Decant türkçesi Decant nedir

  • Bir kaptan diğerine aktarmak.
  • Süzmek.
  • Dökme.
  • Dikkatle boşaltmak.
  • Bir kaptan diğer kaba akıtmak.
  • İçindeki çökelti maddelerinden arıtmak.
  • Tortusundan ayırmak.
  • Şişeden sürahiye boşaltmak.
  • Boşaltma.
  • Boşaltmak.

Decant ile ilgili cümleler

English: The decanter is still half full.
Turkish: Şarap sürahisinin hâlâ yarısı dolu.

Decant ingilizcede ne demek, Decant nerede nasıl kullanılır?

Decantation : Herhangi bir sıvıyı altta kalan tortudan ayırmak üzere yavaşça boşaltma. Dekantasyon. Çökelme. Durultma sıvı akıtma. Durultma. Tortusundan ayırma. Süzme. Dökme. Tortullaşma.

Decanted : Şişeden sürahiye boşaltmak. Dikkatle boşaltmak. Dökülmüş. Boşaltılmış.

Decanter : Sürahi. Şarap sürahisi. Durultucu sürahi. Durultucu. İçki sürahisi. Süzme kabı. Kulpsuz kana.

Decanters : Kulpsuz kana. Sürahi. Durultucu sürahi. Durultucu. Şarap sürahisi. Süzme kabı. İçki sürahisi.

Decanting : Bir şişeden veya kaptan başka şişeye veya kaba dökme. Tortularını almadan şarap dökme eylemi. Durultma işlemi. Şarabın sürahiye süzülerek tortularından arındırma işlemi.

Decants : Şişeden sürahiye boşaltmak. Boşaltmak. Dökme. Süzmek. Bir kaptan diğerine aktarmak. Bir kaptan diğer kaba akıtmak. Boşaltma. İçindeki çökelti maddelerinden arıtmak. Dikkatle boşaltmak. Tortusundan ayırmak.

 

Decanal : Dekana ait.

Decane : Dekan.

Dodecanese : On iki ada. Oniki ada. Ege denizi'nde türkiye'nin güneybatı kıyısında bulunan 12 tane yunan ada grubu.

Heptadecanoic acid : Heptadekanoik asit. Margarik asit.

İngilizce Decant Türkçe anlamı, Decant eş anlamlısı

Sözcükler, direkt olarak Decant ile ilgili eş anlamlı kelimeler olmayabilir. Kelime anlamı benzer olan sözcükler olabilirler.

Clear out : Sıvışmak. Çekilip gitmek. Tüymek. Çekip gitmek. Tahliye etmek. Hepsini satmak. Yıkılmak. Boşaltıp temizlemek. Tertemiz etmek.

Placing : Görevlendirmek. Yerini belirlemek. Yatırmak (para). Avlama. Yatırım yapmak. Uçantop oyununda top kendinde olan tarafın, karşı oyuncuların boş bıraktığı ve yetişemeyeceği yere topu yavaşça indirip sayı alması. Koymak. Yerine koyma. Tahsisli satış.

Dumping : Boşaltım. Çöp yığını. Tenzilat. Fiyat indirme. Yurtdışına çok düşük fiyata satma. Atıklama. Bir malın satak ederinden daha düşük ederle satılması. bir malın yurt için satış değerinden indirim yapılma yoluyla yurt dışında daha düşük değerle satılması. Damping. Düşürüm.

Debarkment : Tahliye.

Clarified : Durulmak. Arıtmak. Arınmak. Temizlemek. Aydınlığa kavuşturmak. Berraklaşmak. Aydınlatılmış. Berraklaştırmak. Belirginleşen.

Debark : İndirmek. Karaya çıkarmak. İnmek. Karaya ayak basmak. Karaya çıkmak. Gemiden inip karaya çıkmak.

Close out : Tasfiye etmek. Fiyat düşürmek. Elden çıkarmak. Tahliye etmek. İndirim yapmak. Hepsini satmak. Ucuzlatmak. İndirimli satmak.

Affusions : Afüzyon. Dökülme. Affuziyon.

Contemplates : Düşünüp taşınmak. Seyretmek. Bakmak. Niyet etmek. Dikkatle izlemek. Tasarlamak. Dikkatle seyretmek. Dalmak. Kafa yormak.

 

Derobement : Savutu yakalamak, bir çırpma yapmak isteyen karşı yarışmacının bu eylemini, bir sıyırma ile ya da savutun yerini değiştirerek etkisiz bırakma.

Decant synonyms : bulkiest, dumpings, bolted, affusion, decompressions, cleans, effusion, decompression, drains, cleaned, broaching, castings, cleared, decants, clears, casting, deplete, depletions, contemplating, deplenish, pour out, distills, clarifying, debarkations, discharge, contemplate, in bulk, depletes, debarks, disembarkation, bulky, drain, molten.

Decant ingilizce tanımı, definition of Decant

Decant kelimesinin İngilizce - İngilizce çevirisi (English to English) : Or to pour from one vessel into another. As, to decant wine. To pour off gently, as liquor, so as not to disturb the sediment.