok az olduğu için ücretlerin baskı altında tutulduğunu ileri süren ve j. s. mill ile f. edgeworth’un işgücü piyasalarındaki ayrımcılığı açıkladıkları model. Kalabalıklaşma önsavı.

Degree of crowding : Kalabalıklık düzeyi. Aşırı ölçüde kalabalık konutlarla, yeter sayıda insanın oturmadığı konutları birbirinden ayırmakta kullanılan ölçüt.

Fetal crowding : Dölüt sıkışması. Döl yatağının dölüte küçük gelmesi. dölütün gelişiminin yavaşlamasına ve yapılış bozukluklarına neden olabilir.

Overcrowding : Bir konutta yaşayan insan sayısının, genellikle benimsenmiş uluslararası barınma ölçünlerinin üzerinde bir düzeye varması. Konut darlığı. Aşırı yoğunluk. Gizli konut darlığı. Aşırı nüfus yoğunluğu. Bir odada ya da bir yerleşim yerinde, gereğinden çak sayıda insanın yaşaması. genellikle bir odada yaşayan insan sayısının 1'i geçmesi, kalabalıklık sayılmaktadır. bk. konut darlığı. Aşırı kalabalıklık. Aşırı kalabalık. Kalabalıklık. Aşırı kalabalıklaşma.

 

Crowd in : İtiş kakış ilerlemek. Kalabalığı yararak ilerlemek. Kalabalıkta zorlukla hareket etmek.

Crowd pulling : İlgi çekici. Kalabalığın ilgisini çeken.

Crowd pleaser : Kalabalığı çok menün eden bir şey. Kalabalığın ilgisini çeken kimse. Çok popüler çekiciliği olan kimse.

Crowd scefte : Sinema, televizyon alanlarında kullanılır. Kalabalık görünçlük. Çok sayıda figüranın çok geniş bir alanı doldurduğu görünçlük.

Hold a crowd back : Kalabalığı zaptetmek.

Crowd together : Yığılmak. Yığışmak. Bir araya toplanmak. Üşüşmek. Birlikte içeriye dolmak.

İngilizce Crowding Türkçe anlamı, Crowding eş anlamlısı

Sözcükler, direkt olarak Crowding ile ilgili eş anlamlı kelimeler olmayabilir. Kelime anlamı benzer olan sözcükler olabilirler.

Deviousness : Aldatıcılık. Dürüst olmama. Eğrilik. Sapmışlık. Dolambaçlılık.

Ascription : Üstüne atma. Hamil. Doğumla belirlenme. Bireyin toplumdaki yerinin tümünü ya da bir bölümünü başarısıyla değil, doğuştan edindiği nitelikleriyle (cinselliği, ailesinin toplumsal sınıfı vb.) elde etmesi. Hamd. Yakıştırma. Atıf. İsnat.

Embarkment : Bir gemi veya kayığa binme. Gemiye bindirme. Bindirme. Uçağa yükleme. Atılma. Gemiye binme. Girişme. Binme. Uçağa bindirme.

Imposition : Zorla kabul ettirme. Vergiyi gerçekleştirme. İstenmeyen misafir. Ceza. Taciz. Genel temeller, vergiyi gerçekleştirme yöntemi, yazılım yöntemi, değerlendirme kurulları, bildirme, vergi alacağının kaldırılması, yoklama ve inceleme gibi işlemlerin tümü. Yük. Uygulama. Koyma.

 

Attribution : Niteleme. Dayandırma. Atıf. Yorma. Hassa. Bağlama. Öz nitelik. Nitelik. Sıfat.

Embarkations : Gemiye bindirme. Yüklenme. Bindirme. Yükleme işlemi. Uçağa biniş. Gemiye binme. Girişme. Binme. Yük alma.

Muzziness : Sarhoşluk. Belirsizlik. Sersemlik.

State of affairs : Vaziyet. Durum. İşlerin durumu. Gidişat. Koşullar. Hikaye. Keyfiyet. Hal. Gelinen nokta. Şartlar.

Suppression : Baskı. Fizik, sinema, televizyon, veterinerlik alanlarında kullanılır. Bastırı. Supresyon. Gizli tutma. Boşluk. Bir ışımın bir birleşenini eleme. Organ işlevinin önlenmesi, özellikle herhangi bir bezin salgılama görevinin baskı altında tutulması, salgının durdurulması. Yok etme.

Download : Dosyaları bir modem aracılığıyla uzak bir bilgisayardan kopyalamak. İndirmek. Karşıdan yükleme durumu. İndirme. Karşıdan indirmek. Karşıdan yüklemek. Yüklemek (internet üzerinden bilgisayara program). Yüklemek.

Crowding synonyms : over crowding, obscurity, lading, intricateness, perplexity, scabrous, embarcation, ambiguousness, suppressions, perplexities, charging, abstruseness, impositions, embarkation, digestions, adscription, digestion, embarking, ascriptions, congestion, complicatedness, ladings, intricacy, intimidations, situation, intimidation.